Sona geldik resmen keyifli keyifli okuyun sizi seviyorum 💓
7 ay sonra
Kot pantolonumun üzerine rahat bir tişört giyerek kapıya yöneldim. "Dolunay!"
Dudağımı ısırarak arkamı döndüğümde üç kızın bana büyük bir öfkeyle baktığını görüp zorla gülümsedim.
"Ege'nin yanına gidemezsin!" zorla olan gülümsememi de silip gözlerimi devirdim. Batıl inançlara kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki.
"Zaten düğünde göreceksin. Ne bu acelen?" vardı işte. Çok büyük bir acelem vardı.
"Ece çok önemli olmasa gitmem, lütfen." gözlerimdeki bakışı görerek biraz bekledi. Bade yine söylenmeye hazırlanıyordu ki Ece kolundan tutup onu durdurdu.
"Geç kalma bari." heyecanla başımı sallayıp evden çıktım. Aynı zamanda hazır olması için Ege'ye mesaj atıyordum.
Dolunay:Size geliyorum hazırlan. Çok önemli bir yere gideceğiz.
Ege:Hani düğün öncesi, uğursuzluk?
Dolunay:Hadi hayatım, geliyorum.
Başka bir şey demeden evlerine gitmeye başladım. Taksiden inip evin önünde dururken o da kapıdan çıkıyordu.
"Rüyanda mı gördün kız?" alayla bana bakarken sarılmak için uzattığı kollarının arasına girdim.
"Çok komiksin ama kendine sakla." bir şey demeden gülüp elimi tuttu. Yürürken de aklının karıştığını farkındaydım.
Arabasına varıp bindiğimizde merakla yüzünü bana döndürdü. Şu ana kadar her şey iyiydi. Gerilen bedenimi sakin tutmaya çalışıp gerginlikle gülümsedim.
"Annenin mezarına gidebilir miyiz?" gözleri şaşkınlık ve büyük bir hüzünle açılırken dudağımı ısırdım.
Düğün günü aklına getirmese miydim?
Başımı yere eğerken çenemde hissettiğim elleriyle eğdiğim başımı kaldırdım.
"Bazen seni hak edecek kadar ne yaptığımı düşünüyorum." başka bir şey demeden arabayı çalıştırınca ortamdaki havayı dağıtmak için dolan gözlerime inat gülümsedim.
"Hangi günahının bedeli olduğumu mu soruyorsun?" o da gülüp bir elini,elime götürdü.
"Hangi sevabımın karşılığı olduğunu düşünüyorum." başımı koltuğa dayanarak yüzünün yan profilini izlemeye başladım. Bu adam bugün benim kocam olacaktı.
Geldiğimizde inip elimi hemen Ege'ye uzattım. Beraber mezar başına ilerlerken mezar taşında yazan 'Derya Demiroğlu' ismine hüzünle baktım.
Bu olanlar,çok zordu. Belki en çok Cengiz amca için. Arya için,Ege için.
El ele mezar başında önce dualarımızı okumuş sonra yanına oturmuştuk.
"Anne..." uzun zamandır bu kelimeyi söylememiş olmak ona ağır gelmiş olacak ki önce yutkundu. "Sana gelinini getirdim."
Tamam,güçlü kalma sürem buraya kadardı. Gözlerim hızla dolarken onu dinlemeye devam ettim.
"Sen dedin diye alıyorum bak yoksa almazdım haberin olsun." alayla konuşurken benim de ağzımdan bir kıkırtı çıkmıştı.
"Ama çok güzel değil mi? Biliyorum sen çok seviyorsun zaten onu. Biz evleniyoruz bugün. Gelinin tuttu elimi,anneni göreceğiz dedi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
ChickLitTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.