Çaylarını tazelememi istediklerinde kalkıp yenilerini koymuş geliyordum ki kalkan halıyı fark etmeyerek ayağım takıldı.
Çaylar kolumun üzerine doğru dökülürken çığlık atarak kolumu tuttum.
Annemler içeri koşarak girerken babam hemen anahtarları almaya odaya gitti. Ege hızla koluma bakarken gözleri kızarmış üzüntüyle bakıyordu.
Ağlamam şiddetlenirken sarılıp fısıldadı. "Nolur ağlama,çok mu acıyor?" evet anlamında kafamı sallarken kolumun üzerine çok hafif bir öpücük bırakıp beni kapıya yönlendirdi.
Onun da benimle kızaran gözlerine bakıp burnumu çektim. Çok güzel seviyordu !
Babam arabayı hazırladığında ikimiz arkaya geçtik. Ege hafif hafif koluma üflerken babam da aynadan nasıl olduğuma bakıyordu.
Hastanede koluma sargı sarılırken Ege sağ yanımda babam sol yanımda doktora bakıyordu.
Birkaç krem verdikten sonra hastaneden çıkmış dışarıda bekliyorduk.
Hadi kızım Dolunay krizi fırsata çevir! "Ya hava da çok güzel madem dışardayız şöyle sahilde otursak mı?"
"Hastaneye geldiğimiz için dışardayız?" annem bana imayla bakarken Ege'de ona katıldı.
"Yaralı olduğun için dışardayız?" oflayarak babamın koluna girip sırıttım. "Yok ölüyorum! Hadi birazcık oturalım."
Babam bakışlarıma daha fazla kayıtsız kalamamış olacak ki sahil tarafına doğru yürümeye başladı.
Biz de peşinden giderken sahilde bulunan çardaklara oturduk. "Hava da çok güzel!"
"Evet az önce de söyledin!" anneme ters bir bakış atıp erkeklere döndüm. Masada ölüm sessizliği vardı resmen.
"Ben gideyim geç oldu." Ege ayağa kalktığında sertçe ona döndüm. Ben buraya aile kaynaşması yapmak için oturmamıştım ya!
Babam da Ege'ye bakıp eliyle oturmasını işaret etti. "Gel otur nereye gidiyorsun?"
Gözünde beliren küçük korkuyla otururken bu haline gülüp telefonuna mesaj attım.
Dolunay:Bir de bayıl istersen Ege
Ege:Çok komik,gülmediğimi fark ettin mi?
Dolunay: Ağladığını ediyor gibiyim :)
Elindeki telefonu sertçe masaya koyarken babam ona bakıp gülmeye başladı. Hepimiz garip garip ona bakarken o durmadan daha fazla gülüyordu.
"Ya ne çok korktunuz? Ben bu çocukla hiç konuşmadan nasıl kız vereceğim?"
"Verecek misin?" Ege heyecanla konuştuğunda annem kendini gülmemek için tutarak ona baktı. "Yok eğleniyoruz seninle!"
Babam durmadan Ege'ye bir şekilde laf sokarken garibim izlemekle kalıyordu.
"Bir gün ayarla gelin babanla." Babam başka bir şey demeden ayağa kalktığında Ege şaşkınca masada oturmaya devam ediyordu. Koluna hafifçe vurup kendine gelmesini sağladığımda hızla kalkıp babama döndü.
"Teşekkür ederim." gözleri resmen minnettar bir şekilde bakıyordu. Babam gülüp omzuna birkaç kez vurduğunda yanından ayrılmış olduk.
Eve giderken yüzümden silemediğim bir gülüş vardı.
Ege:Sizinle geldim arabam da yok burada Çağan uyanacak artık ne yapalım?
Dolunay:Çağan uyanacak diye çok mutlusun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dinle Beni Bi'
Chick-LitTut elimi buradan gidelim olmaz demeden dinle beni bi' sırasının üzerine koyduğum kağıda tebessümle baktım. Resmen en güzel şekilde ifade ediyorduk kendimizi, şarkılarla.