Alan Walker & Ava Max- Alone
"Al bakalım bu da sonuncusu." elimdeki poşetlere bakıp dudağımı büzdüm. Acaba akşama tüm şehri mi eve çağırıyorduk?
Demir umutsuz halimi gördüğünde gülüp ayakkabılarını çıkardı. Yardım edeyim?" şaşkınca ona baktığımda omuz silkip poşete uzandı.
"Evden gidişini kutluyorum!" mutlu çıkarmaya çalıştığı sesiyle poşetleri alıp mutfağa geçti arkasından sırıtıp duyabileceği şekilde bağırdım. "Yalancı!"
Akşam Cengiz amca ve Ege bize gelecekti. Ama Çağan yine Çağan olmuş kendi ailesini de işin içine sokmuştu.
Sırf Ege yanında bir anne görsün diye. Çiçek teyze ise memnuniyetle bunu kabul etmişti. Ege hepsini severdi ama Çağan ve o ikisi arasında benim ulaşamadığım,kimsenin ulaşamadığı bir şey vardı.
Onlar kardeş gibiydiler birbirlerini gereksiz yargılandıklarını veya küstüklerini hiç görmemiştim. Daha çok beraber adım atıyor gibiydiler.
Gerçi Ece ve ben de öyle değil miydik?
Yaptığım her yanlış ve doğruda Ece de benimle olurdu. Attığım her adımı görür,takip ederdi. Beraber hatalar yapar sonuçlarını görürdük.
Bir elini arkadan omzuma konulduğunu hissedip geriye döndüm. Ece bana tebessümle bakarken hafifçe omzumu sıktı.
Ben de tebessüm ettiğimde mutfaktan çıkan annem ikimize baktı. "Fazla güzel geliyorsunuz gözüme ama şunları içeriye götürün bakayım.
Sırıtıp kafa sallarken eşyaları taşımaya başladık. Herkes bir şeyler yapıyordu. Babam ise evde değildi. Az sonra kapı çaldığında elimdeki bezi sehpaya koyup kapıya koştum.
Çisil ve Bade neşeyle bana bakarken kapıyı geçmeleri için biraz daha açtım. Bana sarılırlarken Ece aramıza girdi. "Ben de sizi özledim ama haydi işe akşama az kaldı!"
Kızlar asker selamı verip içeri annemin yanına koştu. Bu hallerine gülerken çalan telefonumla yönümü değiştirip odama girdim.
Ege'nin aradığını görüp yüzümdeki gülümsemeye baktım. Aynadaki kız... Şu keyfe bakın bir!
"Gelsene iki dakika aşağıya!" şaşkınlıkla cama koşarken aşağıda arabasını görüp tebessüm ettim. "Ama iş yapıyoruz."
"Ama özledim göremedim tüm gün saten." bir yandan camdan bakarken konuşuyordum. "Akşam görüşürüz."
"Babanın yanında aman Dolunay ne özlemişim seni deyip sarılmam sorun değilse tamam." aklıma gelen anıyla yüzümü buruşturdum. "Geleyim ben iyisi!"
Evden çıkıp aşağıya indiğimde yaşlandığı arabasından ayrılıp bana doğru geldi. Aramızda biraz mesafe varken kollarını uzatıp omuzlarımdan beni kendine çekti.
"Nasıl özledim." kokumu içine çektiğini hissederken yüzümü göğsüne bastırıp gözlerimi kapattım. Ben de çok çok özlemiştim.
"Hazırlıklar nasıl gidiyor?" sesindeki alaydan dolayı omzuna vurdum. Bu sırada başımı da kaldırmıştım.
"Annem biraz daha zorlarsa Hulk olabilir." dediğime küçük bir kahkaha attığında dikkatle yüzüne baktım. İki seneyi geçmişti ama hala her ayrıntısı dikkatimi çekiyordu.
O kadar güzel geliyordu ki gözüme. Kaşı, gözü, saçı, bakışları, duruşu...
Yüzüne uzunca baktığımı fark edip saçlarımı karıştırdı. "Bakma öyle dikkatim dağılıyor." gülüp iyice geride çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
ChickLitTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.