25.08.2020
Holaaa hoşgeldinizz! Keyifler nasıl?
Başladığınız tarihi bırakabilirsiniz :)
Medya: Mavi Ada Bayraktar
Keyifli okumalar olsun efenim💜
Saat akşam 6'ya çeyrek vardı. Ve ben Ceyla'ların kapısının önünde onun ayakkabılarını giyinmesini bekliyordum.
Ceyla'yla ben, biz İstanbul'dan İzmir'e taşındığımızda tanıştık, o zamanlar 9 yaşındaydım. Babamın işi için İzmir'e gelmiştik. Ve Ceyla'ların oturduğu siteye taşınmıştık. İlk komşumuz onlar olmuştu ve aileler hemen samimiyet kurmuşlardı haliyle biz de Ceyla'yla önce oyun arkadaşı sonra okul arkadaşı şimdi de en yakın arkadaş olmuştuk.
"Hadisene Ceyla! Deniz gelip gidecek biz hala siteden çıkamadık."
"Abart Mavi abart. Daha bakayım ohoo 15 dakika var 3 kere gider döneriz parka."
"Abart!"
Sonunda siteden çıkabilmiştik. Nereye mi gidiyorduk? Bizim evin yakınlarındaki parka. Park'tan kastım yeşillik bir alan var etrafı ağaçlarla çevrili tatlı bir yer.
Çünkü haftada üç gün Deniz köpeği Sandy'i 1 saatliğine dolaşmaya parka getirirdi. Bugün de hava bozuyor gibiydi ama getireceğinden emindim. Yani galiba... Ben bunları düşünürken Ceyla konuşmaya başladı.
"Geleceğinden emin miyiz?"
"Yani bence gelecek. Köpeği gezdirecek sonuçta yani keyfinden gelmiyor. Ayrıca her perşembe gelen çocuk bugün niye gelmesin ki?"
Daha çok kendimi inandırmak ister gibiydim."İyi bakalım yapacak daha iyi bir işimiz yok nasılsa. Olmadı oturur çekirdek çitleriz."
Göz devirdim. Ceyla tam bir çekirdek bağımlısıydı.
Konuşa konuşa parka gelmiştik bile. Her zamanki ağacın altına gidip oturduk. Ceyla örtü getirmişti. Üstüne çekirdek paketini de koydu, avuçlayıp çitlemeye başladı bile. Ben de etrafa bakınıyordum Deniz gelmiş mi diye.
Ceyla elime çekirdek tutuşturdu."Öyle boş boş bekleme al biraz sen de nasiplen."
Çekirdek çitlerken beklemeye başladım. Aynı zamanda da hala etrafı kolaçan ediyordum. Ceyla da benim zorlamalarımla etrafına bakıyordu.
Sohbet ediyorduk zaman geçsin diye ama bana sanki zaman geçmiyordu. Tam ümidi kesmiştim, çekirdek paketi de bitmişti ki tanıdık köpek havlama sesiyle yerime mıhlandım.
O gelmişti.
Kalp atışlarım hızlanırken elimi göğsüme koydum. Dışarıdan da duyuluyor muydu acaba kalp atışlarım. Ceyla da farketmiş olacaktı ki eliyle beni dürtmeye başladı. Elimle koluna vurdum. "Gördüm be gördüm dürtme."
Çekirdek bittiği için mutsuz olan Ceyla dizlerime yattı. Ben de Deniz'i izlemeye başladım. O esnada yine Ceyla konuştu.
"Kanka sen bu çocuğa niye hiç yanaşmıyorsun artık ya. Neredeyse 1 sene oldu. Neyi bekliyorsun?"
"Sanki bilmiyorsun niye yanaşmadığımı."
"Yo biliyorum ama sesli söyleyince belki sana da mantıksız gelir de konuşmaya karar verirsin diye umuyorum sadece."
Deniz insanlarla pek iletişim kuran biri değildi. Yani çevresinde insanlar vardı elbette ama ben hiçbiriyle dost olmadığından emindim. Deniz için bir kuzeni Bora vardı bir de köpeği Sandy. Bu da benim açıkçası biraz çekinmeme neden oluyordu. Ya beni terslerse diye.
