21. Bölüm

10.5K 424 334
                                        

Yeni bölüm hepimize hayırlı olsun efendim 😄😄

Nasılsınız bakalım canlar, nasıl gidiyor? Biz yokken neler yaptınız, gelin konuşalımmmm!!!

Sizi çok seviyorum ballarım, Allah'a emanet olun. Yorumlarda görüşmek üzere 😚😚

İyi okumalaaarr 🍯💛

^^^^^^^^^^^^^^^^

Şansıma tükürebilir miyim!
Lütfen tüküreyim, rica ediyorum tüküreyim!

Adama sürpriz yapalım dedik, o kadar hazırlandık... Önce yangın çıktı, buda yetmez gibi Adar denen o saplantılı döndü!

Çünkü dönecek başka gün yoktu, bugün olmak zorundaydı!

Bir şey geldiğinde, diğeri de hemen peşine gelmeliydi. Asla vakit kaybetmek yok, asla bekleyemez!

O telefondan sonra Barış elimi tuttuğu gibi evden çıkmıştı, onca adamın eşliğinde onların konağına gidiyorduk. Ben gidiyorum, desem daha doğru olurdu. Barış Ağa'mızın beni bırakıp gideceğinden emindim.

"Barış..."
"Hayır Berre," diyerek sözümü kesti.
Derin bir nefes aldım, "Bende gelmek istiyorum."
Sinirli gözleri gözlerime döndü, "O piçin seni görmesine izin vermeyeceğim!"
Arabaya kullanan bir şoför olduğu için ikimiz arkada oturuyorduk. Bir köşede o otururken, diğer köşede ise ben oturuyordum.
Elimi uzatarak elinin üzerine koydum, "Seni yalnız bırakmak istemiyorum."
Net sesiyle "Hayır!" diyerek cama döndü.

Mardin meydanında Barış'ı bekliyordu. Ne o, ne de Barış kaçacaktı. İkisi de geri adım atmayacak, kötü bir son kaçınılmaz olacaktı ama eğer ben orada olursam bunu engelleme fırsatım olurdu. Bundandı gitme çabam...

Elimi çekerek tıpkı onun gibi cama döndüm, "Tamam... Sen götürmezsen, bende kendim gelirim!"
"Berre..."
"Barış!" diyerek araya daldım, "Beni biraz olsun tanıyorsan oraya geleceğimi biliyorsun. Ya seninle ya da sensiz... ben oraya geleceğim!"
"Gelmeyeceksin!" dediğinde elimi koltuğa koyarak ona yaklaştım.
"Ne yaparsın?" diyerek diklendim, "Bağlayacak mısın? Odaya mı kilitleyeceksin?"
Tek elini kısa elbisemin altından bacaklarımın arasına soktu ve sıcaklığımın üzerine bastırdı, "Bu dediklerini yaptığımda sonu çok farklı olacak!"

Konağın önüne geldiğimizde hızla arabadan indi, arkadan dolaşarak kapımın önüne geldiğinde açarak beklemeye başladı. Yerimden kımıldamaya hiç niyetim yoktu!

Kafasını sinirle salladıktan sonra bileğimden tuttu ve kolayca arabadan indirdi, üzerindeki ceketi çıkartarak belime bağladı.
Gözlerini gözlerimden ayırmadan etraftaki korumalara yüksek sesiyle bağırdı, "İndirin lan kafalarınızı!"
Hepsi aynı anda saygıyla ellerini önünde bağladıktan sonra kafalarını eğdi, sinirle Barış'a döndüğümde vakit kaybetmeden beni omzuna attı.

Çok güzel!
Dünya'ya bu açıdan baka baka bütün tabiatımı değiştirmeme az kalmıştı!
Yakında yarasa olmak istiyorum, dersem şaşırmayın!
Hepsi bu adamın yüzündendir!

"Barış..." diyerek ayaklarımı çırpmaya başladım, "İndir hemen beni!"
Konağın kapısını açarak içeriye girdiğinde sakinliğini sürdürüyordu.
"Sana. Beni. İndir. Dedim!"
Elimle yüzüme düşen saçlarımı tuttuktan sonra kafamı kaldırdım ve mutfak tarafında bizi izleyen görevlilerle karşılaştım.

Zorlanmadan merdivenleri çıkmaya başladığında hala kucağında çırpınıyordum, "Bırak ya! Bırak!"
"Barış... oğlum!" Fatma Teyze'nin şaşkın sesini duyduğumda utançtan yerin dibine girecektim.
Aynı şaşkınlıkla Hamza Amca konuştu, "Ne yapıyorsun?"
Onların sesini duyduğum andan itibaren çığırmayı kesmiştim.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin