Her şey yoluna girecek miydi yoksa aynı şeylerin daha ağırını mı yaşacaktı Adnan, bilmiyordu. Her ne kadar bilmek istemese de Alperen ve Behlül'ün ısrarlarıyla gelmişti yine aynı yere. Evine.
1 haftadır buranın önünden bile geçmemişti. Sadece 1 haftada evinden olabildiğince uzaklaşmıştı. Ne annesiyle iletişime geçmişti ne de üvey babasıyla. Sadece abisinin mesajlarına kısa kısa yanıtlar vererek iyi olduğunu belli etmek istemişti, iyi olmasa da.
Şimdi önünde dikildiği evin kapısına eli bir türlü gitmiyordu. Kaygıları kendini belli ettikçe adımları geriye gidiyordu sanki. Kendini hiçbir zaman hazır hissetmeyecek miydi?
Muhtemelen evde şu an sadece annesi vardı. İkisinin konuşması daha kolay olacaktı. Peki annesi konuşmak isteyecek miydi? Kafasında buna benzer trilyon tane soru vardı ve cevaplarına ulaşabilmesi için kapıyı çalması gerekiyordu. Anahtarıyla girmeye cesaret edemiyordu.
Derince nefes çekip kapıya tıklattı. Saniyeler saatler gibi uzun gelmeye başlamıştı. Biraz sonra kapı açılıp Adnan'ın annesi göründüğünde kadındaki çökmüşlük sanki Adnan'ınkine eşdeğerdi.
Selma Hanım kollarını oğluna dolayıp Allah'a şükrederken Adnan'ın kolları havaya bile kalkmadı. Yorgunluk böyle bir şeydi.
"Adnan'ım, kuzum."
Özlem işte böyle dile vuruyordu. Pişmanlığın koyu tonunun sese vurduğu gibi.
Selma Hanım kapıyı kapatıp oğlunu oturma odasına doğru götürdü. Bu Adnan'ın beklemediği bir ilgiydi. 1 haftada ne değişmişti ki?
İkisi de koltuklara karşı karşıya gelecek şekilde oturduklarında Adnan ilk kez evinde misafir gibi hissettiğini fark etti. Neyin nesiydi bu his? Eski sıcaklık neredeydi?
Selma Hanım'ın bakışları oğlunu özlemle süzüyordu. Adnan'ın bakışları ise evini turluyordu. Özenle annesine bakmamaya çalıştığı belliydi.
"İyi misin Adnan?"
Şefkatli ve yumuşak çıkan sese ilgisini vermek istemedi Adnan. Ama gözleri sonunda değmişti annesinin gözlerine.
"Nasıl görünüyorsam öyleyim."
Dümdüz ve soğuk çıkan ses annesine kendini yeterince açıklıyordu. Bu soruları sormaya devam edecekse burada durmasının hiçbir anlamı olmayacaktı.
"Hep Alperenle miydin?"
"Hayır."
"Neredeydin?"
Esmer oflayarak arkasına yaslandı. Bu neydi şimdi? Sorguya mı çekiliyordu?
Selma Hanım oğlunun rahatsız olduğunu fark ettiğinde kafa sallayarak sustu bir süre. Adnan ise sanki bir şeyler demeye hazırlanıyor gibiydi. Ellerini saçlarından geçirip annesine baktı uzun uzun.
"Bak anne,"
Selma Hanım bütün ilgisini oğluna vermiş bir şekilde baktı Adnan'a.
"Benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyorum. Kestiremiyorum da. Beni umursuyor musun onu bile bilmiyorum. Buraya beni affet diye de gelmedim. Çünkü ben yanlış bir şey yapmadım.
Sadece beni iyileştiren bir ilaç buldum ve onu kaybetmek istemedim. Sandığın kadar kolay olmadı hiçbir şey. O dönemler yaşadığım yalnızlık hissini hiçbir şey bastıramadı.
Başta yanlış yapıyorum sandım. Bir erkekten etkilendiğim ilk andı ve kendimde sorun var sandım. Kimseye açılamadım. Sürekli araştırma yaptım. Her hareketim beni ele verir diye erkeklere karşı çok kaba, kızlara karşı inanılmaz nazik biri olmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olum O Senin Yengen Yengenn
Novela Juvenil"Bugün seni gördüğüm ilk gün. Geçirdiğim en kötü maç. Aklımı meşgul eden en güzel konu sen olduğun için kötü geçmesinin bir önemi yok. Ayrıca gözlerin okyanusa benziyor. Ellerini uzatmazsan kaybolacağım."