Kendinizi hazirlayın bu bölüm bomba gibi geliyor kalbiniz için hiç iyi olmayabilir!İyi okumalar...
⛅
Yazar'dan=
Arabadaki sessiz yolculuğun üstünden yaklaşık 1 saat geçmişti ve pembe saçlı artık çok sıkılmıştı. Jungkook sadece önüne bakıyor ve onunla hiç sohbet etmiyordu. En iyisinin sohbeti kendinin başlatması olduğuna karar verdi ve bedenini hafifçe koltukta çevirip mükemmel yüz hatlarına sahip hoşlandığı çocuğu izledi
" Jungkook ailen nerde senin? Ben sana kendimi anlattım. Sıra sende sende kendinden bahset bana" elini çenesinin altında birleştirmiş hafif tombul yanak ve büzülen hafif dudaklarıyla şirin çocuğa baktı ve geri önüne dönüp
"Gideceğimiz yere kadar bekle. Öğreneceksin" ifadesiz yüzüyle geri yola döndü ve küçük bedende sıkılmışlıkla geri yerine oturup ellerini göğsünde birleştirdi.
~
Yolculuk sonunda bitmiş jimin hafif uykulu halinden sıyrılıp duran arabadan inerek etrafı inceledi.
Sıradan bir orman gibi gözüküyordu ama ağaçlar yaşadıkları yere kıyasla daha sık ve boğucu gözüküyordu. Etrafı tuhaf ve ürpertici bir hava katıyordu. Jimin elinde hissettiği soğuk ve iri elle etrafta gezdirdigi gözlerini yanındaki iri bedene çevirdi. Jungkook ufak eli kavrayıp ormana sürüklemeye başladı. Jimin korkmasına rağmen yanındaki kişiyle kendini güvende hissediyordu.
Ormana dalınca ağaçlar dahada sıklaştı ve etraf kararmaya başlamıştı. Jimin ormana girdikçe korkuyor ve gözlerini yerde tutuyordu. Jungkook ise ufak eli kavramış yolunu bilen bir edayla hızlı bir şekilde ilerliyordu. Jimin farkında olmadan gözlerini kapatmış sadece jungkookun onu yönlendirmesiyle ilerliyordu.
" aç gözlerini jimin" duyduğu erkeksi sesle gözlerini yavaşça açan pembe saçlı gördüğü şeyle ağzı hafif Aralık ve gözleri şaşkınlıkla açılmıştı. Az önce kapkaranlık olan orman şuan ışıl ışıl parlıyordu adeta. Ağaçların üstünde ateş böceği olduğunu düşündüğü ufak ışıklar ve sık agacliklar muhteşem bir görüntü sağlıyordu.
( böyle düşünebilirsiniz)
Ufak parıltılarla bir yol oluşmuş ve onlara sanki bir yeri işaret ediyordu. Jungkook yavaşça ufak eli bırakıp karşısına geçti. Yüzünde ufak tebessümle bir elini pembe saçlinın elmacık kemiklerine atıp okşamaya başladı.
"Buradaki orman benim jimin. Karanlık ve sonu başı görünmeyen bir yol gibi" elini çekip ateş böceklerinin oluşturduğu yolda jimini geride bırakarak ilerlemeye başladı ve aynı zamanda arkasından gelen jiminle konuşuyor arada arkasını dönüp bakış atıyordu.
" Karanlıktı burası hep geldiğimde. Benim için çok güzeldi ışığa ihtiyaç duymuyordum. Böyle iyiydim." Lafını kesik arkasını döndü. jimin sadece jungkooku izliyor ve bu konuşmanın geleceği yeri bekliyordu.
" sonra biri geldi. Bu kasabaya gelir gelmez aldım kokusunu. Hergün aralıksız evine gittim. Onu izledim. Huzur bulduğum buraya gelmeyi unutturdu bana. Pembe saçları ve tombul yanakları vardı. Gülünce yok olan gözleriyle elini ağzına götürşüyle her zerresiyle beni kendine çekiyordu. Ama benim tam tersimdi. O mutlu ve pembeydi bense mutsuz ve siyah. Onu karanlığa çekmek istemedim. Buraya geldim ve benim karanlığıma ufak ışıklar serpildiğini gördüm. Kalbime inen ufak ışıklar huzur bulduğum yere kadar gelmişti. Ben onu karanlığa çekmek istemiyorken o beni pembe dünyasına çekmişti" ufak tebessüm edip önündeki kusursuz yüzü izledi ve yoluna devam etti ilerliyor ve bir yere varmaya çalışıyordu.
"Benim güçlü karanlığım onun pembeliklerine yenilmişti ve hiçbir yenilgi beni bu kadar mutlu etmemişti."
Jimin odaklandığı yüzden geldiği su sesine doğru başını çevirdi. Farkında olmadan kayalıkların ardından akan şelale ve sık agacliklarla burası muhteşem bir yerdi
( bunun gibi)Jeon ufak eli tuttu ve kayalıklara sürükledi. Yavaş yavaş suya yaklaşırken üstündeki kazağı çıkarıp bir kenara fırlattı. Beyaz teni gözler önüne serilmiş ve pembe saçlı bakışlarını yüzünde gezdirmekte zorluk çeker olmuştu. Jimini kayalıkların yanında bırakıp yavaş yavaş suya yaklaştı ve suyun aktığı yerden gelen ufak güneş ışığıyla tamamen suyun içine girdi. Islanmaya başlarken egdigi kafasını yavaşça kaldırıp ağzını açtı ve bunu yaparken geri geri gidip güneş ışığının tenine değmesini sağladı. Açılan ağızdan çıkan sivri dişler ve güneşin altında parlamaya başlayan beyaz tenle birlikte jungkook kırmızı gözlerini pembe sacliya dikerek tepkisini ölçmeye çalıştı.
"Ben vahşiyim, kendim böyle olmayı tercih etmedim ama buyum bir canavarım. Senin yanında yumuşacık olan bir canavarım.
Park Jimin ben bir vampirim..."
⛅
Eveett burda kestimskwkwlwl
Elimden geldiği kadar duygusal yazmaya çalıştım:(
Umarim seversiniz ben beğendim açıkçası♡
Kendinize iyi bakın ve hasta olmayın💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampir-Jikook
Fanfiction[mpreg~] [+18] " Benim güçlü karanlığım onun pembeliklerine yenilmişti ve hiçbiri yenilgi beni bu kadar mutlu etmemişti." Twilight gay versiyon gibi'