29. Bölüm

7.4K 370 465
                                        

Canlarım ballarım birtaneleriiiimmmm 😍😍
Ay sizi çok özledim hemde çoookkk 😍😍
İzmir'li ile Yunan Heykeli'mizi de çok özlemişim ama 🤭
Hadi yorumlarda kavuşalım bebekleeeerrr 🙋🏼‍♀️

Sizi çok seviyorum 💛
İyi okumalaaarrr 🍯 🍯

^^^^^^^^^^^^^^^^

Heyoooo!
Turuncu avatarım... neredesin yahu?
Ay adamı da turunculara batırdık ama olsundu...

Allah'ım gülüyorum, sen affet!

"Barıışşş!" diye uzatarak bağırdığımda banyodan homurdanma sesleri geldi.
Banyoya ayı girmiş sanırsam, çünkü bu homurdanma anca ayıdan çıkar!

Bu nasıl böğürmek yiğidim?
Şşş, sus Berre!
Çiğ çiğ yer seni Barış ayısı, görürsün o zaman gününü!

Ecelime susamadığım için daha fazla şımarmadan kendi odama geçtim, boyanın yeri batırmasını engellemek için büyük mavi muşambayı tüm her yeri kapatacak şekilde örttüğümde kullanacağım boyaları da getirmiştim.
Çok bir şey yapmayacaktım kendime, üç beş çiçek böcek işte...

Şaka şaka... Ben çiçekti böcekti uğraşamam öyle canım!
Diyip onları çizmek... tam benlik bir hareket olurdu ama aklımda başka şeyler vardı.

Aslında görgüsüz gibi Barış'ın portresini çizebilirim, fena fikir de değil hani!
Görmemişin sevgilisi olmuş, gitmiş başucuna resmini çizmiş... Neden olmasın ki?
Ya da ego patlaması yaşayıp kendimi çizeyim, hatta her duvara... Dört yanı Berre ile çevrili Berre parçası...

Bugün de eğlendik çok şükür!
İyice yeni geline bağlamadan ben çizimlere başlasam iyi olacak bence ama önce Barış'a bakmalıyım.
Allah'ım sen beni koru, amin!

Odadan çıkarak banyonun açık kapısından kafamı uzattığımda yüzüyle savaş veren Barış'ı gördüm, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda geldiğimi anlasın diye öksürdüm.

Ters bakışlarını aynadan bana dikerek derin bir nefes aldı. Yüzünün sağ tarafını temizlese de sol tarafı hala turuncuydu. Birde benim çok akıllı sevgilim az önce karnıma sürtündüğü için yüzündeki boya daha da yayılmıştı.

Barış Ağa'mız ava giderken avlandı, hah!

"Yardım lazım mı?" dedim sesimi toparlayarak.
Kafasını olumsuz anlamda sallasa da onu dinlemeden banyoya girdim ve ellerinden tutarak kendime çevirdim, ihtiyacımız olacağını bildiğim için alışverişte aldığımız havlulardan birini ıslatarak Barış'ın yüzünü silme işlemini ben üstlenmiştim.

Ah ah!
Bana kızıyor ama ne kadar fedakarım hiç bilmiyor. Kendi karnımı boşverdim, onu temizliyorum burada! Kim yapar bunu canım?

Yüzünü turunculardan arındırdığımda havluyu lavabonun kenarına koyarak parmak ucumda yükseldim ve silmekten kızaran yanaklarına birer öpücük kondurdum.
Tişörtümün altından ellerini soktu, "Seni de temizlememiz gerekiyor!"
"Önemli değil," diyerek gülümsedim. "Ben otele geçince hallederim!"
Kafasını olumlu anlamda salladı, "Biraz daha uğraş o zaman!"

Cümlesini bitirdiği an yakamı çekerek küçük bir kutu mavi boyayı içime döktü, soğuk boyanın bedenime değmesinden daha çok şaşkınlıktan dudaklarım araladığında Barış'a bön bön bakmaya başladım.

Şimdi bir dakika... Çok haksız bir savaş ama bu!
Ben azcık sürdüm, bu adam kutuyu içime boşalttı.

"Hak mı, hukuk mu?" dedim dişlerimi sıkarak, "Bu adalet denen şey bunun neresinde?"
Gözlerimi açıp karşımdaki... karşımdaki...

DuvarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin