32 < BENİM OLANIN EMANETİ?? > 32

258 18 8
                                    

Duş bana gerçekten çok iyi gelmişti. Gözlerim uyumaktan öyle bir şişmiş ki bunu anca bir duş kendine getirebilirdi. Terliklerimi giymiş bornozuma sarınmış ve havluyu kafama geçirmiştim.

Ay size dürüstçe bişi diyim mi? Ben havluyu kafama çok değişik bir şekilde bağlıyorum ve bu beni çok çirkin gösteriyor. Bu çok önemli bir bilgi okey.

Neyse zaten kim görcek beni bu halde. Kapıyı açtım ve tam şarkı söylemeye başlayacaktım ki yaptığım şey bağırmaktan başka bir şey değildi. "SAPIĞĞĞĞĞĞĞK" Ayağımdaki terlikleri elime aldığım gibi çocuğumu dövüyormuş edasıyla karşımdaki utanmaz Jungkook'un göğsüne fırlattım.

Acıyla göğsünü tutup geriye savrulan Jungkook'a tam 2 saniye acıma hissi gelsede onu geri gönderdim. Yatağıma oturmaya kalkıştığında yaklaşıp yakalarını tuttum. "Yah! Bana bak serseri!" Çok çirkin göründüğümü biliyorum. Bu yüzden güzelliğimi korumak açısından kafamdaki havluyu bu kadar yakınken kötü görünmemek için elimle çıkardım.

Güzelliği her daim korumak gerek. Kendimi beğenmişlik online aldırmayın.

"Kötü bir adam olduğunu zaten biliyorum ama bu kadarı da yuh dedirttirdi. Derdin ne senin ya! Sana beni ikinciye oynatamayacağını söyledim diye vah vah ne yapsam sapıklık en iyisi mi dedin?" Yüzüme sinirli sinirli bakarken bana bir cevap vermesini bekliyordum ama gelmiyordu. "Cevap vermiyorsun he iyi sen bilirsin! ama şunu unutma o hataya ben bir kez düştüm bir daha düşmem." Elimdeki havluyu suratına fırlattım.

Kapıya doğru gidip bağrınmaya başladım. "ÇIK DIŞARI!" Yüzündeki havluyu bir kenara koyduktan sonra kapıya doğru ilerledi.  Tam çıkacakken bana dönüp ters ters baktı. "Rüyandan uyan artık!" Kapıdan çıktı. Bende arkasından bağırdım. "Merak etme ben rüyada falan değilim. Sayende bir rüya keyfimiz vardı onun da içine ettin. Tıh!" Hızla kapıyı kapattım.

Kim bilir ne diyordur şimdi. Aman banane be! Bana ne söylediyse kendine söylemiş olsun hıh. Ay resmen çocuk gibiyim. Öfff

Telefonumun çalmasıyla telefonumu aldım. Arayan Yiğit'di. Hemen açtım. "Alo!" Benim aksime neşeli bir ses tonuyla hemen konuştu. "Evet bir yemek sözünüz vardı sanki? Bugüne ne dersin hem sana bir süprizim var." Aslında bu siniri atmam için bir yemek iyi olabilir. "Tamam saati ve yeri konum at" falan filan telefonu bir kenara fırlattım. Üzerimi bile giyinemedim ya!

...

Restoran'a adımımı attığım an ağlayacağımı sandım. Karşımda küçüklüğümüz resmen canlanıyordu. "Sen ciddi misin?" Dedim sonunda ağzımdan çıkan kelimelerle. Karşımda Enes'i göreceğimi hiç ama hiç düşünmüyorum. Yiğit bana muhteşem bir sürpriz yapmıştı ve ben bayadır yapmadığım şeyi yapıyordum.

Mutluluktan ağlıyordum.

Enes'e kocaman sarıldıktan sonra masaya hızlıca oturup kırk yılın özlemini gidermeye çalıştık. Çalıştık diyorum çünkü onca sene yapabileceğimiz şeyleri bir günle dolduramazdık.

...

Aradan baya zaman geçti saat gece yarısına falan geliyor sanırım. Onu bunu geç

Bir içmişim abiğğğğ

Kafam vış vüş yani. Karşımda bir unicorn bana kişniyo biliyor musunuz? Ama hiç tatlı değil. Balığa benziyor. Kılçıklı hemde. Yok be bu olsa olsa ton balığı olur.

"Tamam. Tamam Melody adamı bırak artık" elimi ittiren Yiğit'e kızgınca baktım. "Ne yapmışım tontişe be şu şafta bak" Önümdeki adam göbekli bir ton balığı unicornu. "Özür dileriz" Yiğit unicorndan niye özür diliyor hala anlamadım.

"Biraz sakin durur musun? Şimdi odaya geldik." Asansörün açılmasıyla yalpalayarak yürümeye çalıştım. Ama Dünya döndüğü için bende dönüyordum. Kapiiş. Kapiş abisi kapişşş

Oy Anam

"Bizim Bay Ukala da buralardaymış. Seni görmeyeli baya olmuştu şerefsiz" Yamuk yamuk ona doğru yürürken düşüyordum. Beni tuttu. "Sen çok kötüsün tamam mı?" İşaret parmağımla burnuna dokundum. O ise bana tepki vermiyordu. Ayı mı oynuyo canım ne bakıyon? Hı hı hı

"Onu çok seviyor olmalısın?" Ooo bizim Jungkook Jepence konuşmayı öğrenmiş. " Japonca Öğretmenini öperim senin jojuk" Kafam dönüyoreee dur ona başım dönüyo diyoduk. Beni yere oturturdu. Bende ayakkabılarımla bugün ne giysem oynadım. Merak etmeyin en güzel kombini ben yaptığm.

"Bunu diyen sanki sevmiyor mu?" Yiğit ne diyorsun kızçe. Kahkaha atmaya başladılar. Bende onlara bağırdım. "Yaaah!! Jüri olmıcaksanız ne diye bağırıyonuz!" Yiğit ciddi olabiliyo muydu yahu? Vay bizim adam adam olmuş.

"Seni çok seviyor Jungkook. Onunla nasıl ayrıldın bilmiyorum ama o seni çok sevmiş belli ki." Ne sevmesi be! Külliyen DOĞRU. Onu sevseydim sevmiş olurdum tamam mı sizi beyinsizler.

"Siz çıkmıyor muydunuz hayırdır? Evlilik aşamanız nerelerde? Şimdi bir şey bilmiyor numarası yapamazsın. Her şeyi biliyorum" Ayağa kalkmaya çalıştım ama geri düştüm. "Ya da bildiğini sanıyorsun aptal!" Hişt pişt sen hayırdır Yiğidim Jungkookuma aptal falan. "O bir aptal olabilir ama onu bir tek ben diyebilirim. Anladın mı?"

"Aldın mı cevabını" dedi Jungkook. Jungkook'a güzel bir bakış attım sonrada ayağa kalkmayı becerdim. "Dökülmeye hazırken bir şeyler öğrenmeni umarım. Neydi senin lakabın Yanlış Anlama Kralı mıydı? Ona iyi bak. Sana emanet." Yiğidim nereye?

Wışşşş

Yine kaldım bu yakuşukluyla

Hay başıma gelenler

"Tıh! Benim olan şey nasıl bana emanet oluyorsa?" Onun yanağına hafifçe vurdum. "Tamam gerçekmiş. Sağar değilim. ONAYLANDIĞĞ!"

Gökten Jungkook yağsa bu kadar sevinmezdim.
Dur
Yok be sevinirdim.
Bir sürü Jungkook
Bir sürü Jungkook demek.

Evet saçmaladığım bir bölüm oldu.
Sabahın 04:36 sında bu bölümü bitiriyorum.
Bu kafayla anca bu kadar oldu.
Neyse bana iyi geceler size iyi okumalar canlar.

STILL WİTH YOU /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin