Kahvaltılar bitmiş hep beraber sahile inmiştik. Barış hızla tişörtünü çıkartıp sulara koşarken,Çağan yolda koşarken çıkartıp peşine suya ağlamıştı.
Ece bu hallerine gülerken Anıl'da sıcağa dayanamamış olacak ki ayağa kalkıp elini Ece'ye uzattı. "Geliyor musunuz?" gözü ikimiz arasında dolaştığında hayır anlamında başımı salladım. Gittiklerinde belli etmemeye çalışarak ona bakıyor,sonra tekrar gözümü kapatıyordum.
Daha fazla dayanamayacağımı anlayarak yüzümü ona döndürdüm. Onun da bana baktığını görünce kızaran yüzüne hafif bir rüzgar yapıp içimde tuttuğum sorumu belki de konuşmak başlatmak için sordum.
"Niye gitmedin?"denize bakarken kahverengi gözleri ilgiyle kısılıyor, arkasından eski halini alıyordu. "İstemedim." inanmadığımı belki ederek ona baktığımda gözleri alayla kısıldı. "Sen neden gitmedin?"
"Senin kadar hevesli olmadığımı biliyorsun. söyleyecek bir şeyi kalmadığında susup ayağa kalkmıştı. Tişörtünü çıkardığında ona dönen kızlara istemsizce sinirle bakmıştım. Bir kız Ege'ye doğru yürürken yattığım şezlongtan hızla doğruldum.
"Ege!" ölüyormuşçasına bağırmama endişeyle döndü. Hızla yanıma gelip ne olduğunu anlamaya çalışırken az önceki kız da yarı yolda durmuş bize bakıyordu. "Az daha mı otursan sen ya?" onunla konuşurken gözlerim az önceki kıza değip duruyordu.
"Neden?" benim baktığım yöne baktığında hafifçe gülümsedi. "Ha anladım."
"Ne anladın acaba? Oraya bakıp ne anladın ben hava çok sıcak diye dedim." tekrar kıza baktığında bakma artık diye bağırasım geldi. "Zaten hava sıcak diye denize geldik Dolunay.''
Sinirle ayağa kalkıp elbisemi çıkardıktan sonra denize yürümeye başladım. "Dur bekle!'' peşimden koşarken sinsice gülümsedim. Öyle kışkırtırsan böyle olurdu Ege Demiroğlu!
Denize atladığımda peşimden o da atlamış ama suyun altında kaybolmuştu. Etrafta onu arayarak bakarken ayağımdan çekilmemle çığlık atarak sütun içine girdim. Yuttuğum sular,kusma isteği uyandırırken gözümü açtığımda karşımda Ege vardı. Birbirimize kenetli gözlerimiz,onun tuttuğu elim birleşikti.
Yüzü,yüzüme yaklaşırken bütün mide bulantım gitmiş gibiydi. Burnunu saçlarıma sürttüğünde gözlerimi kapattım. Nefesimiz tükendiğinde aynı anda çıkmıştık dışarı. Bütün tayfa kendi aralarında bize bakarak eğlenirken hızla kıyıya doğru yüzmeye başladığımda Ege'de peşimden geliyordu.
"Dolunay dur bir!" hız kesmeden ilerlerken havlumu üstüme sarmış ilerliyordum. Ece'ler arkamızdan heyecanla bakarken Ege kolumu tuttu.
"Ne var!" Ege elini çok sevdiğim saçlarından hızla geçirip sinirle etrafına baktı. "Dur bir!"
En az benim kadar sinirle bakıyordu gözlerime. "Ege sen ayrıldın,arkana dönüp bakmadın. Aramadın şimdi ne yapıyorsun?" o da düşünceliydi. Pişman mıydı bilmiyorum ama düşündüğü kesindi. Daha fazla beklemeden çıkışa doğru yürüdüm.
"Mutlu olabilir miydin?"bağırarak sorduğu sorusu adımlarımı durdurmaya yetse de, dönüp bakmamıştım arkama.
"Deniz varken benimle ne kadar mutlu olurdun Dolunay?" sinirle arkamı dönüp birkaç adım ilerledim. "Hiç mi özlemedin?" büyük bir öfkeyle sorsam da fısıltı gibi çıkmıştı sesim.
"Özledim. Ama aklını karıştırmak olurdu bu."
"Yeter Ege gerçekten yeter!" daha fazla konuşmadan çıkışa doğru yürüdüm. Ece çoktan gitmiş olduğu elbisesiyle peşime takılırken Ege arkamdan bakıyordu sadece. "Biraz düşünsen mi Dolunay?" onların bulunduğu yerden uzaklaştığımıza emin olduğumda kaldırıma oturup başımı eğdim. Ece yanıma oturup sırtımı sıvazlamaya başladığında başımı göğsüne yaslayıp ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
ChickLitTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.