BÖLÜM (33)

16.4K 1.2K 729
                                    

İYİ OKUMALAR...

SATIR ARASI YORUM YAPMAYI VE BÖLÜMÜ BEĞENMEYİ LÜTFEN, LÜTFEN UNUTMAYIN....

Naz & Dağhan

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Naz & Dağhan


















"Dediklerini hâlâ unutmadım. Gece evime geldiğinde sana söylediklerimi de sen unutma."

"Bana inanman için her şeyi yapacağım. Söz veriyorum. Ama tek bir şey soracağım. Sorayım mı?" Elimdeki gül buketinin üzerindeki beyazlıkları silkelerken başımı ona çevirdim.

Sorması için başımı aşağı yukarıya salladığımda parmaklarından kaçıp yüzüme düşen saçlarımı tekrar arkama attı.
"Artık her yanına geldiğimde beni kovmayacaksın değil mi nazlı güzelim?"

"Bilmiyorum. Senin yüzünden üçünü defa işimden oldum. Hiç belli olmaz yani." Nedense affettiğimi söylemesine affetmeme rağmen eskiden olduğu gibi davranmak gelmiyordu içimden.

Ve sanırım bana güvendiği konusunda emin olana kadar da eskisi gibi davranamayacaktım.

Onunla yaşadığım bu andan soyutlanmamı sağlayan şey -buraya ne için geldiğim- bir anda aklıma düşünce ondan ayrılıp etrafıma bakındım.

"Ne oldu?"

"Yiğit, o aramıştı beni sesi kötüy-" Benim buraya gelmem ve Dağhan'ın da bir anda karşıma çıkması. Kar, keman gelip dans edebilir miyiz diye soran adam... Hepsini yan yana getirince yapbozun eksik parçaları patır patır yerine oturmuştu. "Sen mi arattın?"

"Ben arasam buraya gelir miydin?" Düşünceli şekilde çıkan ses tonuyla başımı yere eğdim.

Gelir miydim? Gelirdim.
Ama beni görmesine izin verir miydim. Orası meçhul...

"Bir konu daha var Naz. Sanırım ben hariç affedilmesi gereken iki kişi daha varmış." Kaşlarımı çatıp yüzüne baktığımda eliyle ağaçların olduğu tarafı gösterdi.

Ilgaz, Cihat, Yiğit, Savaş, Barış, Ali, Yağmur ve Selcen. Hepsi orada dikilmiş yüzüme bakıyordu.

Ilgaz hariç. O havaya bakıyordu.

"Sizin ne işiniz var burada?" Hic kimseden ses çıkmayınca Cihat eliyle sağını -Ilgaz'ı- solunu -Yiğit'ı- gösterip benim gibi yuksek sesle konuştu.

Cihat, "Hazır affetmeye başlamışken bizi de bir aradan çıkarı versin dedile-" Derken lafı Yiğit'in yumruk yaptığı elini karnına yemesiyle yarıda kesilmişti, yüzünün rengi değişmiş ve iki büklüm olmuştu.

"Ilgaz senin ne işin var dışarıda hani sen hastaydın?! Hani günlerdir yataktan kalkamıyordun?!" Onlara doğru elimde kocaman bir gül buketiyle yürümem ne kadar sinirli görünmemi sağlıyorsa o kadar sinirliydim.

POLİS FOBİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin