22 < KAHRETSİN! > 22

276 23 17
                                    

Düzenlendi
(Bu bölümü IU - Eight 10D dinleyerek yazdım belki dinlemek istersiniz diye de medyaya bırakıyorum canlarım. Kulaklıkla dinleyin.)

"Ben bittim" diyerek kendimi koltuğun üzerine attığımda güzel bir duş aldığım için duş sonrası ferahlık ve yorgunluk yaşıyordum. "Bizim dansı yapabileceğini düşünmemiştim. Çok zordu bence. Tebrikler." Diyerek yanıma yaklaşan Jin'e gülümsedim. Anlaşılan bu ikisi dışında birileri daha bu dansı biliyor.

"Song Yun biraz buraya gel" diye beni çağıran sevgilimin yanına ilerlemeye başladım. "Çatıda akşam yemeğine ne dersin?" Bu kulağa harika geliyor. "Orada olacağım" dedikten sonra odama yöneldim ve bir kaç parça gözüme güzel gelen kıyafet giydikten sonra çatıya yöneldim.

Çatının kapısını açtıktan sonra gözüme bir sürü ışık çarptı. Hava kararmıştı ve bu karanlığın altında bu hoş ışıklar çok güzel duruyordu. Romantikti.

Sandalye ve masayı gördükten sonra gidip oturdum. Çok kısa bir süre sonra elinde yemeklerle gelen Jungkook gözüme yine çok yakışıklı görünüyordu. "Seni bekletmemişimdir umarım." Ona elimi hayır anlamında sallarken gülümseyebildiğim kadar çok gülümsüyordum. Onunlayken zaman hiç geçmesin istiyorum.

Yemeklerimizi bitirdikten sonra masadan kalkıp dışarıyı daha rahatça görebilmemi sağlayacak demirliklere ellerimi koydum. Gözlerimi yıldızlara çevirdim. Bu hissi seviyorum.

Arkamdan Jungkook'un sarılmasıyla birlikte yanağıma bir öpücük bıraktı. "Jungkook" dedim gözlerim hala yıldızlardayken "efendim güzelim" dedi o da bana ve içim yumuş yumuş olmuştu yine. "Biliyorsun Almanyadan ve bir süreliğine de olsa senden ayrılmak zorunda kalıcam. En azından Kore'ye gidene kadar. Orada beni ne olursa olsun bul tamam mı? Yoksa seni çok özlerim" dedim.

O da bana yıldızları gösterdi. "Eğer birbirimizi özlüyorsak gökyüzüne bakalım. Ne kadar çok aramızda mesafe olsa da baktığımız göküyüzü hep aynı olacak Song Yun " dedi. Ona doğru döndüm ve asla bırakmak istemezcesine sarıldım ve sonra dudağına bir öpücük kondurdum. "Seni seviyorum Sung Yun" dedi. Gülümserken gözlerinin içine baktım "Bende seni-"

Telefonum çalıyor...

Arayan BABAM

Ah~ arıyacak başka zaman bulamadın mı cidden? Bir de babam beni arar mıydı? Bunu sormak gerek. "Babam arıyor" dedim üzgün bir şekilde ona dönerek. "Hemen dönücem" yanından hızlı bir şekilde ayrılıp telefonu açtım. "Efendim."

Bu..bu..bu..Hayır!

"Ne!!! Hemen geliyorum" Hızla merdivenlerden indikten sonra hızla odama girdim. Sırt çantamın içine eşyalarımı bir hışımla doldururken ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Şimdi güçlü durmalısın Melody. Derin nefes al. Huhh~

Kapıdan çıkacakken geri dönüp masaya baktım. Kağıt ve kalem vardı. Hızlıca kağıda bir şeyler yazdıktan sonra onu da alıp aşağı indim. Salonda kimse yoktu. Bu güzel çünkü kimseyi telaşlandırmak istemiyorum. Veda bile edemeyeceğim evet ama o beni bulucak.

Jungkook beni bulucak. Tam kapıdan çıkacakken arkamdan bir ses geldi. "Nereye Song Yun?" Hoseoktu. Hiçbir şey anlaşılmasın diye yüzüme gülümseme yerleştirmeye çalıştım. Dönüp ona yaklaşıp kocaman sarıldım. "Merak etme ben kötü bir şey olmadığı sürece asla sizden ayrılmam. Sana mesaj atıcam ve Ah~ bu kağıdı masaya bırakmayı unutmuşum. Jungkookla beraber bunu okuyun. Ona onu sev-" telefonum çalmaya başladı.

Arayan yine Babamdı. Meşgule atıp Hoseok'a döndüm. Yüzündeki gülümseme ilk defa hiç iç açıcı değildi. "BACK TO BLUE SİDE Song Yun." Son sözleri bu oldu işte Hoseok'un ve hızlıca kapıdan çıktım.

Evin önüne gelen taksiye atlamamla hava alanına ilerlemeye başladım. Yağmur yağıyordu. Hoseok'a bu sırada uzun bir metin yazıyordum. Bu metin hava limanına kadar sürdü. Arabadan indiğimde mesajın tam sonuna 'sizi seviyorum' yazacakken biri bana çarptı ve telefonu sert bir şekilde yere düşürdüm.

KAHRETSİN!!

"Önüne baksana be gerizekalı" diye türkçe bağırmaya başladığımda adamın hiç bir şey anlamadığından o kadar emindim ki bana sorry diyip uzaklaştı. Bu işler bir sorry'e baksaydı bütün gıcık olduğum insanların telefonlarını kırmıştım.

Yere eğilip hemen telefonu elime aldığımda telefon çalışmıyordu. Daha başıma ne gibi bir olay gelicek söyler misiniz? Bugün kotamı aşmadım mı sizce? Öff Mesajı gönderememiştim bile. Hem hem Jungkook'a ulaşabileceğim numaralarda böylece elimden kayıp gitmişti.

Ağlıycam.

Şu an hüngür hüngür ağlamak istiyorum.

Bu bölümün sonlarına doğru benimde ağlayasım geldi neden bilmiyorum dldjlsjdxjj

👇🏻👇🏻👇🏻SPOİ İSTEYENLER 👇🏻👇🏻👇🏻

Bir sonraki bölümde olaylar 4 yıl sonradan başlıyacak.

Üzülmeye hazır olun

Çünkü pek iç açıcı şeyler olmayacak

Özür dilerim...

STILL WİTH YOU /JKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin