BÖLÜM (15)

31.8K 1.7K 582
                                    


GÜNÜNDEN SAATLER ÖNCE ATILMIŞ BÖLÜM SÜRPRİZİ...🌼🌼

SİZİ NE KADAR SEVDİĞİMİ SORGULAMAYIN. dshhsj

KEYİFLİ, GÜZEL VE BOL GÜLMELİ OKUMALAR.


Arkadaşlar bölümleri yeniden yazdığım için satır arasi yorumlar gidiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar bölümleri yeniden yazdığım için satır arasi yorumlar gidiyor. Lütfen yeniden satırları yorumlarla doldurun...  Sizi seviyorum.

Buraya bir papatya bırakın 🌼

*************

Yanağıma yeni koyduğu parmaklarıyla saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. "Sana sadece benimle dans et desem. Sen de sadece benimle dans etsen. Olmaz mı?"

Heyecandan yerimde dahi duramazken kimse in bizi görmediğini de bilsem utanarak başımı Dağhan'ın göğsüne koydum. Tek kolumla beline sarılıp kırmızı olduğuna emin olduğum yanaklarımı saklamak ister gibi ona sığındım. İse yaramış mıydı, yaramamışsa bile benim haberim olmazsa sorun yoktu.

İki tane büyük el saçlarıma değdiğinde dudaklarımı yalayıp ona sığınmanın verdiği rahatlıkla gülümsedim. Fakat başım göğsünde olduğundan bunu gördüğünü düşünmüyordum.

Ona sarılmamdan sorusuna cevabını almış gibi kulağıma doğru eğildi. "Gidelim mi artık? Saçların çok ıslanmış."

"Olur."

Tek kolum askıda olduğu için uzerimdeki ceketini tam manas giyememiştim bu yüzden önüm açıktı. Üzerimdeki ceketin önünü kapatıp, başıyla yolu gösterdi. "Hadi."

Biraz önce, bulunduğumuz yere doğru çevirdim başımı. Kocasını benden alıp başka bir adamı bana iten teyzeye.
Belkide o eğer gelip kıskançlık yapmasaydı ve kocasını alıp başka birisini yanıma göndermeseydi bu an hiç olmayacaktı.

Bütün teşekkürlerimi bu yaşlı ve kıskanç teyzeye sunuyorum.

"Naz. Hadi." Kolumu çekiştiren Dağhan'ın arkasından giderek yağmurdan dolayı kayganlaşmış zeminde, kayıp düşmemek(!) için koluna girmiştim. Fakat Dağhan, koluna sarıldığım kolumu  çekip, kendi kolunu omzumdan atarak bedenimi kendisine yapıştırdı ve öyle yürümeye devam etti.

Allahım sana geliyorum. Yer aç bana...

"Aç mısın?" Dedi sakince. Bu adamın sesi şimdi daha mı yakışıklı olmuştu yoksa bana mı öyle geliyordu.

"Yo. Değilim." Dedik sakinlik içerisinde ama içim fakirlik disim farklıydı.

Ben deliler gibi dans edip dönmemek için kendimle savaş veriyordum. Çığlık atmamak için...
Sadece bende mi vardı bu? Yoksa Dağhan da benim gibi miydi?

POLİS FOBİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin