( Bu bölümü yazarkenki dinlediğim şarkıyı medyaya bırakıyorum. Dinlemek isteyen açabilir)
Arabalara yerleşeceğimiz zaman beni BTS'in arabasına sürüklemeye başladılar "Kendi arabam var efendim niye onlarınkine bincekmişim a aaa şaşırdınız mı ayol" kız sanki beni dinlemiyordu.
Şansa bak!!
Arabada ikili ikili oturuyorlar ve bilin bakalım ben kimle oturmak zorunda kaldım. Ha hahahah hiç şaşırmadım. JEON JUNGKOOK!
"Jungkook istersen yer değişelim" diyen Hoseok'a kolları bağlı sinirli sinirli bakan Jungkook konuşmadan önce ben söze atladım. "Hahaha noldu korktun mu? Oynattığın eski sevgilinle bir araya gelmek vicdanını mı kıpırdattı. A dur sende vicdan yoktu değil mi?" Dedim gülerek. "Yalanlara bak. Mazeret mi bulamadın bana kafa tutacak. Ya da dur şu daha doğru olur. Kendi yaptığın şeyleri başkasına suç atmak mı mazeretlerin?"
Dik dik baktım. "Saçma saçma konuşma da beni sinir etme huzurum zaten kaçmış durumda. Kavgaya girmeyelim okey?" İkimizde iki ayrı tarafa döndüğümüzde durumun içinde azıcık bile şanslı olmayan ben cam kenarına oturmamıştım. Bende canım sıkıldı.
Ne yaptım?
Kendi kendime Japonca konuşmaya başladım. Bu yanımdaki şahıs bilmiyordur eminim. Sinirimi çıkarıcam tabiki. "Evet evet çok güzel böyle devam edin ukala bey. Sanki beni kendisi oynatmamış gibi bir de ben hiçbir şey yapmadım havalarına girin. Yazık be yazık onca şey yaşadık onca şey yani. Az gün olsa da çok anlamlıydı. Demek ki sadece bana öyle gelmiş. Onca ay boşuna aramışım ben seni zaten." Sözlerim daha bitmemişti ama kendisi bir şeyler mırıldanıyordu. Kesin benimle ilgili.
Mırıldandığı şey
-Haha güleyim bari şu konuşana bak.Tıh!-Konuşmayı kestikten sonra biri önden "geldik" diye bağırınca arabadan indik. Restorana girerken Jungkook birden beni kendine çevirdi. "Üzerindekini hala giydiğine inanamıyorum." Dedi. Elini ittirdim ve saçlarımı geriye doğru savurdum.
"Neden giymeyim ki? Özel bir şeyi falan mı var? Varsa da ben hatırlamıyorum?" Dedim kendimden emin tavırla birkaç adım attım ve sonra tekrar arkamı döndüm. "Sen benim giydiğim şeyleri nereden bilirsin ki! yoksa fanım falan mısın?" Dedim kahkaha atarak. Sonra bizim için seçilen masaya oturdum.
Yanıma Hoseok oturunca gülümsedim. O da bana gülümsedi. Diğerkiler bana küs gibi duruyor aralarından bana en yakın davranan o. Bana yaklaşarak kulağıma fısıldadı. "Daha sonra konuşalım" geri çekildiğinde kafa salladım.
Önümüze yemekler gelince herkes saldırmaya başladı. Bende çubuklarımın arasına bana doğru yakın olan eti aldım. Sadece tavuk değil ortaya karışık bir şey yiyorduk. Ağzıma atacakken birden karşımda oturan Jin çubuklarıyla benimkine vurdu ve nimeti yere düşürdüm. Bunların derdi ne gerçekten.
"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Dedim sinirle yerimden kalkarak. Jinse halinden memnun önündeki yemeklerle ilgileniyordu. "Söylediğime cevap verir misin? Jin! Hepinize ne oluyor ya! Burada kızması gereken benim! Ama bakıyorum da siz" dedim iç çekerek. Jimin sojusunu kafaya dikti ve bana bakmayarak "Az kalsın domuz eti yiyordun." Dedi. Pekala tavuğumuz okey dana etimiz okey ama domuz eti nereden geldi?
Ne yapacağımı bilmeyerek yerime oturduğumda cidden hüngür hüngür ağlamak istiyordum. Neler oluyordu? "Teşekkür ederim" dedim zar zor çıkan sesimle. Sonra önümdeki yemeğe geri döndüm. Domuz etlerini de Hoseok ben yanlışlıkla yemiyim diye uzaklaştırdı.
Her günüm böyle geçecekse vay halime öff
Yeni bölüm baya gecikti
Bu aralar sık bölüm atabileceğimi düşünmüyorum
:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
STILL WİTH YOU /JK
FanfictionHala seninle kalabilme şansını bana verebilir misin? /BİTTİ/ DÜZENLENİYOR... (30.04.2021) /21.07.2020/