selammm
Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin:(
Bölüm için ilhama ilham için size ihtiyacım var♡
Bu arada okuyucularımdan bir şey istiyorum buraya adınızı yazar mısınız? tabi saklamak isterseniz siz bilirsiniz ama:)
⛅
Yoongi ağzının açıp konuşmaya başladı
" ben jungkook adına senden özür diliyorum jimin-ah" dedi
hemen ardından diş etleri görünene kadar gülümsedi ve bu içimi ısıtmıştı ona karşı iyi şeyler hissetmeye başlamıştım
"umarım samimiyetimden rahatsız olmuyorsundur" dedi hızla başımı olumsuz anlamda salladım ve
" ah hayır tabiki olmuyorum ve ben artık jungkook hakkında konuşmak istemiyorum açıkçası" dedim başımı eğip ellerimle oynarken
Meraklı sesiyle
" ondan bu kadar mı nefret ediyorsun?" dedi bu dediğiyle hızla başımı kaldırıp hem arabayı süren ve arada keskin bakışlarını bana atan yoongiye baktım
"ah ondan asla nefret etmiyorum aksine benim dışımda kimseyle sorunu var gibi durmuyor ama o benden nefret ettiği için onun konusunu açıp birinin benden nefret ettiği gerçeğini sürekli yüzüme vurulsun istemiyorum o benim dışımda herkese iyi olan biri" demiştim yoongi bakışlarını bana çevirdi
" eğer jungkook senden nefret etmiş olsaydı şuan bu durumda olmazdın" dedi
"buda ne demek?" dedim
hiçbir şey anlamamıştım tanrı aşkına ne oluyordu?
" eğer birinden gerçekten nefret etseydi onun başına daha kötü şeyler gelmesini sağlardi" dedi ve önüne döndü
Yol boyunca hiç konuşmamıstik ben düşünüyor o ise arabayı kullanıp arada bana bakış atıyordu okulun tanıdık simasiyla derin bir nefes verdim.
Yoongi ile aynı ortamda kalmak tuhaftı.
özellikle o ortam sessiz ve yalnız bir ortamsaBen emniyet kemerini açıp arabadan inerken oda benimle eş zamanlı olarak indi karşı karşıya geçince gülümsedim ve teşekkür etmek amacıyla elimi uzatıp
" teşekkür ederim yoongi" dedim elime baktı bana baktı ve ardından elimi tuttu ben tokalaşmayı beklerken beni kendine çekip sımsıkı sarıldı.
Bu kadar yakın davranması benı şaşırtıyordu çünkü okulda herkes ona "soğuk nevale" diyordu ama o samimi ve oldukça güzel gülen biriydi.
Şaşkınlığımı üstümden atıp kısa kollarımı beline doladım ve birkaç kaç derin nefes aldıktan sonra eğer kulağınin dibinde olmasam duyamayacağım bir sesle fısıldadı
" Söylediği kadar varmış" gibi bir şey söylemişti
Geri çekilirken ona hitaben
"anlamadım?" dedim ama Çokta güzel anlamıştım.Ayrılınca arkamı dönüp bize bakan okul kalabalığı arasından gözüme tek kişi ilişti:
kıpkırmızı gözleri dağılıp alnına dökülmüş siyah saçlarına zıt bembeyaz teniyle bana bakan bir jeon jungkook....Derince yutkunup kimseyi görmeden hızla sınıfıma çıktım ve sıcacık sınıfta yerime geçip oturdum.
~
Ders boyunca arkamdaki jungkook ve onun sürekli kendi kendine konuşup durmasiyla uğraştım kai okulda değildi bu yüzden çok sıkılıyordum
Öğle arası kantinde otururken telefonumu çıkarıp kai'ye mesaj yazdım
" kai okula neden gelmedin önemli bir şey mi var?"
mesajı atınca sosyal medyada dolaşıp bir yandan elimdeki tostu kemirip duruyordum.
Karşı sandalyemde hissettiğim bedenle bakışlarımı kaldırdım
" selam jimin!" dedi yoongi sabırsız ve tuhaf bir sesle
" selam" dedim ve o an bir şey dikkatimi çekti . sabah yoonginin kahverengi olan gözleri şuan kırmızı renkteydi ve ona cidden çok yakışıyordu
" Burda tek başına ne yapıyorsun?" dedi cevap vereceğim sırada yoonginin arkasında yapılı siyah yırtık kot ve siyah ince sweetisort giyen jungkook elini yoonginin ensesindeki kıyafeti tutup fırlatır gibi sandalyeden kaldırdı ve telaşlı bedeni kendine çevirip gözlerini içine bakınca sinirle dişlerini sıkıp kulağına birkaç şey Söyleyip yolladı.
Kendi karşımdaki sandalyede yerini alıp soğuk bakışlarını bana çevirip
" kolun nasıl?" dedi ilgisiz sesiyle cidden kırılmıştım...
"iyi" deyip kestirip atmıştım benden bu kadar nefret edip davranışlarıyla bunları belli ederken üzülmeye engel olamıyordum.
" okul çıkışı şu proje için buluşup bitirelim" dedi ellerini masaya koyup ritim tutarken
" benden nefret eden biriyle birşeyler yapmak istemiyorum" dedim kırılgan sesimle bakışlarını bana çevirip şaşırmış sesi ve gözlerindeki yumuşak ifadeyle
" ben senden asla nefret edemem ki" dediğiyle kaşlarımı çattım ve hızlı atan kalbime lanet okudum ne diye hızlı atıyordu ki?
Ben ondan bakışlarımı kaçırırken o inadına bana bakıyor ve tapılası gülüşünü arada bana sunuyordu
"bugün ödev için buluşalım" dedi elini yanağına koymuş beni izlerken elimdeki telefonu kapatıp masadaki soğumuş tostun yanına koydum ve
" belki benim işim var?" dedim bir kaşımı yukarı kaldırırken
" bulaşmak istiyorum demedim buluşalım dedim yani bir istek değil" demişti
Gözlerimi kısarak ona bakmaya çalıştım ama önümü göremeyince mecburen eski halime döndüm
" tamam be nerde buluşalım" dedim konuyu değiştirmek adına omuz silkti ve
" senin evinde" dedi
" benim evimde?"dedim benim için sorun yoktu dayım geç geliyordu teyzem zaten bir şey demezdi yani en azından inşallah demezdi
" ah-tamam pekii" dedim yerinden kalktı ve gitmeden önce göz kırpıp
"akşam görüşürüz jimin" dedi
herşeyi boşverin benim kalbime ne oluyor böyle?
~çok çok çok özür dilerim ya akşam yazarken uyuyakalmışım yorgunluktan:(
Kısa kestim biliyorum geçiş gibi düşünün🙈💜
Aklımda delice fikirler var ve bu kitabın 2. serisini çıkarmak istiyorum♡~
Sizi
çok
çok
çok
ama cidden çok
seviyorum 💜Kendinize iyi bakın ve sağlıklı kalın♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampir-Jikook
Fanfic[mpreg~] [+18] " Benim güçlü karanlığım onun pembeliklerine yenilmişti ve hiçbiri yenilgi beni bu kadar mutlu etmemişti." Twilight gay versiyon gibi'