"Ceyla!"
"Ne?"
"Sandy buraya doğru geliyor."
"Ney?"
"Geliyor diyorum geliyor buraya doğru geliyor!" O geliyorsa Deniz de gelecek demekti bu. Derken Sandy geldi örtünün üstüne oturdu. Bana bakmaya başladı. Ben de ona bakıyordum. İşte öyle bakıştık bi süre. Sonra Deniz geldi koşarak.
"Merhaba." dedi hafifçe gülümseyerek.
"Merhaba." dedik Ceyla'yla aynı anda. Ceyla da dizimden kalkmış Sandy'i seviyordu.
"Kusura bakmayın normalde tanımadığı insanların yanına gitmez. Niye böyle yaptı bilmiyorum." dedi saçlarını kaşıyarak.
Ne kadar yakışıklı göründüğünün farkında mısın çocuk?!
Gülümsedim. "Sorun değil biz yabancı değiliz." Bunu söyleyen ben değildim. Kolumla Ceyla'yı dürttüm. Zoraki bir şekilde gülümsedim "Yani aynı okuldayız ya ondan öyle dedi arkadaşım, değil mi Ceyla?"
"Evet evet, öyle demek istedim." Deyip gülümsedi. Deniz da tatlı tatlı gülümsedi ve "Evet sizi görmüştüm galiba, yemekhanede ve kantinde birkaç kere denk gelmiştim sanırım." deyip eğildi. Ay sen beni mi gördün?
Eğilince bana daha çok yaklaşmış oldu şimdi iyice göz göze bakıyorduk. Eminiz değil mi kalp atışlarım duyulmuyor?
"Hadi Sandy gel kızım, gel geç oldu yağmur yağacak gidelim." dedi köpeğine. Köpek de onun ne dediğini anlamış gibi ayaklandı. Deniz tasmasının ipini geri taktı ve ayağa kalkıp bize veda etti.
"İyi akşamlar." dedi ve uzaklaştı.
Kalbim... yerinden... çıkacaktı!!
Onların uzaklaşmasını izlerken Ceyla beni dürttü. "Kanka?"
"Efendim Ceyla'cığım?" dedim melül melül hayaller aleminde dolanırken. Beni bir daha dürttü. "Kankaaaa!"
Sıçradım. "Ne var ne?"
"Buldum!"
"Elektriği mi; o bulundu, hatta içimde beni çarpıyor şu an."
"Lan bir dur başka bir şey buldum ben!"
"He kankam söyle, evet dinliyorum seni." dedim yüzümü ona çevirip.
"Umut Deniz'e anonimden yazsana!"
"Nasıl yani?" Kafama vurup "Bu çocuk sende akıl kırıntısı bırakmadı yemin ediyorum. Benim canım arkadaşım yeni bir hat alıp ona mesaj atacaksın kim olduğunu belli etmeden, ismini vermeden. Açılacaksın ona. Anladın?"
Olabilir miydi böyle bir şey? Yani yazışır mıydı benimle gerçekten? Kim olduğumu belli etmeden ona olan içimdeki yoğun duyguları anlatabilir miydim ona? Dinler miydi beni? Tanımak ister miydi beni?
"Cevap verir mi ki?"
"Niye vermesin?"
"Niye versin?"
"Ya sen istiyor musun onu söyle."
"Yapabilir miyim ki?"
"Of delirtme beni ölüp bitmiyor musun çocuğa?"
"Tamam yapacağım." Yapacaktım...
Nasıl buldunuzz🌸
Yıldızımız parlamasın mı? ⭐️
Öptümm💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipotalamus /Texting-Ara Verildi
Teen Fiction0537***: İnsanlar kalpleriyle aşık olmazlar biliyor muydun Deniz? 0537***: Aslında aşık olacağımız kişiyi seçen beyindeki hipotalamusumuz. 0537***: Ve benimki seni seçmiş... 25.08.2020 yazmaya başladım 01.10.2020 yayımladım🌸 Reklam yapmazsanız sev...