Pilot Bölüm

2.5K 47 7
                                    

Arabasından inip ön tarafına doğru yürüdü. Beni görünce olduğu yerde kaldı ve bana bakmaya başladı. Gün batımıyla beraber esen rüzgâr yüzünden gözlerime düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Kollarını iki yana açarak konuşmaya başladı.

"Çağırdın, geldim. Ne konuşacaksın?"

Başımı biraz yan yatırarak ona baktım. "Geldiğin için teşekkürler."

Başıyla beni onayladı. "Seni dinliyorum." Gözlerini biraz kıstı ve çenesini dikleştirdi. "Önemli bir şey olmasaydı çağırmazdın herhalde."

Sesindeki o ukala ton hiç gitmeyecekti. "Seni neden buraya çağırdığımı hiç düşündün mü? Neden kulübe önü değil de burası diye?" Gözlerimi ondan çektim ve ona da gösterirmiş gibi etrafa çevirdim bakışlarımı. Burası oldukça huzurlu bir yerdi, en azından bana öyle geliyordu. Çevremizdeki akşam kuşu cıvıltılarını, denizdeki dalgaların sesini ve rüzgârı duyabiliyordum.

Tuttuğu nefesini bıraktı. "Hayır Nare, düşünmedim."

Tekrar yüzüne baktım. "Çünkü bizim burada hiç anımız yok. Çünkü daha önce hiç buraya gelmedik."

Bir şeylerin farkına varmış gibi düşmüş omuzlarını dikleştirdi ve az önce yaptığım gibi o da etrafına baktı.

"Ben bugün buraya her şeyi bitirmeye geldim." Hızla bakışlarını bana çevirdi. "En azından birbirimize veda ederken ikimiz için de anımızın olmadığı bir yeri seçmek istedim." Elimi öylesine der gibi havada salladım. "Tabii senin için anıların ne kadar önemi varsa."

"Ne saçmalıyorsun sen?" Kaşlarını çattı ve kaşlarının arasında derin bir çukur oluştu. "Ne vedası? Ne diyorsun?"

Yüzümde alaycı bir gülümseme oluştu. "Saçmalıyorum." Gözlerimi yere diktim. "Ben hep saçmalıyorum zaten."

"Ağzında lafı geveleyeceğine açık açık konuş." Kaşları hala çatıktı. "Boş laflara karnım tok."

"Açık açık konuşuyorum işte." Kollarımı iki yana açtım. "Birbirimizin hayatından çıkacağız Sancar. Buradan sonra artık herkes kendi yoluna gidecek."

"Öyle bir şey imkânsız." Onunda yüzünde alaycı bir gülümseme oluştu. "Onu Muğla'ya gelmeden önce düşünecektin."

"Benim Muğla'ya ne için geldiğimi çok iyi biliyorsun. Onu öldürdüğümü sandığım için, katil olduğumu düşündüğüm için geldim." Sesimin tonunu yükselttim. "Kızımı babama emanet edemeyeceğim için geldim." Yine o günden kısa kısa görüntüler gözümün önüne geldi. Gözlerimi kırpıştırdım. "Kızımın hayatını mahvetmemek için onu sana getirdim."

"Bende kızıma sahip çıkmadım mı?" Bana yaklaşarak sordu.

"Sen ona sahip çıkmak mı diyorsun? Beni kızımın gözü önünde kapıdan kovdun, yerlere attın." Derin bir nefes aldım. "Bana onun gözleri önünde orospu dedin."

Bakışlarını benden çekti, yere baktı. "O gün ne yapacağımı şaşırdım. Seni öyle karşımda görmek..." Başını salladı. "Ne düşüneceğimi bilemedim."

"Buraya döndüğümde senden hiçbir şey beklemiyordum, sadece beni anlamanı istiyordum." Ellerimi önümde birleştirdim. "Belki sekiz yılda bir şeyler değişmiştir diye düşünmüştüm. Kızını görünce o kalbindeki şüpheleri bir kenara atarsın sanmıştım." Bunları konuşmak ruhumu sıkıyordu. "Ama aslında hiçbir şeyin aynı olmayacağını beni dışarı attığın o gece anlamalıydım."

Yerde olan bakışlarını denize çevirdi. Bana bakmıyordu.

"Âşık olduğumu sandığım adam, beni seviyor sandığım adam, beni koşulsuz koruyacağını ve inanacağını sandığım adam aslında hiç benim olmamıştı. Ben hep kendimi kandırmışım."

Tamam Mı, Devam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin