18- ona dokunmayacaksın

13.7K 1K 519
                                    

2k yı geçmiş ve ilginiz beni çok mutlu etti bu yüzden elimden geldiği kadar hızlı bölüm atmaya çalışacağım:)

Ne kadar çok vote ve yorum o kadar çabuk bölüm gelir

Iyi okumalar💜

🌥

Bir o tarafa bir bu tarafa gidiyor ve bir yandan yatağını oturan jungkooka karşı mızırdanıp duruyordum.

"Jungkook bu kadar çabuk olmak zorunda mı ya? Ben hazır değilim ki? Ne zaman gidiyoruz?" Yerinden kalkıp yanıma geldi ve ellerini belime yerleştirdi anında sakinleşmiş tim. Beni nasıl sakinleştirecek biliyordu. Sakin ve yumuşak ses tonuyla ve belimdeki elleriyle konuşurken tek kelime edemiyordum.

"Sakin ol bebeğim. Hicbir şey olmayacak hem hazırlansan iyi olur bizi bekliyorlar şuan" dediği şeyle gözlerimi sonuna kadar açıp elleri arasından çıkmıştım ne saçmalıyor du bu.

"Ne şimdi mi? Sen deli misin? Olmaz asla kabul etmiyorum hicbir güç beni oraya götüremez"

~

Sürekli büyük konuşmaktan nefret ediyordum. O kadar inat etmiş ve gitmeyeceğimi söylemiştim. Şu an ise jungkook un arabasında yan koltukta Ellerim göğsümde bağlı bir şekilde ailesiyle tanışmaya gidiyorduk. Beni nasıl ikna edeceğini biliyordu sürekli kelebek öpücükleri vermiş ve belimi okşayıp sakinleşmemi sağlamıştı.

"Geldik bebeğim" arabayı durdurup bana dönmüştü. Derin bir nefes alıp pembe saçlarımı elimle taradım. Önce jungkook sonra ben arabadan inmiştik. Jungkook beni kendine çevirip kafasını boynuma gömdü. Ne olduğunu anlamamıştım ama koklamaya başlayınca dahada karıştı kafam.

"Tanrım. Fazla güçlü dayanabilir mi bilmiyorum" ağzında bir şeyler gevele miş Ama ne dediğini tam anlamamıştım cebinden bir kutu çıkarmış ve boynuma sıkmaya başlamıştı ne olduğunu hala anlamamıştım işi bitince parfümü cebine koyup yüzüme baktı.

"Buda neydi?"

" kokunu bastırmaya çalışıyorum. Fazla dikkat çekici" ellerimizi birbirine kenetleyip kahverengi kapıya doğru ilerledik kalbim hızlı çarpıyor resmen ağzımda atıyordu. Isırarak kızarttım dudaklarımı bırakıp derin bir nefes verdim Bu sırada jungkook elime okşamış güven vermeye çalışmıştı.

Kapı daha biz çalmadan açılmış ve iki kişi kapıyı açmıştı. Bunları tanıyordum okulda sürekli namjin olarak adları geçiyordu. Jin kapıyı sonuna kadar açıp gülümsedi ve sevecen sesiyle

" hoşgeldiniz geçin hadi" zorla olsa bile gülümseyip içeri geçtik. Içimde korkuya dair hiçbir şey yoktu ama çekiniyordum.

Kendimi asla jungkooka layık  görmüyor ve yanına yakıştırmıyordum. Ben sıradan çelimsiz bir insandım ama o öyle değildi çekici ve istediği herkesi elde edecek bir aurası vardı.

Belimin sıkılmadıysa düşüncelerim bölünmüştü. Jungkook kulağıma yaklaşıp

" bu saçma düşüncelerin için ayrı bir zamanda ayrı bir ceza vereceğim sana" dedikleriyle hızla ona döndüm

Ben bunu unutmuştum! Düşüncelerimi okuması hiç iyi değildi!!

