Bildirimi gelmeyen bölümler olabilir. Lütfen önceki bölümleri atlamadığınızdan emin olun. Çünkü gece bir bölüm daha atmıştım. 😽
Hadi keyfine bakın. 💗
***
13 Şubat Perşembe
"Bakma sen benim sakin durduğuma, o çocuğu tenha bir yerlerde görürsem çok kötü dalıcam. Rahat duramıyorum şu an."
Adnan maçın verdiği gerginlik yüzünden adeta burnundan soluyordu. Nefes nefeseyken bile tek düşündüğü itlik ve serserilikti.
"Ya amınakoduğum piçine bak. Çelme taktı diyorum, bilerek yaptı oğlum. Görmediniz mi maçın başından beri bana nefes aldırmadı. Hakem de kansızın tekiymiş. Taraf tutuyor bu orospu çocuğu."
Yedek oyuncularla birlikte, kenarda, maçın akışına sinirli sinirli yorumlarını yaparken bir yandan da yere düşünce bacaklarında oluşan yaralarda göz gezdiriyordu. Bunlara fazlasıyla alışıktı ama çelmeyle burkulan ayağı biraz canını yakıyordu.
Zaten bacağı bir kere kırılmıştı. Bu yüzden biraz endişeliydi.
"Allah aşkına biriniz bana hak verin de içim rahatlasın. Kendi kendime mi konuşuyorum. Hoop?"
"Kanka, sen çok agresif oynuyorsun. Biraz daha soğukkanlılığını korursan o çocuk kudurur zaten. Haklı mısın, tartışılmaz bir gerçek bu zaten. Basbaya faul yapıldı sana."
"Eyvallah kankam."
Adnan, biraz biraz içini rahatlatmaya başlamıştı. Koçlarının yanına gelmesi de onu tekrar oyuna sokmayı düşündüğünün bir kanıtıydı.
"Adnan, ayağın nasıl?"
"İyi şu an."
Elbette bütün acısını hiçe sayarak hırsına yenik düşen bir gencin sözlerine çok da güven olmayacağını bilen bir koç olduğu için görmeden inanmayacaktı.
Eğilip Adnan'ın ayağını kontrol ederken bir yandan da esmerin vereceği tepkileri kontrol ediyordu.
"Ya biraz acıyor. Geçen seneki maçta olanla aynı."
"Biraz daha kalsın buz. Sonra da ısınmaya başla. İkinci devreye seninle devam edebiliriz."
Adnan gülümseyerek başını salladığında maç skoruna da bakmayı unutmamıştı.
"Bozalım şu eşitliği."
***
"Oofff, sıkıntıdan her an patlayabilirim Behlül."
Efe daha fazla dayanamayıp kafasını sıraya koymuştu. İnanılmaz yavaş ilerleyen bir matematik dersi işliyorlardı ve Efe'nin bir şey anlamadığı çok belliydi.
"Az kaldı son ders zaten."
Behlül'ün ciddi manada iç açan cümlesiyle Efe tekrar kafasını sıradan kaldırmıştı.
Yüzündeki morluklar iyileşmeye yüz tutmuştu. Dövüldükten sonrakine göre iyi görünüyordu.
"Alperen geldi mi yanına bugün?"
Efe, göz devirip kafasıyla onayladığında Behlül sırıtışına engel olamamıştı.
"Allah aşkına yapma Behlül. Çocuğa gıcığım resmen. Yardım etme dedikçe dibimde bitiyor."
"Alperen kötü biri değildir ki. Neden ondan bu kadar nefret ediyorsun?"
Gayet yerinde bir cümle olmuştu. Sonuçta Efe'nin olayı Adnanlaydı. Alperen olayın hiçbir kısmında yoktu. Bu yüzden Behlül, Efe'nin bu nefretinin sebebini fazlasıyla merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olum O Senin Yengen Yengenn
Ficção Adolescente"Bugün seni gördüğüm ilk gün. Geçirdiğim en kötü maç. Aklımı meşgul eden en güzel konu sen olduğun için kötü geçmesinin bir önemi yok. Ayrıca gözlerin okyanusa benziyor. Ellerini uzatmazsan kaybolacağım."