Düzenlendi ✅
Ondan ayrıldığımda ayakta zar zor durmaya çalıştım. Ayağım çok ağrıyordu. Sanırım burkulmuştu. Buna rağmen onu gördüğüm için mutluydum. Yine kurtarıcım o olmuştu.
"Ellerine ne ol- düştün mü sen? Dizlerinde kan içinde." Ona gülümsemeye çalışıyordum. "Jungkook" dedim sakin bir şekilde. "Efendim" Ona en yumuşak gülümsememi sundum. "Seni çok seviyorum." Bana şok bir şekilde bakıyordu. Bunu söylemenin zamanı olduğunu düşünmüyordu sanırım ama aslında tam zamanıydı.
" Tekrar kurtarıcım olduğun için teşekkür ederim. Ama benim dayanacak gücüm-" derin bir nefes alıp verdim. "-kalmadı...."
...
"Uyanıyor!" Jimin'in bağıran sesini duyduktan sonra gözlerimi ağır ağır açmaya başladım. Etrafımda neredeyse herkes toplanmış bakıyordu. "Noldu bana?" Diyebildim zar zor. Tamam kaybolduğumu falan hatırlıyorum sonra Jungkook'u görmüştüm gerisi yok.
Ben yavaş yavaş kalkmaya çalışırken Namjoon da arkama yastığı yerleştirdi. Kimse sorumu takmıyordu anlaşılan. Hastanedeydim. "Jungkook nerede?" Dedim onu göremeyince. Jimin bana kurnaz kurnaz bakmaya başladı. "Yanında" tek sorumu takan Jin olarak yanıma bakmamı işaret etti. Kafamı oraya çevirdiğimde uyuya kaldığını fark ettim. O da gördüğüm kadarıyla korkmuştu.
Hoseok Jungkook'u uyandırmamaya çalışarak bana sarıldı. Evet. Onalarda korkmuştu. " Aptal! Sana orada beni beklemeni söylemiştim. Sen ne yaptın? Bilmediğin yerlere gittin!" Yan koltukta oturduğunu yeni fark ettiğim Yoongi söylenmeye başlamıştı. Ama o da ne? O ağlıyor muydu?
Yanıma yavaşça yaklaşmaya başladığında Hoseok geri çekildi ve o da sedyeye oturdu. "Beni dinleseydin ellerin, dizlerin, ayakların böyle olmayacaktı. Şapşal!" Bana yavaşça yaklaşıp sarıldıktan sonra bende ona sarıldım ve ağlamaya başladım. "Öhüüü ben özür dilerim. Sizi meraklandırmak istememiştim. Öhüüü Aptal kafam ve onun yaptığını yapan aptal ben. Öhüüü"
Cidden Yoongi ile salya sümük ağlıyorduk. Onun önündeki duvarları kaldırdığını ilk defa görmüştüm. Umarım bana karşı hep böyle içten olur. Çünkü ben şu an onun içtenliğini fazlasıyla hissediyorum.
Ayrıldıktan sonra ikimizde burunlarımızı çekmeye başladık. " Koca kafalı uzaylılar aşkına benim üzümlü kekim bir daha bana renkleri öğretemeyecek diye çok korkmuştum." Diye ellerimi tutan Tae'ye de gülmeye başladım. "Merak etme 100'e kadar sayıları bitirmeden senden ayrılmayacağım." Dedim.
Kafamı diğer tarafa çevirdiğimde Jungkook'un uyandığını gördüm. "Biz doktorla konuşmaya gidelim" diyen Jinle beraber herkes odadan teker teker çıkmaya başlamıştı. Büyük bir konuşma beni bekliyor. Derin nefes al Song Yun Huh~
"İyi gördüm seni" dememle birlikte ne kadar aptal olduğumu bir kez daha anladım. Evet bir konuşma başlatmaya çalışıyordum ama bu konuşmanın başlaması için hiç iyi kelimeler değildi. Zaten o da başlamayı beni öperek seçmişti. Hehe
Bir dakika Neğğ!
Ayrıldıktan sonra gözlerimin içine şefkatle bakmaya başladı. "Bir daha seni kaybedersem neler yapacağımı bundan sonra kimse bilemez" dedi. Ne yapmıştı ki? Ben hangi şoku atlatıcağımı şaşırmıştım artık.
"Bir daha kaybolursam bende kendimi aptallar hastanesine falan kapatıcam. Hepsi yine salaklığım yüzünden oldu." Bana sırıttıktan sonra kafamı okşadı. Bende gülümsedim. Evet ikimizde tam olarak birbirimize itirafta bulunmamıştık ama birbirimizi sevdiğimiz çok belli değil mi zaten?
"Jungkook" dedim ona bakarken "Efendim" dedi o da bana gülümserken "Ben sanırım birine kendimi kaptırdım gidiyorum" O da kahkaha attı. " Biliyor musun? Sanırım bende az önceki olan şeyi çok sevdim. Kaptırıp gitmek istiyorum"
Hehehehhehe
Yaaağğ şapşal dediğinizi duyar gibiyim.
Hehehehehehehehehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STILL WİTH YOU /JK
FanfictionHala seninle kalabilme şansını bana verebilir misin? /BİTTİ/ DÜZENLENİYOR... (30.04.2021) /21.07.2020/