Son Yüzleşme - Bölüm 58

402 20 2
                                    

Ürpermiş bir şekilde gözlerimi açtığımda perdenin ardından güneşin doğduğunu fark etmiştim, çünkü olduğu gibi yüzüme vuruyordu. Gözlerimi birkaç kez daha kırpıştırdığımda nerede olduğumu anladım. Hala daha Gedizlerdeydik.

Dün gece odadaki konuşmadan sonra burada kalmaya ikna olmuştum ve Melek'in yanına uyumak için gelmiştim. Anlaşılan Melek benden önce uyanmıştı ve bana da bir şey demeden gitmişti. Oysaki bu haftanın onun için yorucu geçtiğinden emindim, sonuçta okula alışmak için erkenden uyanıyordu. Anlaşılan kızım o kadar enerji doluydu ki cumartesi günü onun için bir anlam ifade etmiyordu.

Gözlerimi bir kez daha ovuşturduğumda, sadece bacaklarımı örten örtüyü kaldırdım ve yataktan çıktım. Kıyafetlerimi değiştirmek söz konusu olamayacağı için kendime gelmek için lavaboya doğru ilerledim. Saatin kaç olduğundan emin değildim ama güneşin çoktan doğduğu belliydi.

Yüzümü soğuk suyla yıkadıktan sonra aynada karşılaştığım manzara pek de iç açıcı değildi. Beyazlığım gitmemişti ve sinir krizinden dolayı döktüğüm göz yaşları da gözlerimin şişmesine sebep olmuştu.

Hoş, kendime geldikten sonra döktüğüm yaşlar benim için sorun değildi ama yine de etkisini sürdürüyordu.

Dün gecenin izleri de hala sürüyor gibiydi ve belki de sürmeye devam edecekti. Ama bu artık kötü bir şekilde devam etmeyecekti. Aksine yeni bir sayfanın başlamasına sebep olacaktı. Çünkü gece uykuya dalmadan önce ve Melek'in saçlarını okşarken, artık kararımın kesin olduğundan emindim.

Aynadaki kendimle bakışmam devam ederken, bakışlarım bir anlık da olsa kazağımdan açıkta kalan bileğime takıldı. Tenimin de beyazlığından dün gecenin izi belli oluyordu, kızarmıştı. Müge Abla söylediğinde çok haklıydı ve şimdi gördüğüm manzara da bunun destekçisi gibiydi. Gediz ile olan durumumuz ise kesinlikle sadece bizi ilgilendiriyordu.

Artık acısı o kadar fazla olmayan bileğimi elimle ovalarken, dün gece oraya zarar veren kişinin ardından iyileştirmek için çaba sarf eden bir diğer adam aklıma düştü.

Belki ben bir şekilde mücadelemi verecektim ama o da bana destek olabilecek miydi? Yanımda durabilecek miydi?

Dudağımın bir kenarı kıvrıldı. Benimkisi de soruydu.

Bunu yapacağını biliyordum. Hatta emindim. Çünkü benimle öylesine açık ve net bir şekilde konuşmuştu ki artık hiçbir kafa karışıklığı kalmamıştı.

Son kez avucumun içine baktığımda, bir yerden başlayarak iyileşeceğimi biliyordum. Ama öncesinden çok ufak bir işim vardı.

Uykumdan sonra kendime geldiğimi hissediyordum ama hala daha sersem gibi olduğumu inkâr edemeyecektim.

Merdivenin tırabzanından güç alarak adımımı attığımda, aşağıdan gelen Melek'in gülüşünü duyabiliyordum. Bu iyiye işaretti, çünkü dün gece duyduklarından sonra ne tepki vereceğinden emin değildim. Bir an için onun da krize gireceğini sansam da uykunun ona iyi geleceğini söylemişti Müge Ablaya ve anlaşılan bu sabah daha iyi bir ruh halindeydi. Ya da burada olduğu için mutluydu.

Melek'i anlamam sanki her geçen gün daha da zorlaşıyormuş gibi hissediyordum bazen.

"Nare?" Refika Hanım'ın sesini duyduğumda, onun eve döndüğünden bir haberdim. Akrabalarında kalacağını sanıyordum ama şimdi gördüğüm kadarıyla erkenden evine dönmüştü. Ona şimdi yakalanmak isteyeceğim en son şeydi ama olmuştu işte.

"Günaydın." Elinde tuttuğu kahvaltı tabağı ile gülümseyerek söyledi.

"Günaydın." Merdivenlerden son basamağı da inip onun karşında durduğumda söyledim. Yüzümde nasıl durduğunu bilmediğim bir gülümseme vardı. Bir şey çaktırmak istemiyordum.

Tamam Mı, Devam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin