25. Bölüm

7.7K 373 269
                                    

Yeni bölümümüz geldi canımın içleri 😍

Nasılsınız, neler yapıyorsunuz?
Sizi çokça özlediiimm, hadi muhabbet edelim😚

Sizi çok seviyorum, iyi okumalar ♥️

^^^^^^^^^^^^^^^

Bu yüzü ezbere biliyordum; koyu kahve saçları, ürkütücü tondaki ela gözleri, sol kaşının üstünden başlayarak dudağının kenarına kadar uzanan derin yarası...

Korktuğum bu adamın bana yaşattığı günler zihnimde cirit atmaya başladığında nefesim hızlanmaya başladı, geriye doğru bir iki adım attığımda tanıdık koku sardı etrafımı.

Önüme geçerek paravan olduğunda sımsıkı tuttum elini.
"Ne işin var senin burada?" dedi kısık ama öfkeli sesiyle.
Adar'ın gözleri benim gözlerimdeydi. "Böyle bir organizasyon olduğunu bilmiyordum, eğer bilseydim gelmezdim Berre."
Bu cümlenin üzerine Barış, Adar'ın ceketini kavrayarak sertçe çekti. "Onun adını ağzına almayacaksın lan!"

Tuttuğum elinden Barış'ı geri çekmeye çalıştım ama başaramadım, diğer yandan Semi'de yardım ettiğinde yine başarılı olamadık.

"Barış..." diye fısıldadım. "Annemler burada... Biri görecek şimdi, lütfen dur!"
"Bırak görsünler," dedi Adar rahat bir tavırla. "Kızını kaçıran ve buna sebep olan adamlarla karşılaşırlar."
Barış "Ulan ben senin..." dediğinde yumruğu havalandı.

Kollarımı beline dolayarak sıkıca sarıldım, arada ben kaldığımda canımı yakmamak için kaldırdığı elini indirmişti.
Kafamı yasladığım göğsünün altında atan kalbi çok öfkeliydi, hızla çarpıyordu.

Adar'dan uzaklaştığında Barış'tan ayrılarak gözlerimi gözlerine sabitledim. Onu durdurduğum için banada öfkeliydi
"Böyle olmaz," dedim kafamı sallayarak. "Burada, bu şekilde olmaz."

Sinirden titreyen çenesiyle Adar'a döndü, Adar yakalarını düzelttiğinde hala rahat tavrı sürüyordu.

Gözlerini gözlerime dikerek "Seni görmeye geldim," dedi.
Sessiz kaldığımda gözleri elbisenin açıkta bıraktığı yerlerde gezmeye başladı, "Görüyorum ki... gayet iyisin!"

Nasıl olduğunu anlamadığım bir hızla Barış elimi bıraktı ve sert yumruğunu Adar'ın suratına geçirdi. Semi ile birlikte attığımız çığlık müziği bastırdığında kalabalığın hepsi bize dönmüştü.
Aras koşarak yanıma geldiğinde beni arkasına alarak onlardan uzaklaştırmıştı.

"Barış..." diye bağırdığımda gözleri bana döndü.
Adar, bu fırsattan yararlanarak Barış'a sert bir yumruk daha geçirmişti.
Yüzü yana doğru savrulduğunda dudağını silerek aynı hızla Adar'a karşılık verdi, yumrukları hızını kesmeden devam ettiğinde korkudan titriyordum.

"Seni gebertirim lan!" dedi bir yumruk daha atarken.
"Orospu çocuğu!" diye bağırarak etrafı inlettiğinde bir yumruk daha attı.
Adar'ın yüzü tamamen kan içinde kaldığında Aras'ın arkasından çıkmak için yeltendim ama bırakmamıştı.
"Aras... öldürecek," dedim tekrar denerken. "Kaldır onu lütfen!"

Aras beni bırakarak hızla Barış'ın yanına gittiğinde Semi yanıma gelip destek olurcasına sarıldı. Barış'ı zorda olsa Adar'ın üstünden aldıklarında hala boğuşuyordu.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin