16 < RÜYAM > 16

339 24 14
                                    

Düzenlendi
( Bu bölümü BTS - Lights 10D -Medyaya bıraktım- ile dinlemeniz tavsiye edilir. Dinlerken eğer şarkının sözlerini biliyorsanız bunu umursamamaya çalışın. Şarkının sözlerini kendiniz yazıyormuş gibi düşünün ve okurkenki hissettiklerinizi dinleyin.)

İyi okumalar...

Neredeydim ben? Tamam çok güzel fotoğraflar çekinmiştim ama bu fotoğraflarla beraber sağ kalabileceğim şu anlık bilinmiyordu. Aptal ben yine kafamın dikine gitmiş ve yanımdaki tek kişiden de uzaklaşmıştım.

Doğayla pek anlaştığım söylenemezdi. Ondan korkuyordum. Nerede ne zaman ne olacağı bilinmediği için. Her an bir hayvan veya böcek istilasına uğrayabilirdim. Sanırım ağaçtan sarkan bir örümcek gördüm. Aaaa Annemi özlediğimi söylemiş miydim?

"Seni küçük yaratık eveeet bana yaklaşmıyacaksın değil mi?" Çok şükür örümceklerle de konuşmayı öğrenmiştim ne güzel. Evdeki bütün böcekler de genellikle hep benim karşıma çıkardı zaten. Resmen böcekleri çeken bir aygıt gibiyim. Yine biraz daha dolaşmalıyım gibi hissediyorum.

" Kimse var mıı?" Diye bağırmaya başladım. Hiçbir yerden ses gelmiyordu. Öffff. Grubumu kaybettiğim zaman en azından etrafımda market falan yani yiyecek bir şeyler satılan yerler vardı ve insan doluydu. Ama burasıııı. Hiçbir şey yok!

Oturacak büyük bir taş bulduğumda ona oturdum. Kaç saattir yürüdüğüm bilinmezdi.Yorulmuştum. Evet bana aptal mısın telefonunla arasana diyebilirdiniz fotoğraf çekinirken şarjını bitirmeseydim. Şarjım 20 idi ama ben İphone kullanıyorum. Her an o 20 sıfır olabilir. Ayrıca sinyal yok.

En azından zamanı biliyorum. Kolumda bir saat var. Şu an saat 5'e geliyor. Umarım Yoongi kurtulmuştur. Çünkü ben buradayım yani yaptığım hiçbir şey yok. O bari kurtulsun da hep beraber beni arasınlar bir zahmet. Arkamdan bir ses gelmesiyle hemen ayağa kalktım. Evet arkamdan rağğğğğhhrr gibi bir ses geliyordu.

"Allahım sen beni koru yarabbim ağağağğağağa" gücüm erdiği kadar koşmaya başladım. Arkamda yaprak hışırdamalarını duydukça daha güçlü koşmaya çalışıyordum. Çok hızlı koşuyordum ve ondan uzaklaştığımı düşünmüştüm yere yapışana kadar.

Küçük bir taş parçası bütün kaçma planımı alt etmiş beni yere yapıştırmıştı. Üstelik üzerimdeki yırtık pantolondan çok rahat bir şekilde dizimin kanadığını görebiliyordum. KAHRETSİN! Yerde oturmuş bir ellerimin kanına bir dizimin kanına bakıyordum. Aynanın karşısında olsam acayip acayip hareketler yapıp kendimin vampir gibi olduğunu düşünebilirdim ama şu an oyunun zamanı hiç mi hiç değildi.

Ve  sanırım arkamdan gelen yaprak sesleri kesildi. Tabi onları ben çıkarmadıysam bu doğaldı. İşte şimdi ağlamaya başlamıştım. Tekrar ağzımdan kahretsin lafları çıktı. Bu Almanya resmen bana bir bela olmuştu. Bir daha buraya gelirsem ben varya. Bir ülkeden hiç bu kadar nefret etmemiştim sanırım. Sadece yaşadığım şeyler yüzünden böyle denmez elbette ama bir benim yerime koysanıza kendinizi.

Göz yaşlarım şiddetli bir şekilde akarken sussuzluktan dilim damağım kurumaya başlamıştı. O kadar çaresizdim ki resmen aklıma -iğrenç olabilir ama- göz yaşlarımla ellerimi yıkamak bile gelmişti. Her tarafım kan içindeyken ne yapabilirdim ki?

Ayağa kalkmaya çalıştım ama tekrar yere düştüm. Acıyla bir kez daha inledim. Lütfen biri beni kurtarsın. Kim olursa olsun. Ben şu an bu durumdan kurtulmak istiyorum.

...

Saatime bir kez daha baktım. Saat akşam 7 olmuştu. Ne biri beni kurtarmıştı ne ben çıkış yolunu bulabilmiştim. Zar zor yürümeye çalışmış biraz yol kat etmiştim. Sonra ise yorgunlukla kendimi büyük bir taşa atmıştım. Yaralarımın ise mikrop kaptığına yemin edebilirim ama şu an kanıtlayacak durumda değilim.

Bağırmaktan sesim kısılmış olabilir ve yorgunluktan her an uyuyakalabilirim. Ama çok korkuyorum. Çok fazla korkuyorum. Göz yaşlarım durmaksızın akarken TAM ŞU AN ÇOK KORKUYORDUM. "Ben buradayım! Lütfen Beni kurtarın!" Diye son kez bağırmaya çalıştım. Kimse beni duymuyordu işte.

"Ortaya çık artık!!" Birinin ağlamaklı sesini duymamla yerimden kalkmaya çalıştım. "Ben buradayım!!" beni duydu mu bilmiyorum ama olağan gücümle bağırmaya ve sesin geldiği yöne gitmeye çalışıyordum.  "Lütfen! Sana seni sevdiğimi bile söyleyemeden böyle ortadan kaybolamazsın TAMAM MI!!! SONG YUNNN!!" Olağan gücümle koşuyordum ona doğru.

"JUNGKOOOK!!" Bir ağacı daha geçtikten sonra elinde fenerle onu gördüm. İkimizde nefes nefese kalmış birbirimize bakıyorduk. Kuşların sesini artık duymuyordum. Sadece ikimizin yerdeki yaprakların üzerinden geçerken çıkardıkları çatırdamaları vardı.

İkimizin de birkaç saniye içerisinde birbirimize koşup sarılmasıyla dünyam durmuştu işte.

Bu bir rüya olsaydı eğer

Asla uyanmak istemezdim ♡

Selaaam

Bölüm müzikle hoş oldu mu?

Bu bölümü yazarken bunu dinliyordum ve ikisinin uyumlu olduğunu düşündüm. Umarım keyif almışsınızdır.

Yıldızları parlatmayı unutmayın

Jungkookshii09 hizmetinizdedir

Dı dı dı dınn

STILL WİTH YOU /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin