28. Bölüm

7.5K 342 373
                                        

Yeni bölümümüz geldi bebekleriiimmm 😚
Hadi yorumlarda kavuşalım 😍

Sizi çok seviyorum 💛
İyi okumalar ballarım 🍯💛

^^^^^^^^^^^^^

Bir mumdur, iki mumdur, üç mumdur, dört mumdur, on dört mumdur... Bana bir bade doldur, bu ne güzel düğündür ha ninnah! Ha ninnah ha ninnah!

Sabah sabah gözlerini bu şarkıyı düşünerek açmayan da ne bileyim... Ben uyandım demesin canım!

Bu bir işaret olmalı, sanırım düğün şarkımı buldum. Artık Barış'ın karşısına geçer o değişik gelin ablalarımız gibi tepinirim, ha ninnah ha ninnah...
Hatta kınada testi mesti kırıyorlar ya, onu bu şarkıda kırarım. Testi yerden seker kafama gelir, sonra ben kendi kınamda hastanelik olurum falan...

Ah ah, güzel hayaller ellam!

Yattığım yerden kıkırdayarak kalktığımda çoktan uyanmış ve karşımda oturan Barış'a döndüm. Dedim ki içimden;
Ulan ne adamlar var beh!
Analar neler doğuruyor beh!
Bu ne beh!

İç sesime daha da kıkırdadığımda yüzüne koca bir tebessüm yayıldı, "Sabah neşenizi neye borçluyuz Berre Hanım!"
"Sizin gibi yakışıklı bir sevgiliye sanırım..." diyerek kafamı salladığımda içerideki odadan bir şeylerin kırılma sesiyle ikimizin de kafaları o tarafa döndü.

"Ne diyorsun sen be!" diye bağıran Yonca'nın sesini duyduğumda hızla koltuktan kalktım.
"Yonca..." diyerek kapıyı çaldığımda bekledim.
Onları rahatsız etmek istemesem de Yonca'yı o halde bırakmak istemiyordum.
"Sen beni bıraktın!" diye bağırdı.
"Bırakmadım," diye karşılık verdi Emir. "Sadece... ben sadece onu..."
Yonca çıldırmış sesiyle "Ya o dediğin bizim bebeğimiz..." diye bağırınca daha fazla beklemedim ve sürgülü kapıyı açarak odaya girdim.

Odada ne var ne yoksa hepsini dağıtmış, oturduğu yatakta saçlarını yolarcasına çekerek ağlıyordu. Ayakta dikilen Emir'e ters gözlerle baktığımda Yonca'ya doğru hareketlenmeye başladı.
"Sakın!" diye bağırdım en sert sesimle, "Sakın ona yaklaşayım deme!"

Hızlı adımlarla Yonca'nın yanına giderek sıkıca onu sardım, kollarımın arasında ağlamaya devam ettiğinde gözyaşlarım ona eşlik etti. O acı çektiğinde bende çekerdim, onun üzülmesine dayanamazdım.

Emir "Yonca..." diye fısıldadığında Yonca olumsuz anlamda kafasını salladı.
"Git Emir," dedim dik sesimle. "Git, şimdi değil!"
Emir odadan çıktığında Barış'ta peşinden gitmişti. Odada Yonca ile yalnız kaldığımızda tüm acılarını haykırırcasına ağlamaya başlamıştı.

Hangi kadın bu durumu kabullenebilirdi ki?
O hamileydi, o bir mucizeyi yaşıyordu. Ailesi onu reddetmiş, sevdiği adam onu kabul etmemişti.

Aradan dakikalar geçtiğinde hıçkırıkları kesik nefeslere dönüştü.
Kollarımı ondan çekmeden yüzünü görmek için uzaklaştım, "Daha iyi misin canımın içi?"
Kafasını olumlu anlamda salladı ve bana daha sıkı sarıldı, "İyiyim..."

Kollarımın arasında kıkırdadığında çatılan kaşlarımla ona baktım, beni görüp gülmeye başladığında daha fazla kendimi tutamadım ve ben de gülmeye başladım.

"Sokakta kaldık," dedi kahkaha atarak. "Babalar... babalar ikimizi de reddetti!"
Kahkaha atarak kafamı salladım, "Baya baya reddettiler hemde!"
"Berre..." dedi gülmeyi keserek, "Ben hamileyim!"
Söylediği cümleyle birlikte daha büyük bir kahkaha attığında ikimiz de gülerek yan yana yattık.

Gülmeyi bırakıp gözleri tavana diktiğimizde mırıldandım, "Artık üç kişiyiz."
"Minik bir üyemiz var," dedi tüm olanlara rağmen neşeli sesiyle.
Aklıma gelen şeyle Yonca'ya döndüm, "Ya kız olursa?"
"Ay hayır ama..." diye mızmızlandığında ayaklarını sallamaya başladı.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin