35- sihirli aşk

11.1K 804 512
                                    

Selamlarr~ nasılsınız bakalım? 😌

100 vote ve 100 yorum olmadan yb gelmeyecek. Oluncada hemen bölüm demeyin sınav haftasındayım:(

Ve hazır olun kaos geliyoooo

Sabahın ilk ışıklarıyla  yine ve son birkaç günde olduğu gibi yanımdaki boşluk hisseyle uyandım. Soğuk yatakta jungkookun olmayışıyla daha soğuk gibiydi. Son birkaç gündür jungkook bana eskisi gibi davranmıyordu. Ona sarılacağım zaman karşılık vermiyor öpmek istediğimde duşa girmesi gerektiğini söylüyordu.

Ne kadar üzüldüğümü  belli etmesemde her gece gizlice banyoda gözyaşlarımı akıtıyordum.

Benden soğuması veya aramıza bozacak hicbir durum yoktu halbuki ortada. Neden böyle davrandığını asla anlamıyordum. Soğuk zeminde çıplak ayaklarımla inip alt kattaki geniş ve boş salona baktım. Mutfağa baktıktan sonra yine boş olduğunu görmemle evde birilerini aradım. Merdivenden inen hoseok hyungla yanına gittim.

"Hyung jungkook nerede?" Bakışlarını yüzümde dolaştırdı.

"Dışarıda işi varmış erken çıktı jiminie" gülümsedi ve kapıdan çıkmadan önce bana  el salladı.

Içimdeki huzursuzluk iyice yayıldı ve elimi karnıma atıp derin nefesler almaya başladım. Ağlamamak için adeta çekişiyordum. Yukarıya çıkıp telefonumu aldım ve bilindik numarayı tuşladım. Telefon uzun süre çalmıştı ama açan yoktu.

Artık durduramadığım yaşlar gözlerimden akarken birkaç saat boyunca öylece yataktaki bedenimi küçültüp ve ağlamaya devam etmiştim.

Dış kapının sesini duyunca hızla yataktan kalkmış aşağı inmiştim. Yoongi olduğunu görmemle ıçimdeki boşluk hissi dahada büyüdü.

Jungkooku özlemiştim.

Aceleci bir tavırla yanıma geldi ve kolumu tutup kapıya doğru adeta sürükledi.
"Hyung ne oluyor!? Bırak kolumu"

"Jimin hızlı olmalıyız jungkooka birşey olmadan yetişmemiz lazım hızlı ol"

Jungkookun adı geçtiği anda tüm dikkatimi ona verdim.
"Jungkooka ne oldu? Ne oluyor!"

"Zaman yok jimin hadi hızlı olalım" beni zorla arabaya bindirmiş ve son gaz nereye gittiğimizi bilmeden yola çıkmıştık.

Üstümdeki ince pijamalarımla çok üşüyordum ama şuan zihnimde meşgul olan tek şey jungkook'tu. Yaklaşık 40 yada daha uzun bir süre yol almıştık. Yol boyunca onlarca soru sormuştum ama yoongi tek kelime etmemişti. Bu tavırları beni çok korkutuyordu.

Ormanlık alanlar ve uçurumların yaygınlaştığı bir alana gelince korkum artmıştı. Bizim burda ne ışimiz vardı!?

Yoongi bir tarafı uçurum ve diğer tarafı ağaçlık kaplı olan boş bi arazide arabayı durdurdu. İnmemi işaret edince kızarmış burnumu  çekip arabadan indim. Yoonginin ardımdan inmesini beklerken arabayı hızla ters yöne sürmüş ormandaki tek ışık olan araba farlarının gitmesiyle karanlığa gömülmüştüm.

"Yoongi!" Ses yoktu.

"Jungkook" hala ses yoktu ve boğazım ağrımaya başlamıştı.

"J-ungkook" öksürerek zor tamamlamıştım cümleyi.

Omuzlarım düşerken arkamda hissetiğim hareketlilikle bedenim kaskatı kesildi. Nefes bile almazken arkamdaki beden yaklaşınca alıştığım kokuyla hızla arkamı dönmüştüm. Jungkookun gülümseyen yüzüyle adeta sevinçten ağlayacak duruma gelmiştim. Kollarımı hızla boynuna sararken elleri belimi bulmuştu. Uzun süredir soğuk olan davranışlarına inat bu sefer sevgi dolu sarılmıştı.

vampir-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin