Düzenlendi ✅ ( 100 okunma için herkese teşekkürler. Yıldızı parlatmayı unutmayın.) (Bölümü düzenliyorum şu an ve yıllar önce 100 okunmaya sevinirken bugün 4K okunma oldu ve ona seviniyorum. Herkese teşekkürler 💖)
"Aah~ hatırlamaya başladım. Seni dinlemediğim için çok özür dilerim" diyebildim anca başka ne diyebilirdim ki? "Sıkıntı değil ama artık gerçeği bildiğin için içim ferah. Şu bize geldiğinden beri Yoongi hyung boş yere suçlanıyor" Sahi o da vardı değil mi? Şu an ne yapıcağımı gerçekten bilmiyorum. Ona kızmalı mıyım?
"Seni yanlış anladığım için özür dilerim ama o paketi bıraksaydın şu an burada olmayacaktım. Bir yandan da teşekkür etmem gerekiyor sanırım. Beni lanet kaybolma durumumdan kurtardığın için." Derin bir iç çektim. "Nasıl bir durumun içindeyim böyle?"
Elini omzuma attı. "Sıkıntı etmeyiniz Song Yun Hanım. Böyle bişi olmamış gibi davranalım. Senden bir şey beklemiyorum." Dedi ve gülümsedi. Şimdi çok rahatlamıştım. Boşta kalan elini aldım ve yüzüklerini incelemeye başladım. "Bu arada şey dicem yüzüklerin güzelmiş hehe"
...
Aradan baya bir zaman geçti ve biz sağ tarafı gezmeye başladık. Sağ tarafta biraz daha fazla takı satan yerler vardı ve ben takı hastası olarak bir tanesine dalıverdim.
"Hey Jungkook sence bu kırmızı (şal gibi olanlardan ismi gelmedi aklıma ya da gerçekten bandana da deniliyor mu? Biri beni bilgilendirsin) bandanayı mı almalıyım yoksa mor bandanayı mı?" Diye bir soru yönelttim. "Burada takılar varken neden bandana? Bu arada kırmızı güzel" dedi. Bende bandanayı alırken konuşmaya başladım. "Annem bana hep bandanaların çok yakıştığını söyler bu yüzden gittiğim ülkelerden hep bir tane bandana alırım." Dedim ve gülümsedim.
Aynanın karşısına geçip bandanayı taktım. "Annen haklı" dedi. Gülümsemem daha çok yayılırken kolye ve bilekliklere doğru ilerledim. Çok güzel bir şey bulmuştum. Muhteşemdi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Anahtarlı kısımın arkasında o kare şeyin olmadığını düşünün)
Bir sevgilim olsaydı kesinlikle zorla ona bunu taktırırdım. Çok güzel değil mi? Ama bilin bakalım ne eksik?
Bunu atlayıp yüzük bölümlerine bakmaya başladım. Erkek yüzüklerini görünce aklıma Yoongi geldi.Ona özür amacıyla yüzük alabilirdim. Evet. Tam şu an. "Kendine erkek yüzüğü falan mı alıcaksın ha?" Diye dalgaya vuran Jungkook'u aldırmamaya çalıştım. "Sence Yoongi'nin hangisi hoşuna gider?" Diye aniden sorunca biraz afalladı. "Ona aşık falan mısın ne yapıyorsun?" Yüzünün düştüğünü fark etmiştim. Hyunguna aşık olabileceğimden korkuyordu sanırım. "Hyunguna aşık falan değil şapşal. Sadece özür hediyesi"
Yüzündeki ifadeyi anlayamıyordum. Tuhaf bakıyordu. Eliyle birkaç yüzüğü gösterdi. "Bunları severdi" dediği gibi onları kapıp kasaya ilerledim. Umarım kasiyer İngilizce anlıyordur. "Hi. Do you speak English? I want to buy these." Anlıyorlardı. Arkamı dönüp Jungkook'a beni anladıklarını söyleyecektim ama onun ise elinde bir saat vardı ve beni pek taktığı söylenemezdi.
Kasiyere dönüp onun elinde tuttuğu saatten almak istediğimi söyledim. Kısa bir süre sonra elimdeki poşetle dışarı çıktım. Beni bekleyen Jungkook üzerindeki ceketi düzeltti ve "Süremiz dolmak üzere bekleme alanına gidelim" dedi.
Bölümü dün paylaştım zannediyordum paylaşmamışııım