Salona geçince koltukta oturan herkes ayağı kalkıp önümüze geldi. Jungkook bir saniye bile yanımdan ayrılmıyordu. Kötü bir şeyler dönüyordu etrafta hissediyordum.

" ben namjoon buda erkek arkadaşım jin" deyip yanındaki bedeni gösterdi. Yüzü ifadesiz ve soğuktu namjoonun ama güven veriyor ve korkutmuyordu.

" ben hoseok sonunda tanıştık" gülümseyince içim sıcacık olmuştu ve ağzımdan bir şeyler kaçırdım

" çok güzel gülüyorsun hoseok" Bu dediğimi daha sonra fark edip utanınca hoseok eliyle saçlarımı karıştırdı. Jungkook beni kendine çekip ona uzaklaşmasını şöyledi. Kafamı göğsüne bastırıp sert sesiyle

"Kimseyle samimi olma!" Dedi.

Daha sonra zorla bile olsa jungkooktan uzaklaşıp yoongiyle selamlaştık. Biri eksikti ama 6 kişi olmaları lâzımdı ama burda 5 kişi vardı. Merdivenlerde adım sesi duyunca koltukta biraz yan dönüp gelen bedene baktım.

Siyah ve uzun saçları vardı. Siyah kumaş pantalon ve vücudunu belli eden dar bir tişört giyiyordu. Ifadesiz yüzüyle karşımdaki tekli koltuğa oturdu. Ellerini cebinden çıkardı ve kısık sesiyle

"Taehyung" adını söyleyip yeniden bakışlarını yere sabitledi

Jungkook başını namjoona çevirip adeta  hırlayarak

" gelmeyeceğini söylemiştin"

" kendine hakim olacak ona güven!" Namjoon ısrarla söyledi.

Ne oluyordu?

"Saçmalama en son ne olmuştu!" Koluna dokunup dikkatini çekerek bana bakmasını sağlamıştım.

"Kötü bir şey mi var?" Gülümsedi ve dudaklarını yanağıma bastırıp kulağıma doğru

"Burda bekle birazdan geleceğim güzelim." Yerinden kalkarken vereceğim cevabı bile beklememişti.

Kesinlikle birşeyler dönüyordu ve ben öğrenecektim.

Jungkook gidince karşı koltuktaki taehyung yerinden kalkıp arkasından gitti. Herkes kendi halindeyken yanlız kalmanın verdiği hisle yerimde kıpırdanıp durdum. Daha fazla dayanamayınca dikkatler üstümden gittiği için hızla yerimden kalkıp jungkook ve taehyung'un gittiği yere doğru hızlı adımlarla gittim.

Bir odada kapı açık bağırış sesleri geliyordu. Dikkat kesilip dinlemeye başladım. Jungkook bağırarak

"Ona dokunmayacaksın!"
" hayır o olmaz! Özel biri o! Sıradan değil benim için"

"Ju-jungkook çok g-güzel kokuyor hakim olamıyorum kendime" cılız sesiyle ve ağlamaklı bir şekilde söylemişti taehyung

" kes sesini!"
"Canını alırım tae! Şakam yok. Jiminin tek bir saç teline dokun seni yaşatmam"

"Jungkook o bir insan. Kimse fark bile etmez ki. Eminim yenisini bulabilirsin. Çok fazla insan var biliyorsun"

"Çok fazla insan var! Çok fazla Jimin yok! Ona dokunma dedim sana" delirmiş gibi bağırıyordu jungkook.

Ben daha yeni öğrendiklerimi idrak edemezken gozler kapıya dönmüştü.

Fark edilmiştim...

Jungkook bakışlarını taehyunga çevirdi ve hızla ileri atıldı ama taehyung birden bana doğru koşmaya başlayınca şok olmuştum.

🌥

Güzel yerde kestimehehehe

Şuna bir açıklık getireyim tae saf kan değil ilerki bölümlerde bahsedeceğim.

Umarım beğenirsiniz♡ kendinize iyi bakın 💜

Gece kuşu sizi öpücüklere boğuyor.

vampir-JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin