( BTS'in Yeni şarkısı Your Eyes Tell sizce nasıl?
Kendi fikrimi sorarsanız size hüngür hüngür ağladığımı söyleyebilirim.
Neyse iyi okumalar)Yastıktan kafamı kaldırdıktan sonra etrafa bir kaç dakika boş boş bakındım. Burası benim odam mıydı? Hiçte benzemiyor. Arkamı döndüğümde güneş ışığı yüzüme çarpmasıyla biraz bağırdım.
Ah doğru ya. Yeni bir ülke yeni bir otele geçmiştik. Dün uçakta hiç iyi uyuyamamıştım otel odasına girdiğim gibi de uyuya kalmışım herhalde. Nereye geldiğimizden bahsedeyim. 1 aydan sonraaaaa
Welcome to Turkey guys
Hello Tokiii sizi seviyoruz heştek bangtan s-
Neyse
Açıkçası Turkiye'ye geldiğimiz gibi ne İron Man istilasına uğradım ne de birilerine çarpıp durdum. TArmy gerçekten çok düşünceli. Bir de Türkiye'ye geldiğim gibi herkes 'aaa bu kız yarı türkmüş as bayrakları as as' diyordu. İşte buna ve daha bir çok yoruma çok gülüyordum.Çok hoştu.
Bugün neler yapacağımız konuya gelirsek. Onlara Turkish usulü köy kahvaltısı yaptıracağım. Yani hayatlarında görüp yiyebileceği en güzel kahvaltıyı hazırlatıcam.
Hızla hazırlanıp aşağı indiğimde onlarda hazırla bekliyordu. Çok şık giyinmişlerdi. Açıkçası bir köy yeri için çok fazla şıktı. Hani ne bileyim toprak tozu, kuzu keçi tükürmeleri, inek nefesi. "Üzerinize daha eski bir şeyler giymeliydiniz arkadaşlar" dedim.
"Biliyorum neden falan diyeceksiniz ama dediğimi yapsanız iyi olur. Yedek olarak başka bir yer için şık kıyafet alın" Jungkook ve Yoongi dışında diğerkiler dediğimi yaparken derin bir nefes aldım ve kollarımı sıvar gibi yaptım. BAŞLIYORUZ.
"Neden? Bizi kamera karşısında kötü mü göstereceksin?" Yoongi'nin söylediğiyle beraber koskocaman bir kahkaha attım. "Ben mi? Hahahaha. Öhüm öhüm. Yapmak istemiyorsanız siz bilirsiniz ama size baştan söyledim. Sonra yok şöyle yok böyle demeyin." Onları bırakıp otelin kapısına çıktım.
Yavaştan yanıma gelmeye başladıklarında herkesin üzerindekileri incelemeye başladım. Yoongi bile dediğimi yapmışken Jungkook hala duruyordu. Umursamamaya karar verdim. Hep böyle yapmalıyım umursamamalıyım.
Köy yerine vardığımızda araba çamurun olduğu yere girmişti. Bu yüzden de indiğimiz yer biraz çamurdu. Jungkook'a üzerini değiştirmesini söylemiştim ama beni dinlememişti. Şimdi ise güzelim ayakkabıları çamurlanmıştı. Ona sana söylemiştim bakışı attım. İşin komik tarafı kamera da çekiyordu. Hahaha
Evin içine girdim sofra tam anlamıyla muazzam gözüküyordu. Yemekleri onlara tattırırken yayın falan yaptık sonra da hayvanların oraya gittik. Aslında şimdi Hoseok'a kaç gündür içimde tuttuğum soruyu sormanın tam sırasıydı.
Onu yanıma aldım ve kameralardan biraz uzaklaştık. "Sana bir şey sormalıyım" diyerek olan biteni anlattıktan sonra şu sadece İYİ VAKİT GEÇİRDİK yazısının gizemini anlatmaya başladı ve ben her dediğine şok geçiriyordum.
"Sen evden çıktığın gibi ortada bir şeyler döndüğünü anlamıştım. İçimden bir ses yazdığın kağıdı fotoğrafını çekmemi söyledi. İçinde ne yazdığını okumadan fotoğrafı çektim. Sonra açık olan kapıdan siyah takım elbiseli bir adam geldi. Elimdeki kağıdı alıp paramparça edene kadar yırtmaya başlamadan önce kocaman harflerle yazmış olduğun yazıyı özenle yırttı. Onu bana verdikten sonra ona hiçbir soru soramadan evden çıkıp gitti. Şoktan öylece yerimde kala kalmıştım. O zaman için o kadar üzgünüm ki. Hiçbir şey yapamadım"
Siyah takım elbiseli biri? Benim düşmanım falan da yok aslında. Kim olabilir ki?
"Bu yazıyı bir süre sakladım. Hemen vermedim. Hem senin o gün içinde mesaj atmanı bekledim ama gelmeyince kağıdı şimdi vermenin tuhaf kaçacağını düşündüm. Hem biri gelip kağıdı yırttı falan da diyemezdim diğerlerine. 1 hafta boyunca Jungkook seni ararken bende yardım ettim ta ki yeni bir mektubun gelene kadar. Bu sırada diğer mektubu okumadın mı diyebilirsin. Okumadım. Keşke okusaydım ama okumadım. 1 hafta sonra gelen Mektubu okuduktan sonra diğer mektubu Jungkook'a gösterdim ama inanmadı. Bende senin tarafında durunca aramızda ufak bir tartışma çıksa da ikimizde ayrı taraflarda durduk ve birbirimize ne düşündüğümüz konusunda karışmamaya karar verdik. Tabi diğerkiler de bunları öğrendi. Bana inanır gibi oldular ama çoğunlukla Jungkook'un tarafındaydılar."
Derin bir nefes alıp verdi ve sözlerine devam etti.
"Ama o yeni mektubun senin yazmadığına eminim. Çünkü yazılar benzemiyor."
Yere bakarak yutkundu ve sonra bana baktı.
"Ben sana inanıyorum Song Yun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STILL WİTH YOU /JK
FanfictionHala seninle kalabilme şansını bana verebilir misin? /BİTTİ/ DÜZENLENİYOR... (30.04.2021) /21.07.2020/