Ard arda bölüm hayırdır funda hanım?
Öbür bölüm sinirli olduğum için kısa oldu bunu telafi gibi düşünün ve elimden geldiği kadar uzun yazacağım
⛅
Yazar'dan=
Jungkook aldığı mesajla deliye dönmüştü adeta saatlerdir küçüğünü ararken jongin denen çocuğun yanında olması sinirini bozmuştu. Kokusunu neden alamadığı şimdi daha iyi anlaşılıyordu. Kurt adamların yanında insanların kokuları vampirlere karşı kapalı olurdu. Telefonu kapatıp salona inmek için merdivenlere gitti. Üçer üçer inip hızla salona girdi ve tüm bakışlar ona dönmüştü.
Herkes jimin için endişeleniyordu ve jungkookun zaten agresif ve çekilmez tavırları varken jimin gidince dahada huysuz olmuştu sanki.
"Yoongi! Jongin'in evini biliyor musun?"Yoongi bir süre düşündü ve
"Ah bildiğim kadarıyla babasının kliniğinin üst katındaki evde kalıyor."Jungkook hızla başını sallayıp çıkışa giderken
"Yoongi sen benimle gel diğerleri evde kalıp haber bekleyin Jimini alıp geliyorum"~
Jimin şiddetli bir baş ağrısıyla gözlerini açtı ama açması ve kapatması bir oldu. çünkü etrafı sanki büyük bir buz kütlesiyle örtülmüş jiminde ortasında çırılçıplak kalmış gibi üşüyordu. Ağzından zar zor çıkan kelimelerle yardım istedi her kimin yanındaysa
"S-soğuk üş-üyorum"
Kai duyduğu sesle yerdeki bakışlarını hızla pembe saçlı bedene çevirmişti. Ormandan geçerken jiminin tatlı kokusunu duymuş ve kokuyu takip ederek bu satte ormanda ne aradığını sormak istemişti ama bi ağacın altında soğuktan titreyen ateşi çıkmış bir jimin görünce hemen onu babasının kliniğine getirmişti.
Küçük ellerini elleri arasına alıp destek olmak ister gibi sıktı ve küçüğün gözlerini açması için tanrıya yalvardı. Onu böyle görünce kalbi yerinden çıkacak gibi hissediyordu.
Jimin bilinci yerine geldikçe yaşadığı anılar aklina yavaş yavaş dolmuştu. Ateşin vermiş olduğu sersemlikle dediklerinin farkında bile olmadan konuştu.
"Jungkook?" Kafasını çevirip yanında kai'yi görünce üzülmeye engel olamadı bile.
Gözyaşları akmaya devam ederken
"Gitmişsin. Sevdiğini söylemiştin oysaki" burnunu çekti ve halsiz bir nefes verdi."Herkes gider demişlerdi ama sen herkes gibi değildin ki." Kafasını çevirip kainin dolmuş gözlerine baktı
"Sen neden ağlıyorsun kai? Seninde mi aşık olduğun kişi gitti?" Kai acı içeren histerik bir şekilde güldü ve omzunu silkti.
"O bana hiç gelmedi ki."
Jimin gözyaşları akarken
"Çok üşüyorum." Demişti zar zor çıkan sesiyle kai hızla yerinden doğrulup dolan gözlerini kırpıp kendine gelmeye çalıştı.Aşağı katta olan babasına seslenip gelmesini söyledi. Bay kim içeri girip Jimini görünce gülümsedi ve yanına adımladı
"Jimin uyanmışsın" elini alnına koyup ateşine baktı
"Ateşin var ama ilk geldiğine kıyasla iyisin şuan. O soğukta ormanda yanlız başına oturmak hiç mantıklı bir fikir değil evlat özellikle senin gibi bünyesi zayıf biriyse" eğilip pembe sacları karıştırıp gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vampir-Jikook
Fanfiction[mpreg~] [+18] " Benim güçlü karanlığım onun pembeliklerine yenilmişti ve hiçbiri yenilgi beni bu kadar mutlu etmemişti." Twilight gay versiyon gibi'