28

1.1K 105 41
                                    

*Medyada Prens Daenor Minemara var, keyifli okumalar.*

Askerler kraliçenin ölü bedenini beyaz bir örtüye sarıp götürürken Artanis bir deniz kadar sakin ve sessizdi ama yüreğindeki hırçın dalgaları ve fırtınaları hissedebiliyordum. Orada öylece durup ellerini sımsıkı tutuyordum, oysa o, annesinin kendinden koparılmasını kırık bir kalp ile seyrediyordu. Kral karısının öldüğü haberini alır almaz odaya gelmişti ama oğluna bakmadı bile. Oğlunun acısını paylaşmaya çalışmadı, o an Altariel bir baba değil, bir kraldı. Duyguları olmayan bir kral. Ölmüş kraliçesinin ellerini tuttu ve tanrılara onun ruhu için dua etti. Sözlerinde acı vardı, ama yapaydı. Hayattayken kıymetini bilmediği bir kadının değerini öldükten sonra anlamasının hiçbir kıymeti yoktu. Kraliçe Messallie odaya geldiğinde yanında Aerr'de olması gereken Lucalinda da vardı. Bu karmaşadan faydalanıp başkente gelmiş olmalıydı, yine her zamanki gibi kötü giden şeyleri kendi lehine çevirmeyi başarmıştı. Messallie taziye sözleri söyledi ama Kraliçenin gözleri ve sözleri duygudan yoksundu, Artanis'e en içten dilekleriyle baş sağlığı dilediğini ve ölmüş kraliçe için her gün dua edeceğini söyledi. Lucalinda ise Artanis'e sarıldı ve çok üzgün olduğunu, kendisinin daima destek için Artanis'in yanında olacağını söyledi ama sözcükleri tıpkı annesininkiler gibi buz kadar soğuktu.

Kral cenaze için hazırlanmamızı emrettiğinde iki asker yanıma geldi ve odama dönmem gerektiğini söylediler. Artanis odadan çoktan çıkıp gitmişti ve Lucalinda ile annesinin yanında tek bir saniye bile geçirmek istemiyordum, bu yüzden askerleri takip ettim ama odamın yolunu çoktan öğrenmiştim. Askerler odama girer girmez kapımı kapattılar. Saray öylesine sessizdi ki, kalbimin atışlarını duyabiliyordum. Derken şiddetli bir çan sesi ile titredim. Yakından gelen bir çan sesiydi bu. Tam altı kez çan çaldı. Kralların ilk eşleri için altı, kızları için sekiz, ikinci eşleri için üç kez çan çalardı, bu hem onların statülerini belli ederdi, hem de halka, kimin öldüğünü anlatırdı.

Kendi annemi de kaybetmiştim ama onun yasını asla tutamamıştım, buna vaktim olmamıştı. Doyurmam gereken kardeşlerim vardı ve hiç bilmediğim bir ülkede hayatta kalmaya, onları hayatta tutmaya öylesine yoğunlaşmıştım ki, annem ve babamın gidişine üzülmeye hiç vakit bulamamıştım. Muhtemelen Asshalt askerleri onları, köle olsalar bile faydalı olamayacaklarını bildikleri için muhtemelen kurşuna dizmişlerdi. Burada olmalarını çok istesem bile, bir yanım onların bu zalim ülkede asla hayatta kalamayacaklarını biliyordu. Annem ve babam her ay Tahıl Gününde bölge lorduna ne sunabilirdi ki? Yıllarca ailemden herkes için çalışmıştım ama Tahıl Gününde herkes kendi kazandığını sunmak zorundaydı, aileme ben bile yardım edemezdim. Tek bildiğim, onlar huzurla ölmeyi hak etmişlerdi. Yaşlanmış, huzurla yataklarında yatarken, acı çekmeden. Susuzluk ve sağlıksız beslenmek yüzünden çökmüş yüzlerle, yataklara düşüren hastalıklarla geçen bir hayat hak etmemişlerdi. Hiçbir Rennator'lu bu hayatı hak etmiyordu ama çoğunun yaşadığı hayat ne yazık ki buydu.

Oysa Artanis'in onu seven bir annesi vardı ve birileri annesini ondan almıştı. Kraliçeyi korkunç bir ölüme terk etmişlerdi. Cassana'nın ölümünün doğal bir ölüm olmadığı gün gibi ortadaydı, bu işte Lucalinda ve şeytan annesinin parmağı olduğuna yemin edebilirdim ve hangisi bunu yaptıysa bulacak ve yanlarına bırakmayacaktım.

Sarselle'nin cenazesine giydiğimden farklı bir elbise seçtim. Kralın baş kadını öldüğüne göre, Messallie ve Lucalinda'dan sonra ben geliyordum, Artanis ile evlendikten sonra da Lucalinda'dan sonra en güçlü kadın ben olacaktım, bu yüzden Minemara kadınları gibi, dantel işlemeleri olan, sıkı korseli siyah bir elbise giydim. Saçlarımı dantel bir örtü ile gizledim ve basit bir taç taktım. Cassana ile konuşmaya vaktim olmamıştı ama onun nazik ve kırılgan biri olduğunu biliyordum. Messallie'nin aksine naif bir kadındı ama Messallie onu kendisine rakip görmüş olmalıydı. Onu rakip görmüş ve onu zehirlemiş olmalıydı. Bir sonraki hamlesi ne olacaktı acaba, bana veye Artanis'e mi saldıracaktı? Buna izin veremezdim.

YALANCI PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin