( Kitabın bitmesine 4 bölüm kaldı hazır mıyızzz?)
-Bu kız da kim? Kendini ne sanıyor?
-Oppamı rahat bırak!!
-Oppam ona ne zaman kıyafet almış? Gizli ilişkileri mi var?
-Öl geber!
-Görüntüler yalan ben oradaki taşım.
-Tamam ya itiraf ediyorum çocuğum Jungkooktan!
-Taekook real bunlar yalan
-Ne Taekook'u ya Jikook real
-Başlatmayın şipinize ya!
Yorumlara hem sinir olup hem kahkaha atarken duygu değişimlerinden ötürü başım ağrımaya başlamıştı. Yorumların sadece bu kısmını gördünüz. Tamam komikti. Şimdi daha komiklerini görün.
-Ship ship ship
-Ayyy çok tatlılarr
-Aşklar kavgayla başlar dedikleri bu muğğ😍😍
-Türk kız koreli erkek ay ay bana bişiler oluyo tatlılık krizinden bayılıcam galiba
-Angaralı Jungkook Türk birini seveceğini biliyordum.
-Ama çoook yakışıyorlarrrr
-Sayfama sakın sakın bakmayın!!
Gülmekten yerlerdeyim. Fanlar ufacık bir anı yakaladılar ve beni Jungkookla şipleyip duruyorlar
Ben kalp Jungkook
Puhahahahha Ne saçmalık ama
Bana yazdığı o mektuptan sonra onu sevmek falan yok bende. Unuttum gitti onu. KESİNLİKLE BEN ÖYLE OLDUĞUNU ZANNETMİYORUM! Susar mısın duvar!
Kapımın tıklatılmasıyla gülmekten düştüğüm yerden kalktım ve hızlıca kapıyı açmaya gittim. Jimin beni ittirip hızlıca içeri girdi. Pardon? Sana kim gir dedi yiğidim???????
"Konuşmamız lazım!" Valla mı? Hiç fark etmemiştim hay Allah ne yapsak acaba? "Dün! Senin yüzünden Jungkookla aşk dedikodunuz çıktı." Açıkcası umrumda falan değil. "Evet benim yüzümden oldu tamam da zaten bir aşk mevzumuz yok muydu sence? Aaa doğru o aşk mevzusu değil beni oynatma mevzusuydu doğru"
Jimin sabır dilercesine yerinde duramazken bana sinirli sinirli bakıyordu. "Song Yun! Şu ayrıldığın günden sonra sana çok fazla sinirlendik. Hoseok hyungla konuştuk tamam açıklığa kavuştu bu olay seninle artık iyi vakit geçiriyoruz ama neden hala Jungkookla oynuyormuşsun gibisin?" Kahkaha atmaya başladım. Ben ona ne diyorum o bana ne diyor.
"Jungkookla oynadığım falan yok Jimin. O benimle oynamış oynayacağı kadar ben niye oynayayım?" Dedim sinirlerimi yatıştırmaya çalışırken. "Neyden bahsediyorsun?" Sinirden Güldüm. "Bana daha sonra evimin adresini öğrenmediğinizi inkar edemezsiniz. Elimde Jungkook'un yazığı bir mektup var. Seni oynattım Son Yun mektubu! "Yüzüme tuhaf tuhaf baktı. "Sen neyden bahsediyorsun?"
Offf yeter lan!
Hangi senaryonun içindeyim ben ya! Saçma sapan bi o mektup bi bu mektup! Kimin yazdığı o bu belli değil. Saçma sapan oradan oraya sinirlenip duruyoz.
(Kendime sövüyorum siz aldırmayın)Kapım çalmaya başladı gidip açtım. Evet yeni çekim için dışarı çıkmamız isteniyor. Çok güzel. Yine hiçbir şeyi açıklığa kavuşturamadık.
MÜKEMMEL
...
Bugün tarihi yerleri ve çarşıları görecekmişiz. Kendimi bir dil kampında gibi hissettim. Çekimler devam ediyordu ve ben üyeleri oradan oraya götürüyordum.
Uzun bir süredir dolaştık ve dinlenmek işin bir kafe seçip oturduk. Üyelerin hepsi burada mı diye sayarken sadece Jungkook'un ortalıkta olmadığını gördüm. Şimdi başım beladaydı işte.
Diğerkilere çaktırmadan tuvalete gitme bahanesiyle yanlarından ayrıldım ve bir şekilde dışarı çıkıp Jungkook'u aramaya koyuldum. Olurda saat geçe kalırsa diye Namjoon görmeden masadaki telefonun altına peçeteye yazdığım bir not bıraktım. Geri nasıl dönecekleri falan da yazıyordu.
Hızlıca insanların arasından geçerken insanların yüzlerine çok dikkatli bakıyordum. Resmen şimdi 'ETRAFTAKİ ÇEKİK GÖZLÜLER BENİ BULSUN' diye bağıracaktım. Neden mi ismini kullanmıyorum. Türkiyede de fanlar var hemen tanırlar.
Belki belkide başına bir şey gelmiştir. Tövbe tövbe. Hemen onu bulmalıyım. Sahi ya ben onu neden telefonla aramıyorum? Aptal ben.
"STİLL WİTH YOU"
Hm? O da ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STILL WİTH YOU /JK
FanfictionHala seninle kalabilme şansını bana verebilir misin? /BİTTİ/ DÜZENLENİYOR... (30.04.2021) /21.07.2020/