12

1.4K 141 35
                                    

Artanis de en az benim kadar şaşırmış olmalıydı ki, birkaç dakika cevap veremedi. "Buna izin vermezler, Dessiara'nın ailesi bunu asla kabul etmez." Daenor'un sesi ciddileşti. "Onunla evlenmek istiyor musun istemiyor musun? Eğer istemiyorsan, ben her şeyi hallederim." Artanis sessizleşince gerildim, bu kabul ettiği anlamına mı geliyordu? "Onunla evlenmek istiyor musun?" diye sordu Daenor tekrar. "Yoksa sadece bir söz olarak mı söylüyorsun?"

Artanis öksürdü. "Onunla evlenmeye neden bu kadar meraklısın?" Daenor susunca daha fazla dinlemek istesem de geri çekildim ve oradan uzaklaşmaya başladım. Söylediği şeyleri sindirmem o kadar zordu ki, bahçeye çıkar çıkmaz oturdum. Artanis'in benimle evlenmek istememesi çok normaldi, arenada sekiz askeri katletmiş bir Rennator'luydum ben. Beni tanımıyordu bile. Ama Daenor'un sözleri... tüylerimi diken diken eden onun sözleriydi. O neden benimle evlenmek istiyordu ki? Saraya geldiğim günden beri benimle uğraşan oydu. Hakkımdaki gerçeği biliyor muydu yoksa? Buraya ağabeyini öldürmeye geldiğimi biliyor muydu? Belki de Artanis'i benden korumak istiyordu? Sonuç ne olursa olsun, kral buna asla izin vermezdi.

Ben kafamı ellerimin arasına almış ne yapacağımı düşünürken, bir hizmetçi yanıma geldi. Kadın başımda dikilirken hiçbir şey söylemiyordu. "Ne oldu?" Kadın otuzlarında gibiydi, üzerinde yer yer terle lekelenmiş çirkin bir elbise vardı. Kestane rengi saçlarına bakılırsa o da Rennator'luydu. "Prensesim. Sizi odanıza götürmeliyim, bahçede bu şekilde tek başınıza oturamazsınız." Kaşlarımı çattım. "Ben prensesim ve nereye istersem oraya gidebilirim." kadın korkuyla baktı. "Lütfen majesteleri. Prens Artanis bizi sizin güvenliğinizi sağlamamız ile görevlendirdi. Prenses Lucalinda hariç hiçbir kraliyet kadını yalnız gezmemelidir." Kadın kafasını utançla aşağı indirdi. "Benimle odanıza gelmezseniz askerler sizi götürmek zorunda kalır." Kadının sözlerindeki tehdit beni sinirlendirdi ama ona kızmayacaktım, bu sarayda kuralları biz Rennator'lular koymuyorduk.

"O halde bana Prens Artanis'i çağır." Benimle evlenmek istemeyen prensi, yakında öldürüp buradan kaçacağım prensi, bu ülkenin geleceği olan prensi. Kadın dili tutulmuş gibi baktı bana. "B-ben yapamam." Ayağa kalktığımda kadın korkup bir adım geriye gitti. "Nedenmiş o?" "Kadınların erkeklere emir vermesi yasaktır, yalnızca majestlerinden ricada bulunabilirsiniz." Ellerimi yumruk yaptım. Bahçede yürümem yasaktı, Artanis'i veya başka bir erkeği çağırmam yasaktı. Bu sarayda yasak olmayan ne vardı acaba?

Yanımıza iki asker geldiğinde kadına baktılar. "Prenses Ranewen odasına dönmek istemiyor mu?" bana değil, direkt kadına bakıyorlardı. Gözlerimi bahçede gezdirdim. Askerler beni odama sürüklerse bahçede Sarselle'nin ölümü hakkında konuşan soyluların tamamının kafasını bana dönecekti ve yeni skandal bu olacaktı. O yüzden sessizce hizmetçiyi takip ettim. Ayaklarım gitmemek için direniyordu sanki. Koridorda Artanis ile ya da Daenor ile karşılaşmak istemiyordum. Aralarındaki diyaloğu duymamış gibi yapmak zorundaydım, daha da kötüsü artık ikisine de nasıl yaklaşacağımı bilmiyordum.

Daenor'un odasının kapısı kapatılmıştı, demek ki Artanis orada değildi. Hizmetçi beni sola dönmemiz gerekirken sağa döndürdüğünde olduğum yerde durdum. "Odama gitmiyor muyuz?" Kadın bana dönmeden yanıtladı. "Size yeni bir oda verildi." Kadını takip etmeye devam ettim. Beni büyük bir kapının önünde bıraktı. Buraya oda demek imkansızdı. Evimizde, Aerr Kasabası'nda Lit ve iki kardeşinin yattığı yatağının üç katıydı. Kapıyı kapatıp kendimi hemen yatağa bıraktım. Öylesine rahattı ki, sonsuza kadar orada dinlenebilirdim. Ayrıca kendine ait minik bir banyosu ve giysi odası vardı. Benim odam böyleyse, Lucalinda'nın odası kim bilir nasıldı. Aklıma Dessiara'nın nasıl bir odası olduğu geldi. Dessiara benden soy olarak yüksekteydi ama hala bir leydiydi, Daenor ile evlenene kadar benim için eğilmek zorunda kalacaktı. Daenor ile evlenince prenses olacaktı ama ben veliaht prens ile olan ben olduğum için, benden emir alacaktı. Dudağımı ısırdım, ağabeyini öldüren biri için diz çökmek ve ondan emir almanın ne kadar acı olacağını tahmin edemiyordum.

YALANCI PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin