SATIR ARASI YORUM YAPMAYI VE BÖLÜMÜ BEĞENMEYİ UNUTMAYIN.
İYİ OKUMALAR.🌹
**************
Parmaklarımla oynayarak hic bir yere bakmadan sadece ayaklarıma bakıyordum.
En sonunda o lanet yerden kurtulmuş ve dakikalar sonra bu lanet arabadan da inecek ve evime gidecektim.
Şimdilik tek sorunum vardı. O da Dağhan gibi büyük bir sorundu.
"Dağhan." Sol yanıma dönerek yola dikkat kesilmiş ve kesinlikle beni dinlemeyen adama baktım.
Ve tabikide cevap vermemişti.
"Davayı geri çekeceksin değil mi?" Diye mırıldandım mülayim olmaya özen göstererek.Tahmin edelim ne oldu? Yine cevap vermedi.
Bu adam bir şeylerle uğraşırken kesinlikle transa girmiş gibi sorulan soruları umursamıyor ve insanı ruh hastası edecek sınırlara getiriyordu.
Bir kez daha ona laf cambazlığı yapmak yerine daha uysal davranmayı tercih edip sakinlikle sordum. "Cevap vermeyecek misin?"
"Evine bırakmamı ister misin yoksa buradan kendin gider misin?" Dediğinde etrafa bakındım. Araba sabahki kafenin önünde durduğunda gözlerimi kapatıp sinirle gülerek tekrar açtım.
"Bu soruma bir cevap değil." Bir eliyle direksiyonu tutmaya devam ederken koltukta yan duracak şekilde bana döndü.
"Bu da benim soruma bir cevap değil." Madem beni dinliyordu. Ne diye cevap verme tenezzülüne girmiyordu beyefendi acaba?
"Giderim." Dedim ama gidemezdim. Nasıl gideyim? Hava kararacak. Tamam cesur kızımda o kadar da uzun boylu değil hani.
"İyi in o zaman. Yeteri kadar vaktimi aldın zatan." Acaba sabahtan beri kim kimin vaktini alıyor.
"Ben mi vaktini aldım? Sırf zevkin için olduğuna yemin edeceğim bir konuda beni saatlerce o lanet yerde bekleten kimdi acaba?"
"İn." Domuz.
Emniyet kemerini açarak arabadan inip kapısını hızla kapattım.
Bir gün umarım denk gelmezdik ama eğer olurda denk gelirsek kafanı yaracağım seni kaba herif!Önünde olduğum kafe henüz açıktı. Ve bu beni bugün içerisinde sevindiren tek şeydi sanırım.
Cebimdeki telefonu dun gece şarja takmayı unuttuğum için kapanmıştı ve bu yüzden kim aramış kim aramamış bilmiyordum.
Kafeden içeriye girdiğim gibi boş bir masaya oturup başımı ellerim arasına alıp bir süre öylece bekledim.
Eğer bu adam o davayı çekmezse elimden çekeceği var.
"Hoşgeldiniz ne alırdınız hanım efendi?" Başımda duyduğum naif ve ince ses tonuyla saçlarımı düzeltip genç kıza baktım.
"Buz gibi bir su." Bu yaşananların üzerine buz gibi bir su içmezsem rahatlayamayacaktım sanırım.
"Buz gibi mi?"
Kız şaşkınca suratıma bakıp öylece başımda bekledi. Havalar soğuktu ve dolayısıyla insanlar ısınmak için bu havalarda sıcak şeyler tercih ederlerdi.
Tabikide istisnalar kaideyi bozmaz. Ve ben en güzel istisnayım.
"Evet canım buz gibi bir su. Hatta içine küp buzlardan da at istersen. Belki hasta olup zatürreden ölürüm." Böyle bir şey var mıydı onu da bilmiyordum gerçi. Ama yoksa da Ilgaz bu gece beni kıtır kıtır kesip buzluğa atacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS FOBİSİ
Teen Fiction❝Geçmişinde yaşadığı travmatik bir olaydan dolayı polislik mesleğinin adından bile ölesiye korkan bir kadın, farkında olmadan başına ömürlük bela olacak bir başkomiserle Adana sokaklarında denk düşer. Adamın polis olduğunu öğrendiğinde korkuyla ora...