16. Bölüm

13.5K 529 112
                                    

Yeni bölümümüz geldiiiiiii 😚😚
Yorumlarda görüşmek üzere 👋🏻

İyi okumalar ballarım 🍯 ♥️

^^^^^^^^^^^^^^^^^

Dudaklarının arasından kopan iki kelimenin kalbime giden yolunu hissettim en derin şekilde, bu süre boyunca gözlerimi gözlerinden ayırmamıştım. O gözlerden kopmak kolay değildi.

Kısık gözlerini süsleyen uzun kirpikleri ıslanmıştı, saçları her zamanki düzeninden taviz vermiş dağınık duruyordu.

Boynuna doladığım kollarımı hafifçe kendime doğru çekerek ellerimi saçlarının arasına daldırdım, suyun içinde hareket eden bacaklarımı beline doladığımda derin bir nefes alarak kendini bana biraz daha bastırdı.

"Konuşmak istiyorum," diye fısıldadım zor bulduğum sesimle, kafasını salladığında aynı şekilde devam ettim. "Olanlar senin suçun değildi, ben... seni hiçbir zaman suçlamadım."
Tepkisini ölçmek için sustuğumda gözlerimi yüzüne dikmiştim, hiçbir demiyordu. Sadece sıktığı dişleriyle sessizce beni dinliyordu.
"O... o bana..." Kendini geri çekmek için yeltendiği sırada boynundaki kollarımı daha sıkı sararak bırakmadım. "O bana dokunmadı Barış, öyle bir şey olmadı! O evde... orada, onunla aramda hiçbir şey geçmedi!"

Gözlerini sıkıca kapatarak arkamdaki kayalığa elini dayadığında onu izlemeye devam ettim.
"Bana böyle bir şeyin açıklamasını yapmak zorunda değilsin Berre."
"Ben..."
"Sen..." diyerek sözümü kesti. "Sen benim yüzümden o durumları yaşadın, üstüne gelip birde bana açıklama yapıyorsun. Beni rahatlatmaya çalışıyorsun."
"Hayır, hayır..." diyerek yüzünü ellerimin arasına aldım. "Evet, seni rahatlatmak istiyorum ama bunu yalanlarla yapmıyorum. Ben seni hiçbir zaman suçlamadım Barış, beni..." dediğimde derin bir nefes aldım ve cesaretimi toplayarak devam ettim, "Beni öpen tek adam sensin!"

Kalbimin kapılarını ona çok önceden açmıştım. Açtığım bu kapıdan içeri girmesini istemiş, üstüne ona yardım etmiştim. Tek istediğim. sevdiğim adamın karşımda suçlulukla kafasını önüne eğmemesiydi.

Bu konuda her ne kadar tecrübesiz olsamda dudaklarına doğru yaklaştım, dudaklarımız birbirine değdiğinde durarak fısıldadım.
"İlk... ilk ve tek adam..."

Üst dudağımı dudaklarının arasına hapsettiğinde bedenimi ateşe vermişti, iki eli aynı anda kalçamı kavradığında öpüşü daha da hızlandı. Kayalığa yaslanan sırtımda oluşan o sızı, karnımdan aşağıya doğru yol alıyordu. Dili ağzımın içine kaydığında saçlarını avucumun içine hapsettim ve sertçe çektim. Bedenimde uyandırdığı bu duyguyu sevmiştim, daha fazlasını isteyerek kendimi ona doğru bastırdığımda sertçe inledi.

"Ateşle oynuyorsun," dedi boğuk sesiyle.
Dudaklarımı dudaklarından çekmeden nefes nefese konuştum, "Sıcağı her zaman sevmişimdir."
Bir kez daha geri çekilmeye çalıştığında beline sardığım bacaklarımı indirmedim, "Durmak istemiyorum."

Bir kez daha dudaklarıma yapıştığında bu sefer daha sert öpmeye başladı, kalçamın üzerinde duran ellerinden biri bacağımın iç kısmına doğru yol almaya başladığında dudaklarımızı ayırdım.
"Barış..." diye fısıldadığımda eli o noktada durdu.
Eli ile aramdaki tek şey küçük bikini parçasıydı.

Orası boyunca yukarıya çıkarttığı elini vakit kaybetmeden içeriye kaydırdı, sıcaklığıma bastırdığı eliyle birlikte dudaklarının arasına küçük bir çığlık bıraktım. Nefes nefese geri çekileceğim sırada alt dudağımı dişlerinin arasına hapsederek elini yavaşça hareket ettirmeye başladı.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin