Gözümü Anıl'ın üzerinden çekmeden dikleştim. Konserin bitmesine az kaldığı için hep beraber kumlara yığılmıştık. "Siz Bade'yle niye ayrıldınız?"
Sessizce ona sorduğum için bana döndü. İpek'le bir şansı varsa eski sevgilisinin konusunu açmayalım durduk yere.
"Özel bir sebebi yok. Kısa bir şeydi zaten, yapamadık birbirimizin hayatına tam anlamıyla giremedik yani." anlayışla başımı sallarken gülümsedim. "Belki yine olur."
"Allah bilir."
Kafasının karışık olduğunu anladığım için sesimi çıkarmadan oturmaya devam ettim. Yaz gribi mi olacaktım bilmiyordum ama vücudumda bir halsizlik vardı.
Başımı ellerimin arasına almış söylenen şarkıları dinlerken Ege'de yanıma iyice yaklaşmış kollarını etrafıma dolamıştı. "Acaba sen de beni benim seni özlediğim kadar özlüyor musun?"
Söylenen şarkının bu olduğunu o cümleleri fısıldarken anlamıştım. Gülümseyip başımı omzuna yaslandığımda karnım da iyice ağrımaya başlayınca iki büklüm bir hal aldım.
Çisil ileriden gözüyle ne oldu dercesine baktığında karnımı gösterdim. O da yanımdaki Ege'yi işaret ettiğinde mecburen yüzümü ona çevirdim. "Ege!"
Gülen yüzünü bana çevirince iki büklüm halimi ve muhtemelen bembeyaz olmuş yüzüme endişeyle baktı. "İyi misin sen?" cevap verecekken hızla ayağa kalkıp elini uzattı. "Ben de ne soruyorsam kalk hadi!"
Acıma rağmen gülümsediğimde kalkıp elini tuttum. Üzerimdeki kumları hızlıca temizleyip üzerindeki ceketini çıkardı. "Beline bağla bunu eve kadar sıcak tutar."
Bana ceketi uzatıp bizimkilere döndü. "Barış biz gidiyoruz Dolunay biraz rahatsız." Barış merakla bana baktığında omuz silkip sorun olmadığını söyledim.
Bir taksi çevirip eve doğru giderken Ege'nin ceketi biraz daha iyi gelmişti ama ağrısından bir köşeye çöküp ağlamaya başlamam mümkündü.
Eve geldiğimizde arabadan hızla inip nefes aldım. O evin kapısını açarken midemin de beni zorlamaya başladığını fark edip derin nefesler almaya başladım.
Kapı açıldığında koşarak banyoya giderken o da arkamdan bağırarak yanıma gelmeye başladı.
Öğürmeye başladığımda ben de onun bu halini görmesini istemezdim ama kapı dışarı edecek halim de yoktu.
Biraz daha kendime geldiğimde suyu açıp yüzümü yıkadığını fark edip şaşkınlıkla ona baktım. "Ne yapıyorsun sen?"
Eline ve bana bakıp hafifçe kaşlarını çattı. "Ne yapıyorum?" gözlerimi devirirken havluyu alıp yüzümü kuruladım. "Ben az önce kustum!"
"Evet fark ettim." hafif sırıttığında omzuna vurup banyodan çıktım o da peşimden gelirken şaşkınlığımı hala dile getiriyordum.
"Ve sen elinle yıkadın yüzümü,hiç mi miden bulanmadı?" Ege bana şaşkınlıkla bakarken bakışları yumuşamış gibiydi. "Ciddi misin sen ya?" gülüp konuşmaya devam etti. "Kız karşımda içini dışarı çıkardı,ben yüzünü yıkayınca midem bulanmamış mı?"
Sinirle koluna vururken "Ege!" diye bağırmayı da ihmal etmiyordum. "Ya güzelim benim tabi ki midem bulanmadı. Öylesine biri misin sen yeter ki iyi ol ben yüzünü de yıkarım,kusmuğuna da bakarım."
Hafif tebessüm etmeye başladığımda yüzüne aynı yaramaz ifadesini getirip sırıttı. "Tabi alışkanlık haline getirmezsen sevinirim."
O gülerken ben de dayanamamış onun gibi gülmeye başlamıştım. Beraber odaya gidip uzandığımızda uykum kesinlikle yoktu. "Senin de geçeni zehir ettim." eliyle dudağıma hafifçe vurup yüzünü bana döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
Literatura FemininaTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.