72

3.7K 236 316
                                    

7 Şubat Cuma

Diğer sabahlardan tamamen farksız görünse de aklındaki fikirlerle günü bambaşka yapabileceğine inanarak okula adımını atmıştı Adnan.

İki gün sonra futbol turnuvası için Nevşehir'e gideceklerdi ve işini gitmeden halletmeliydi. Bugün de işini yapabilmesi için ona yeterince cazip gelmişti.

Adnan kendi sınıfına girip çantasını bıraktıktan sonra direkt sevgilisinin sınıfına çıkmıştı. Geldiğine emindi çünkü okula girerken Oğuz hocanın arabasını görmüştü.

Sırasında telefonuyla uğraşan sarışının sıkıldığı belliydi.

Kendine has ıslığıyla varlığını belli eden Adnan'a mutlulukla bakmıştı Behlül. Esmer, sarışın sevgilisi yanına geldiğinde nereye gideceklerini iyi biliyordu. Kolunu manitasının omzuna attığında fısıltıyla çıkan sesi Behlül'ün dudaklarının yukarı kıvrılmasına sebep olmuştu.

"Elini tutamıyorum. Şimdilik idare edelim."

Sabırsız gençler hızlıca kütüphanenin olduğu kata indiğinde kütüphanede kimsenin olmamasını umuyordu.

Adnan, kapıyı açıp içeri kafasını uzattığında kimsenin olmadığını görmüş ve sevgilisini mutlulukla içeri çekmişti.

"Kuran çarpsın seni çok özledim."

Esmer, cümlesinin bitirir bitirmez hasret kaldığı dudaklara bastırmıştı kendi dudaklarını.

Sarışın da özlediğini belli etmek için kuru dudaklara karşılık vermişti.

"Cesaretinize hayranım Adnan Ziya bey. Kütüphanenin tam karşısı öğretmenler odası."

Behlül sırıtarak konuştuğunda Adnan pek umrunda değilmiş gibi omuz silkti. Tuttuğu sıcak eli dudaklarına götürüp öptü.

"Çıktığımız yolda tek değiliz Behlül bey. Bana cesaret veren karşımdaki sarışın."

Sarışın genç kafa sallayıp gülümsemesini biraz daha genişlettiğinde zil çalmadan önce sevgilisine doyabilmek adına bir kez daha öptü sevdiğinin dudaklarını. Çünkü o da biliyordu. 1 hafta boyunca Adnan yanında olamayacaktı.

"Sakın maçlarda sakatlanayım deme. Geri döndüğünde bir de ben sakat bırakırım seni."

Behlül bütün ciddiyetiyle sevgilisine öğüt verirken sakat bırakmaktan kastının ne olduğu da gayet açıktı.

Adnan kahkahasını bastıramayıp odaya salmıştı en sonunda.

"Bak seen. Ama böyle dersen benim sakatlanasım gelir."

"Saçma saçma konuşma. Aklım sende bir haftayı nasıl geçireceğimi düşünüyorum zaten. Bir de başına bir şey gelirse kudururum burada."

Adnan uysalca kafasını sallayıp tuttuğu eli baş parmağıyla okşamıştı.

"Benim için de zor olacak."

"Sadece kazanmaya bak. Ben seni bekleyeceğim."

Esmer oğlan sevgilisinin söylediği cümlelerle aldığı gücü ikiye katlamak amacıyla sıkıca sarılmıştı sarışınına. Elinde olsa hep böyle kalabilirdi.

"Hadi seni sınıfına bırakayım. Öğretmen zili çalar birazdan."

Behlül olumlu anlamda kafa salladığında ikisi de peş peşe çıkmıştı kütüphaneden.

Sohbet ede ede Behlül'ün sınıfına geldiklerinde sarışına el sallayıp kendi sınıfına inmişti Adnan da.

Sırada, arkadaşlarını bulup planladığı şeyi onlara anlatmak vardı.

Olum O Senin Yengen YengennHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin