Ege
Bavuluma son parçayı da koyarken Arya'nın etrafımda dönerek sorduğu sorulara bıkkınlıkla baktım. "Ya beni Dolunay ablayla ne zaman tanıştıracaksın?"
"12 yaşındasın sen daha ne bu merak?" Arya bilmiş bir şekilde bana bakarken kenarda katlı turan tişörtümü de bavula koyman için uzatıyordu. "Küçüğüm diye merak duygum yok mu sanıyorsun?"
Cevap vermeden gideceğimiz tatil için gerekli eşyaları ararken Arya eliyle dolabı işaret etti. "Küçüğüm ama eşyaların yerine senden çok hakimim."
Ondan kurtulamayacağımı anlayarak elime telefonu aldım. "Bugün tanışacaksın." sevinçle odamdan çıkarken ben de Dolunay'a bavulunu evde bırakıp bize gelmesine dair mesaj atıyordum.
Hiçbir eksik kalmadığına emin olmak için son kez etrafa bakarken çalan kapıyla Arya'nın çığlıkları da evi doldurdu.
Dolunay
Kapının açılmasını beklerken uykusuzluktan gözlerim küçülmüştü. Ağırlığımı bir ayağımın üzerine vererek beklemeye başladım.
Kapıda Ege'yi beklerken Arya'yı görüp şaşırarak dikleştim. "Hoş geldin Dolunay abla seninle bir türlü tanışamadık Arya ben."
Elini uzatmış ciddiyetle bana bakarken ben hala kapıda yüzüne bakıyordum. Cengiz amca kapıda görünüp bana mahcubiyetle baktığında Arya'yı hafifçe içeri çekti. "Bıraksana kızım çocuk içeri girsin."
Gülümserken Arya'nın az önce uzattığı eline itafen dizlerimin üzerine eğilip elimi uzattım. "Dolunay ben de." minik kollarını bir anda boynuma sarınca şaşkınlıkla ellerim havada kaldı. Bir süre sonra ben de sıkıca ona sarıldığımda titrek sesiyle kulağıma fısıldadı.
"Saçımı örer misin? Annemden sonra örecek kimseyi bulamadım." gözlerim hızla dolarken odadakilere belli etmeden burnumu çekip Arya'yı da kendimden uzaklaştırdım.
Elini tutup onu başka bir odaya çekiştirirken Cengiz amcaya da gittiğimizi söylüyordum. "Biz hemen geleceğiz!"
Salona geçip saçını örmeye başladığımda Arya tüm duygusallığını bir kenara koymuş heyecanlı heyecanlı okulda neler olduğunu anlatıyordu.
"Sonra ben o Murat'a çelme çaktım." kahkaha atarken elinde tuttuğu tokasına uzandım. "Neden çelme taktın peki?"
Ben istemeden diğer tokasını uzatırken başını hafifce bana doğru çevirip bilmişçe baktı. "Bana çirkin dedi çünkü!"
"Kim çirkin dedi bakalım sana?" Odaya giren Ege bana göz kırpıp kardeşinin önüne eğildi. "Seni ilgilendirmez abi Dolunaycıma anlatıyorum ben."
Ege şaşkınlıkla ikimize bakarken be gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. "Ama Dolunaycın yeni geldi bence abine de anlatabilirsin."
"Anlatacak olsam Dolunaycıma anlatırken değil sana anlatırken duyardın." küçücük kızdan yediği tarihlik lafa daha fazla dayanamayarak gülüşlerimi serbest bıraktığımda Ege homurdanarak ayağa kalktı.
"Aşk olsun Arya."
***
Kahvaltımızı yapmış bizim eve doğru giderken Ege hala Çağan bu arabada gitmesin diye ısrar ediyordu. Hepimiz bir tatili hak ettik diye düşünerek Mersin'e Anıl'ın yanına gitmeye karar vermiştik.
Çisil ve Barış'ın arasını yapmak isteyen ben ve Ece ise tatili fırsat olarak görüp Çisil'i de ikna etmiştik. O ve Barış arabada yalnız olsun diye de Ece ve Çağan bizimle gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
ChickLitTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.