İğrenç ve sıkıcı geçen tarih dersi Adnan ve Alperen'i baymak üzereydi. Hocalarının dediklerini asla dinlemiyor ve tahtada açık olan slayta dönüp bakmıyorlardı bile. Her an ikisinden biri sözlüye kalkabilir ve ders içi olarak 10 alabilirdi. Çünkü öğretmenleri böyle gıcık hareketlere bayılıyordu. Fakat her şeye rağmen dersi ikisi de takmıyordu.
Dersten çoktan kopmuş gibilerdi. Adnan'ın heyecanla beklediği okul futbol turnuvaları hakkında konuşabilirlerdi.
"Taraftar götürecek misiniz yine?"
Alperen'in merakla beklediği sorunun cevabı ne yazık ki olumlu değildi. 4 senedir beraberlerdi ama sadece 7 maça beraber gidebilmişlerdi. Adnan'ın yaklaşık 25 maça çıkmış olduğunu düşününce 7 rakamı az kalıyordu.
"Bu dönem maça taraftar götüremiyormuşuz. Birinci dönem hıyarlar karşı takımın taraftarına küfür etmiş, ceza yemişler."
Çoktan 5.dersin sonuna gelmişlerdi ama sabahtan beri sevgilisini görememişti esmer olan. Bu yüzden morali biraz bozuktu.
"Zil çalar çalmaz Behlül'ün yanına ineyim ben. Bu puşt benim yanıma gelmeyecek."
Alperen de kafa sallayıp onaylamıştı arkadaşını. Dinlediğinden değil arkadaşının çenesi dursun diye kafa salladığı çok açıktı.
***
"Yakıştı sana da bu sweat. Bugün giy birilerini düşürürsün belki."
Behlül, Efe'nin üstündeki renkli sweati çok beğendiği için Efe'ye dün giymesi için verdiği gri sweatle bir günlük değişmeyi teklif etmişti. Elbette Efe'de kabul etmişti.
Behlül, üzerinde çok iyi durduğunu düşündüğü sweatle daha çok parlamaya başlamıştı. Efe ise yanık tenini daha çok ortaya çıkaran gri sweatle kendini daha çok belli etmeye başlamıştı. İkisi de gayet güzel görünüyordu.
"Bu arada, sen Mustafa hocanın yanındayken dünki çocuk geldi sınıfa. Hemen gitti ama."
Behlül şaşkın bakışlarını sıra arkadaşında gezdirirken Adnan'ı bugün hiç görmediği gerçeği doldu zihnine.
Mutluluk sarışının yüzüne yayılırken Efe anlamsız bakışlarla, sırıtan Behlül'e bakıyordu.
"Gelir o arada."
"Yakın arkadaşın sanırım?"
Behlül şimdilik sadece kafa sallamakla yetinmişti. Henüz ikisinin sevgili olduğunu bilmesine gerek yoktu.
Zil sesi duyulduğunda önündeki kitabı kapatıp gerinmişti Behlül. Adnan'ın yine geleceğini bildiğinden kalkmamıştı sırasından.
Ve daha hoca çıkmamıştı ki tanıdık ses Behlül'ün kulaklarını doldurmuştu bile.
"Sarışın."
Behlül gülümseyerek Adnan'ı el hareketiyle yanına çağırdı. Sınıf kısa sürede boşalmıştı. Test çözen birkaç kişi haricinde çok fazla kişi yoktu. Rahat olabilirlerdi.
"Nerden aldın bu üstünü? Yakışmış. Hiç görmemiştim üstünde."
Esmerin kurduğu cümle ile her şey Behlül'e dank etmişti. Efe'nin üstünde gri sweat vardı ve eğer kendi üstündeki sweatin Efe'nin olduğunu öğrenirse Adnan'ın nasıl tepki vereceğini kestiremiyordu.
Sertçe yutkundu. Efe sınıfta yoktu.
"Dersiniz neydi? Uykulusun."
Çözüm yolu olarak konuyu değiştirmeyi seçmişti. Ve işe de yaramıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olum O Senin Yengen Yengenn
Teen Fiction"Bugün seni gördüğüm ilk gün. Geçirdiğim en kötü maç. Aklımı meşgul eden en güzel konu sen olduğun için kötü geçmesinin bir önemi yok. Ayrıca gözlerin okyanusa benziyor. Ellerini uzatmazsan kaybolacağım."