27

1.1K 111 52
                                    

Daenor'un öpücüğü dünyamı sarsmıştı. Öpücüğü aceleci ve telaşlıydı. Onun dudakları benimkine değdiği andan itibaren bunun yanlış olduğunu biliyordum. Bu Artanis'e ve ona olan hislerime ihanetti. Ellerimi göğsüne koydum ve onu ittirdim. Siyah gözlerinde kırgınlık vardı. "Yapamam." dedim, sert olmaması için çabaladığım bir sesle. "Onu seviyorum, bunu biliyorsun." Bir adım geri gitti ve acı acı güldü, bu kalbimi acıttı. "Seni sevmediğini bildiğin halde." Topuklarının üstünde döndü ve odadan hızla çıktı. Durması için bir şey söylemedim. Hayatımı kurtarmıştı, beni Artanis'in bana saldıracağı konusunda uyarmıştı ve ben karşılığında ona minnetarlığımı vermiştim, oysa o kalbimi istiyordu.

Ne yapacağımı bilemiyordum. Bahçeye çıkmak istesem, yanımda bir erkek yokken bunu yapamazdım, üstelik nişanlımın annesi hastayken ben bahçede salınırsam, bunun hakkında kötü şeyler söyleneceğine emindim. Odama dönmek de istemiyordum, bu yüzden yemek salonundan çıkıp koridorlarda gezinmeye başladım. Lucalinda'nın odasının önünde bekleyen bir adam vardı. Adamı hemen tanıdım, Aerr Kasabası'nda yapılan partide Lucalinda'nın eşlikçisiydi. Açık kahverengi saçları ve ela gözleri vardı, bu da Rennator'lu olduğu anlamına geliyordu. Boyu neredeyse iki metreydi ve yapılıydı, bir muhafıza benzemiyordu ama Lucalinda'nın odasını koruyor gibiydi. Beni görünce diz çöktü. "Daha önce tanıştığımızı sanmıyorum." dedim, elimi öpmesi için uzatırken. Elime nazik bir öpücük kondurup ayağa kalktı. "O şerefe nail olamadım, majesteleri." dedi, suratında çapkın bir gülümseme vardı. Lucalinda'nın onu bir etkinlikte yanında götürmesi ciddi bir şeydi ve sebebi belliydi. Karşımda duran gördüğüm en yakışıklı adamdı.

"Seni Prenses Lucalinda ile görmüştüm, Aerr'de." Kafasını salladı. "Evet, Prensesin baş korumasıyım. Cassius Arno. Ben de sizin gibi Rennator'luyum." Kaşlarımı çattım. "Cassius bir Asshalt ismi." Kafasını geriye attı ve kahkaha attı. Ne kadar yakışıklı olduğunu fark etmek beni şaşırtıyordu, Rennator erkekleri ya sarışın ya da açık tenli olurdu ama asla yakışıklı kabul edilemezdi. Hepsi açlıktan zayıflaşmış, yüzleri çökmüş olurlardı. Oysa karşımdaki adam güçlü olduğu belli biriydi ve Lucalinda gibi, sürekli Rennator'luları aşağılayan birinin onu favorisi yapması mantıksızdı. "Haklısınız, majesteleri. Prenses Lucalinda bana Rennator ismimle hitap etmek istemediği için bana Cassius adıyla seslenmek istedi, böylece adım Cassius oldu."

"O halde prensesin yokluğu kalbini kırıyordur, değil mi?" Cassius tıpkı Daenor gibi, yarım yamalak gülümsedi. "Erkekler kalp kırıklıklarını ve özlemlerini çok kolay atlatırlar, majesteleri." Kafamı salladım ve gitmek üzere hareketlendim ama konuşması beni duygulandırdı. "Sizi Yargı Arenası'nda izlemeyi çok isterdim." dedi ve devam etti. "Prensesin anlatmasına göre Strabo Flear'ı anında öldürmüşsünüz. Meşhur Valens Tessiara'nın boğazını tek hamlede kesmişsiniz." Arena aklıma geldiğinde ellerim titremeye başladı ama o fark etmesin diye ellerimi yumruk yaptım. "Size Prenses olarak eğilmek yerine, şampiyon olduğunuz için eğilmeliyiz. En genç şampiyon sizsiniz ve bence bu, bir prensle nişanlı olmaktan çok daha fazlası olduğunuzu gösterir."

"Ranewen." bana seslenen, koridorun öbür ucunda duran Messallie'ydi. Cassius ve ben onun için eğilirken, adımı söyleme şekli kemiklerime kadar işledi ve beni müthiş rahatsız etti. "Umarım tekrar görüşürüz." dedi Cassius, ben Messallie'ye ilerlerken. Kraliçe sanki Artanis'le hiç tartışmamış gibiydi. Yanına gittiğimde tekrar eğildim. "Gel, biraz çay içelim." Sanki karşı çıkma şansım varmış gibi. Beni bahçeye çıkardı. Bahçe sessizdi, ortalıkta kimseler yoktu. "Bugün olanlara alışsan iyi olur. Artanis bana sık sık saygısızlık yapar." Ona adıyla sesleniyordu. Artanis yanındayken saygıda kusur etmiyordu ama o etrafta yokken, ona adıyla seslenecek kadar cesurdu. "Ona kızmıyorum. Annesi onu doğurduktan iki hafta sonra ben, hamile bir çocuk olarak kraliçe tacını giydim ve Altariel bir daha Cassana'nın odasına bile gitmedi." Krala bile adıyla hitap ediyordu. Hiç korkmuyor muydu acaba? "Çocuk mu?" diye sordum, konuyu değiştirmek için.*

YALANCI PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin