13 < KETÇAP MAYONEZ > 13

353 25 17
                                    

Düzenlendi

Geziden hemen sonra bir restoranda girdik. Şık bir restoran değildi ama çok sade de değildi. Masamıza oturduğumuzda menüleri kurcalamaya başladık. Çok güzel görünen bir sürü yemek vardı. Gözüme en güzel görünenleri seçtim. Tadı umrumda değildi. Görünüşünden etkilenmiştim.

Siparişlerimiz tamamlandıktan sonra ellerimi yıkamaya lavaboya gittim. Kapıdan tam girecektim ki erkekler tuvaletinden Namjoon ve Hoseok'un sesi gelmeye başladı. Tam anlaşılmıyordu. "Ne zaman düşünüyorsun?" Demişti Hoseok. "Aslında düşünmüyorum. Baksana tanımıyor. Zaten o kadarda şey değiliz bilirsin ya"  Namjoon'un dediği son şeyle beraber lavaboya girdim. Az önce ne demeye çalıştıkları hakkında en ufak bir fikre sahip değildim. Umarım benle ilgili değildir. Umursamamaya çalışacağım.

İşimi halledip geri döndüğümde yemekler gelmişti. "Eee tadlar nasıl?" Diye bir soru yönelttim. Jin halinden memnun yerken Jimin yemekte tereddüt ediyordu. "Hadi alt tarafı bir çatal atıcaksın" dedi Jungkook onu küçümser gibi. "Bana bak ben senden büyüğüm tamam mı?" Jimin Jungkooktan büyük mü? Ciddi misiniz? Jungkook pis pis sırıtmaya başlamıştı. "İlk önce ben Busanda doğdum tamam mı?" Yemeği gerçekten yemek istemeyen Jimin yememek için bahaneler üretiyordu.

He neden atıştıklarını söyleyeyim. İkisininde çok sevdiği yemekten sadece bir tane kalmış ve onun yanında da bir yemek hediye geldi. Bunlar birini sen birini ben taş kağıt makas antlaşmasına girdiler. Jimin kaybetti. O hediye gelen yemeğeyi yemicem kavgasına girdiler. Evet sadece öylece bırakabilirlerdi ama nimet yani.

"İlk önce doğan hyungnim lütfen yemekteki ilk ısırığınızı alınız" diye dalgaya devam eden Jungkook, Jimin'in ağzına  yemeği tıkmasıyla Jimin'in ifadesini incelemeye başladık. Jimin yüzündeki tiksinti ifadesiyle hiçbir şeyin yolunda olmadığını ifade ettikten sonra Jungkook gülmeye başladı. Jimin ise koşarak lavaboya kusmaya gitti.

Bense önümdekileri afiyetle yiyordum taaa ki Tae'nin bana bu yemeğin içindeki malzemenin bir tanesinin uzaylılar tarafından yapıldığını söyleyene kadar. "Bilmiyor muydun?" Aynen aynen zaten ben her gün neler uzaylılar tarafından yapılıyor diye araştırıyorum. "Sen ciddi değilsin değil mi?" Tae tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Onlara inanmıyor musun?" Ne demeliyim bilmiyorum.

"Bu bir sır" diyerek kulağıma yaklaşan Tae sessizce "Bende bir uzaylıyım ve geceleyin Yoongi'nin sayıkladığı şeyleri anlayabiliyorum." Dedi. Bazen Tae'nin normal olduğunu düşünmüyorum. Tamam bende arada kafayı sıyırabiliyorum ama o zamanlar hayvan gibi gülerim ve konik şeyler sayıklarım. Birilerini korkutmam. Asla!

Doymuş ben önümdeki yemeği bırakıp onu Tae'ye verdim ve bu seferde ben kulağına yaklaşarak. "Sen uzaylı seversin" dedim. Bana bir bakışı vardı ama hehe

...

Restorandan çıktıktan sonra hemen villaya geçtik. Elimde olan en kötü kıyafeti yatmak kıyafeti olarak seçmiş giymiş ve evin içinde paytak paytak dolaşıyordum. Kendimi koltuğa attığımda Hoseok ve Jimin mutfaktan çıktı ve yanıma yaklaşmaya başladı. Ellerinde tuttukları ekmek arası şeyi incelemekle meşguldüm bende.

"Tadaaaaa" diye ses çıkaran Hoseokla beraber Jimin konuşmaya başladı. "Evet Song Yun. Elimde görmüş olduğun ekmeğin içinde ketçap ve mayonez bulunmakta. Eğer bu yarım ekmeği bitirebilirsen yarınki gideceğimiz yeri ve eşleşmeleri sen ayarlıyacaksın." Yüzümdeki sırıtış yayılmaya başlarken ellerimi çıtlatmaya başladım.

Şunu bilmiyorlardı. Ben bir yarı Türk kızıyım. Domates peynir ekmek ve ketçap mayonez ekmekle büyüdüm. Hah hah haaaa

STILL WİTH YOU /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin