SATIR ARASI YORUM YAPMAYI VE BEĞENMEYİ UNUTMAYIN.
İYİ OKUMALAR...
BAŞLAMADAN KÜÇÜK BİR UYARI YAPACAĞIM.
İZEL VE KONUŞTUĞU ADAMIN DİYALOGLARINI KALIN SİYAH ŞEKİLDE YAZACAĞIM. YANİ ŞÖYLE DİYEYİM. BÖLÜM İÇERİSİNDEKİ KALIN SİYAH YAZILAR YABANCI KONUŞMALAR.********
Odanın orta kısmında elleri arkadan bağlı bir şekilde bir sandalye tepesinde, yüzündeki hasar dolayısıyla olduğunu düşündüğüm, bayılmış sarışın adama baktım.
"Adamı incelemen bittiyse geç şuraya." Adama bakmaya dalmışken arkamdan gelen sesle kendimi toparlayıp odanın arkasına doğru ilerledim. Karanlık bir yerdi. Büyük ihtimal görünmem içindi.
Bana söyleneni yaparak köşeye geçip bekledim. Adam yüzünü dökülen bir koca su ile ayıltılmıştı. Bu yaptıkları yasaldı, öyle değil mi?
"Size hiç bir sey söylemeyeceğim piç kuruları!" diye bağıran adam üzerine Dağhan, başını bana çevirdiğinde bende yüzüne baktım.
"Size hiç bir şey söylemeyeceğim piç kuruları!" Diye konuştuğumda içeride bulunan diğer iki kişi de başını bana çevirdi. Fakat yüzleri tuhaf bakıyordu. "Hayır," diye itiraz ettim bir anda neden öyle baktıklarını anlayıp. "Ben değil adam öyle söylüyor!"
Dağhan sinirle bir soluk almış ama sonra bana sinirlenmekten vazgeçerek bağladıkları adama söylemem gereken şeyleri bana söylüyor bende Rusça'ya çeviriyordum.
Bir süre soylediklerini usulca çevirip durmuştum ama adam Nuh diyor peygamber demiyor sürekli küfürler ederek tek kelime etmeyeceğini söylüyordu.
"Orospu çocuğu, sikeceğim belasını!" Diye sinirle bağıran Dağhan ile birkaç adım geriye çekilip söylediği cümleye dikkat kesildim.
"Bunu da çevirmen gerek mi?" Diye fısıldadığım anda üç kafa da bana döndü. Bir tek sandalyeye bağlı adam bakmamıştı bana o da yarı ayık yarı baygın olduğu içindi büyük ihtimal. "Tamam sormadım."
Diye mırıldandım korkuyla çünkü fazla sinirliler ve bellerinde bir silah taşıyorlardı.Sandalyeye bağlı adamı vurmuyorlarsa bu sinirle bana da bir şey yapmazlardı ama yine de korkuyurdum işte. Bir defasında daha 'sinirli ama bana bir şey yapmaz' diye düşündüğüm an karnıma bir delik olarak geri dönmüştü.
*************
Yaklaşık bir saat daha içeride adamla cebelleştikten sonra istedikleri bilgileri almış olan Dağhan ve diğer iki kişi beni odadan çıkartmıştı. Başımı önüme eğip sağa sola bakmaya özen göstererek Dağhan'ın beni getirdiği arabaya binmiş ve gözlerim kapalı dakikalarca arabada beklemiştim geri gelmesini.
Artık geri gelmesini ve beni buradan götürmesini istiyor, sonra da hayatımdan çıkmasını istiyordum. İki de bir duyduğum telsiz sesleri ne kadar arabanın camları kapalı olsa veya arabanın içinde radyo çalıyor olsa da 'istemedik ot burnunun dibinde' misali sürekli kulağıma çalınıyordu.
Yan tarafın kapısı açıldığında başımı hızla kaldırıp gelen kişiye baktım.
"İyi misin?" Diye mırıldandığına bakılacak olursa hiçte iyi görünmüyordum dışarıdan. Zira bunu öylesine soracak kadar benden haz ettiğini düşünmüyordum.
"Değilim, olası bir krizine eşiğinde olabilirim." Dediğimde kendi kendime mırıldandığımı dusunsem de duyduğunu da biliyordum. "Aptal bir fotoğraf yüzünden düştüğüm hâla bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
POLİS FOBİSİ
Novela Juvenil❝Geçmişinde yaşadığı travmatik bir olaydan dolayı polislik mesleğinin adından bile ölesiye korkan bir kadın, farkında olmadan başına ömürlük bela olacak bir başkomiserle Adana sokaklarında denk düşer. Adamın polis olduğunu öğrendiğinde korkuyla ora...