Duyduklarımla geri adım atmaya başlarken bir şok içerisindeydim. Kim neden niçin? Her şey çok mantıksız geliyordu. Peki bana gelen mektup?
"Hey bu tarafa gelin. Yayında gözükmüyorsunuz." Sorularım daha bitmemişti ama sanırım şimdilik sormayı bırakmalıydım. Geri döndük ve hüzünlü yüzün tamamen mutluluk patlamasına döndü.
"Ahahhahahaha sen sen PUAHAHAHAH" kahkahalarım ardı ardına gelirken Jungkook'un tipine bakıyordum. Suratı kusacak gibiydi ve kıyafetleri tamamen ıslanmış ve çamur olmuştu.
Ona 'ben sana demiştim annecim' bakışı attım. O ise beni gördüğü gibi sinirli sinirli bakmaya çalışarak utancını saklamaya çalıştı. Bende sonunda gülmemi kesebildim.
Yayını durdurdular ve herkesi arabaya bindirdiler. Evet Jungkook üzerindeki pislikle binmek zorunda kalmadı. Köy sahibi üzerine eşofman benzeri bişi verdi. Bu şekilde bile komik gözüküyordu.
Arabada kimin yanına otursam diye düşünmeden hemen Jungkook'un yanına oturdum. "İnadının zararları." Dedim. "Ha ha ha" dedi sinirli bir şekilde. "Tamam ya o kadar da üzülme Kore fanlarını, Japon fanlarını kaybedebilirsin ama merak etme Türk fanların hep yanında olacak. Biz birine yapışınca kene gibi bırakmayız" dedim.
Gülmeye başlayınca bende güldüm. "Bu dolaylı yoldan seni bırakmam demek mi oluyor yarı Türk Melody" Yüzümdeki gülümseme düşerken koluna vurdum. Acıyla İnlerken bende söylenmeye başladım. "Nereden ne çıkarıyorsun ya!"
Biraz sessizce oturduk. "Bak sana ne diyeceğim aslında Türkçe şarkı çıkarsanız ne güzel olur. Bütün Türkiye sizi dinlemeye başlar ve fanınız daha çok artar. Hem araştırdığım kadarıyla sözleriniz de çok anlamlı ve güçlendiriciymiş." Ona onca şey söylememişim gibi bir şeye takılıp bana döndü.
"Sen bizim şarkılarımızı dinlemedin mi?"
Ona dik dik baktım ve işaret parmağımı 'bir' olarak gösterdim. "Sadece J-Hope BLUE SİDE" Göz devirip dışarıyı izlemeye başladı. Bende ona şimdi ne olduğunu soracakken birden bana döndü "Bazen Hoseok hyungtan hoşlandığını düşünüyorum.Bu beni sinir ediyor."
Hemen bende söylenmeye başladım. "Hadi ama saçmalama biliyorsun ben senden hoşlanı- öhüm öhüm Hem bu seni niye sinir etsin ki? Yoksa bana karşı bir şeyler mi hissediyorsun?" Az önce ne diyecektim ben öyle ya. Ucuz atlattım. Bana bir şey itiraf etmek istermiş gibi hazırlandığında biri bağırmaya başladı.
"GELDİİİK!"
Ve biz hiçbir şey konuşmamışız gibi Jungkook yanımdan hızlıca indi.
...
Herkes üzerini değiştirmişti. Jungkook dışında o hala eşofmanlıydı. Yayına Türkiye'nin çarşı pazar ve mağzalarıyla devam ederken diğerlerine çaktırmadan hızlıca kendimi bir erkek mağazasına attım ve ona yakışabilecek en güzel parçaları seçtim.
Hızla parasını ödeyip oradan ayrıldığımda yayına ara verilmişti. Hızlıca elimdekileri Jimin'e uzattım. "Bunları Jungkook'a ver de şu mağazada üzerini hemen değiştirsin." Bana tip tip bakmaya başladığında ona açıklama yapmam gerektiğini düşündüm. "Merak etme. Bir yerden falan çalmadım. Kendim aldım. Pahalı bir şey ucuz değil ucuz giymez diye almadım. Ee hala ne bakıyorsun? Başka ne açıklaması yapmalıyım?"
Jimin'in yanından ayrıldım ve uzaktan onu izledim. Elindekileri Jungkook'a verdi. Jungkookta bana kısa bir bakış attıktan sonra üzerini değiştirmeye gitti.
Geldiğinde onun yanına hızla gittim ve sarkıkça bağladığı kravatını tuttum. Yakalarını düzelttim ve kravatını söküp bir daha bağladım. O ise ne yaptığıma bakıyordu.
"Ne yani? Sen bana kıyafet aldın da ben sana alamaz mıyım?"
Eyvah!
Biz ne zaman yayına başladık??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STILL WİTH YOU /JK
FanfictionHala seninle kalabilme şansını bana verebilir misin? /BİTTİ/ DÜZENLENİYOR... (30.04.2021) /21.07.2020/