00

1.9K 96 80
                                    

"Hyung! Uyan artık!"

Kafama gelen terlikle yavaşça gözlerimi aralayıp bir süre yatakta gerindikten sonra boş bir şekilde bana terlik fırlatan Jungwoo'ya baktım.

"Ne var Woo?"

Yorgun ve ilgisiz bir şekilde konuştuğumda kaşlarını çattı.

"Derse geç kalacaksın."

Aklıma gelen şeyle telaşlanıp hemen kalkıp okula gitmek için hazırlanmaya başladım.

"Woo şey yapsana, çantama kitaplarımı koysana"

Masum masum güldüğümde gözlerini devirdi.

"Lanet olsun."

Söylene söylene içeri gitti ve bir süre sonra elinde çantamla birlikte geldi.

"Teşekkür ederim, çıkıyorum!"

Bağırarak kapıya koşup ayakkabılarımı takarak arabama koştum. Okulla evimin arası arabayla yaklaşık 15 dakikaydı. Anahtarı takıp arabayı çalıştırdım ve sürmeye başladım. Okulun önüne geldiğimde durup arabadan indim ve hızlıca sınıfa gittim.

"Günaydın ruhsuzlar!"

"Günaydın Bay Lee!"

Sınıfa girip selam verdim ve masama oturdum. Seuldeki köklü bir lisede kimya öğretmeniydim. Öğrenciler benden korkuyorlar ve bu yüzden bana saygı duyuyorlardı. Onlara asla kötü davranmıyordum ama yine de serttim.

"Chae Yongshin"

"Buradayım!"

"Choi Kangchi"

"Burada!"

...

"Jung Yoonoh"

Sessizlik.

"Yoonoh? Gelmedi mi?"

"Gelmedi Bay Lee. Ailesi ile birlikte hafta sonu bir yere gideceklermiş."

"Oh, öyle mi? Tamam Mark, teşekkür ederim."

...

Dersin bitmesiyle çantamı alıp öğretmenler odasına gittim. Yuta ve Youngho birlikte kahve içiyorlardı, kahvemi alıp ben de yanlarına oturdum.

"Hyung duydun mu? Youngho sevgili yapmış."

"Kes sesini lanet Japon ayısı."

"Bana söylemeyecek miydin? Sana inanamıyorum. Tch tch tch."

İğneleyici bir ses tonuyla konuştuğumda Youngho bana sert bir bakış attı.

"Sizi öldürebilir miyim?"

"Yoo."

"Yuta'ya istediğini yapabilirsin."

"Hyung!"

"Tamam tamam. Sustum."

Kahvemden bir yudum almadan önce kıkırdadım.

"Taeyong? Dersin var mı?"

Youngho'ya bakıp biraz düşündüm.

"Sanırım bu dersim boş."

"Tamam, ben acıktım bir şeyler yiyelim."

"Bensiz ha?"

"Senin dersin yok mu?"

"Ay programımı mı takip ediyorsun~ aşkım benim~"

Yuta kolunu Youngho'nun omzuna ve elini de yanağına koyup sıktığında güldüm. Birlikteyken eğleniyorduk.

"Yuta o elini çekmezsen seni Japonya'nın dağlarına çiçek diye ekerim."

"Oha... O neydi öyle..."

"Kalk da dersine git."

"Ay tamam. Görüşürüz hyung!"

"Bana hyung demiyor pezevenk, görüyor musun?"

Bu sefer kahkaha atmıştım.

"Görüyorum Youngho"

___
Ben geldim ama gelmemiş olabilirim... Ama bilmiyorum belki gelip gelmemiş de olabilirim... Her neyse işte. İyi geceler 🤡

06.07.20

Hera🍷

𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin