Boşluk Hissi - Bölüm 9

466 18 3
                                    

Bir kez daha saatime baktım. Neredeyse ikiye geliyordu. Müge Abla gece yarısı olmadan eve gelmişti. Onun eve geldiğini anlamamla kulağımı kapıya dayamıştım. Burada olduğumu arabamdan dolayı anlayabiliyordu. Olur da yanıma gelirse diye tetikte beklemiştim ama aşağıda birkaç tıkırtı duyduktan sonra ev yine sessizliği gömülmüştü.

Gediz'in odasından da ses gelmiyordu, o da büyük ihtimal uyumuştu. Ona sadece kaçıracağımı söylemiştim, bu işi ne zaman yapacağımı söylememiştim. O yüzden gece evden çıkıp gideceğimi düşünmüyordu. Yine de emin olmak için balkonun kapısını açtım ve dışarı çıktım. Hava serindi, gökyüzünde geceyi aydınlatan ay vardı. Başımı uzatıp aşağıda kimse var mı yok diye bakındım. Bahçe ışıklarından birisinin olduğunu anlayabilirdim ama şu an kimseyi göremiyordum.

Birkaç dakika daha durup bekledikten sonra tekrardan odaya girdim ve kapıyı kapattım. Arkamdaki yatağa şöyle bir baktım. Sabah beni uyandırmak için gelebilirlerdi, kimsenin bir şey fark etmesini istemiyordum. Yatağın sol tarafının yorganını açtım ve diğer taraftaki yastıkları koyup sanki bir insan yatıyormuşçasına görünüm yaratsın diye arka arkaya dizdim. Kapı açılınca nasıl duracak diye bakmak için kapının önüne gittim ve duvarın arkasından baktım. Gerçekten de birisi uyuyormuş gibi gözüküyordu. Gülümsedim ve yorganı düzelttim.

Çalışma masasındaki çantamı alıp tekrardan kapıya kulağımı dayadım. Hiçbir ses duymayınca yavaşça kapıyı açtım ve koridora bakındım. Gediz'in kapısının altından herhangi bir ışık süzmesi geliyor mu diye biraz eğildim ama yoktu. Burası da temizdi. Çizmemin topukları ses çıkarmasın diye elime aldım ve parmak uçlarımda merdivenleri inmeye başladım. Duvardaki aplikler yürüdüğüm yolu aydınlatıyordu. Hole indiğimde salona baktım. Kimse olmadığını biliyordum ama yine de kontrol etmek istedim. Ardından koridorlara da baktım. Sessizce ilerlerken sokak kapısının önüne geldiğimde hızlıca çizmelerimi giydim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Fazla ses çıkarmasın diye ufak ufak hareketlerle kapıyı kapattım. Koşarak arabama giderken Gediz'in araba sesine uyanmaması için dua ettim çünkü odası bu tarafa bakıyordu. Bu kadar ilerlemişken geri dönemezdim. Arabayı çalıştırdım ve ileriden dönüp fazla ses çıkarmak yerine vitesi geriye taktım ve garaj yolundan çıktım.

Tuttuğum nefesimi verdim. Şükürler olsun.

Yüzümde ister istemez bir tebessüm oluşmuştu. Sonunda kızıma kavuşacaktım, bu saçma sapan ayrılık son bulacaktı. Gedizlerin evinden böyle çıkmak istemezdim ama başka şansım yoktu. Sabah evde olmadığımı anladığında belki kızacaktı ama durumu anladığında ve Melek'i gördüğünde kızgınlığının geçeceğinden emindim. Eğer Sancar bunun hesabını sormaya çalışırsa Gediz'den, onun bunla alakası olmadığını söyleyecektim ki zaten onun bu işle alakası yoktu. Her ne kadar aralarında nasıl bir ilişki olduğunu anlamasam da onların aralarına girmeyecektim.

Tanıdık yola girerken arabanın farlarını kapattım. Her zaman park ettiğim yere geldim ve arabayı durdurdum. Çalılıkların ardından bakmak için dışarı çıktım ve konağı gözetlemeye başladım. Dışarıda kimse yoktu. Bahçenin ışıkları her yeri aydınlatıyordu, deşifre olmak istemiyordum. Baktığım yerden Melek'in kaldığı oda gözükmüyordu, o yüzden kesin bir şey söylemiyordum. Beklemekten başka çarem yoktu. Buraya kimsenin bakmayacağını biliyordum. Rahat bir şekilde arabama geçtim ve gün doğumunu beklemeye başladım. Kızıma kavuşacaktım!

Arabamın ön camından güneşin ilk harelerini görmeye başladığımda artık vaktin geldiğini anlamıştım. Dışarıdan horozların sesleri geliyordu. Arabayı hazır durumda bırakıp, dışarı çıktım ve konağın girişine, çitlere doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım. Umarım Melek'te dışarı çıkmıştır diye içimden geçiriyordum. Eğer zamanında buraya gelmezse açığa çıkabilirdik ve bütün planımız suya düşerdi.

Tamam Mı, Devam Mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin