7. Bölüm

26.2K 812 217
                                        

Eveeeett, yeni bölüm geldi :)

Yukarıya bir şarkı bıraktım, defalarca dinledim ve her seferinde de aklımda sadece 'Duvar' canlandı. Bu şarkı Duvar'ın olsun mu ne dersiniizzzz?

Ve fazla uzatmadan gidiyorum.

İyi okumalar!!

^^^^^^^^^^

Dakikalardır gözler önüne serilen Mardin'in ihtişamlı manzarasını izliyordum. Barış'ın cümlesinden sonra ikimizde sessizliğimizi koruyorduk. Sıcak havanın ılık esintisine kendimi kaptırdığımda gözlerimi kapattım.
Neredeydim, neden buradaydım, bunun sonunda neye varacaktım?

Aklımdaki binlerce soruyla boğuşurken gözlerimi açarak Barış'a çevirdim, "Az önce gördüğümüz kadın... yani gördüklerimiz... kadınla adam..." İyice çıkmaza gireceğimi fark ettiğimi derin bir nefes alarak devam ettim, "Kimdi onlar? Aranızda bir sorun var gibi duruyordu."
"Eski ortağım..." dediğinde asıl merak ettiğim şeyi sormak için can atıyordum.
Meraklı gözükmemeye çalışarak "O peki... yanındaki kadın?" diye sorduğumda su dolu bardağımı alarak içmeye başladım.
Nedense alacağım cevaptan sonra bir bardak soğuk su içmem gerekecek gibi hissediyordum.
"Eski sevgilim..." dediğinde son anda kafamı diğer tarafa çevirerek ağzımdaki suyu püskürttüm. Boşta kalan elimle çenemden akan suları silerken bir yandan da ters ters ona bakmaya başlamıştım.

Allah'ım!
Az önce adamın eski sevgilisinin gözünün içine baka baka nispet yapmıştım ben yani öyle mi?

Cevaplamasına izin vermeden bir bir sıraladım soruları, "Eski derken? Ne kadar eski? Ne eskisi? Hani senin böyle şeylerle işin olmazdı?"
Gözlerine her zamanki o kısık bakışı yerleştiğinde "Otele gidiyoruz," diyerek masadan kalktı.
Bende her zamanki sinirimi üzerime giyip peşine takılmıştım. Madem konuşmak istemiyordu öyleyse bende sessizliğe bürünürdüm.

Çok geçmeden otele vardığımızda Barış'ı sessiz adımlarla takip ettim, bir yandanda otelin dizaynını inceliyordum.
"Sadece odaları mı yoksa geneli mi değiştirmek istiyorsun?" Kullanabildiğim en soğuk sesi kullanmıştım.
Adımlarını kesmeden ve bana bakmadan "Genel!" diyerek kısa bir cevap verdi.
"Fotoğraf çekeceğim," diyip peşinden koşturmayı bıraktığımda çantamdan telefonu çıkarttım.

Havaya kaldırdığım telefona elini koyarak aşağıya indirdi. "Otelin fotoğrafları mail adresine atıldı, çekmene gerek yok."
Tuttuğu telefonumu sertçe çekerek elinden kurtardım, "Ne diye buraya getirdin beni o zaman?"
Elimi çektiğimde kaşları anında çatıldı, "Otelleri yakından görmek isteyen sendin."

Neden haklıydı ki şimdi bu sanki!

Anlam veremediğim sinirimi yatıştırmak adına bir süre bekledim ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"Tamam, odalara bakmam lazım." Sesimi her ne kadar düzgün tutmaya çalışsam da bu konuda başarılı olduğum pek söylenemezdi.

Barış'ın peşinden ilerlemeye devam ettiğimde boş bir odaya girdik. Tıpkı Mardin evleri gibi taştan yapılmış bir oteldi ve bu tarz yerlere ilgim her zaman fazla olmuştu.

Odanın her yerini incelediğimde çatılan kaşlarımla ona döndüm. "Eşyaları değiştirmeye gerek yok, sadece çok yanlış yerlerde duruyorlar. Oda çok geniş olmasına rağmen dar gözüküyor. Yerlerini değiştirmemiz yetecektir."
Kenarda duran masaya döndüğümde yüzümü resmen şekilden şekile soktum, "Bu hele... bu tarz bir masanın bu tarz bir otelde olması nasıl bir körlük?" Bakışlarımı Barış'a çevirerek "Değişik bir mimarın varmış," dedim.

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin