YENİ Bölüm 1

2.7K 81 27
                                    

GİRİŞ
Seul'un Eylül ayındaydık. Bunaltıcı sıcaklar akşama doğru yağmurlara bırakırdı tatsız bedenini. Asfaltların çığlığı kalırdı bu boş sokaklara. Kore'nin çalışkan insanları evlerine dağılırdı. Bazen hoş bir sohbet yayılırdı bu taş binalardan bazen histerik yalnızlıklar...

Yaz tatilinin arasından tekrar okula dönmek can sıkıcıydı elbette. Hele ki Türkiye'ye tekrar alışmışken...
Sıkıntıyla sıcaktan kurumuş dudaklarımı ısırdım ve iç geçirdim. Yeni sayılabilecek okul binamızın önünde duruyordum. Bir adım atıp duraksadım tekrar binaya baktım. Camdan sarkan birkaç kişiyi inceledim. Ne kadar can sıkıcılardı ve çocuksu.
Uzun süredir görmediğim arkadaşlarımı (!) selamlayıp sırama oturdum. Bana zor alıştıklarını biliyordum. Yarım yamalak Korece'm ve büyük gözlerim vardı. Ayrıca onlar kadar sevimli değildim. Sert yüz hatlarına ve kemikli bir burna sahiptim. Birkaç Kore erkeği ne kadar güzel olduğumu söyleyip dursa da biraz benimle konuşmaya başlayınca kaçarcasına gidiyorlardı. Bu öylesine komikti ki... Çünkü ben akşama onların yataklarına girmek yerine bir oyun salonuna gitmeyi teklif ediyordum. Merhaba ben deniz Gaye Kılıç yani dört yıldır Kore vatandaşı olan Kim Ha-Na.
Elbette herkes beni Ha-Na olarak biliyordu. İsim konusuna çok takılmıyordum. Ha Gaye ha Ha-Na ne fark eder? Özünde hep aynı insandım. Özünde hep eğlenceli, hayat dolu sadece Kore'de benliğini kaybetmiş bir insandım.
Ve benliğini iki hecede bulacak olan insandım..'' Lu-Han.''

Bölüm 1.

Candy Crush'ın sinir bozucu bir oyun olduğunu bile bile kendimi kaptırmıştım ki birisi suratıma kağıt fırlatınca korkuyla sıçrıyorum.

Kai!

''Hey ne haber Türk kızı?'' Diyor oturduğu sıradan kocaman sırıtarak. Onun yüzüne ifademi bozmadan bakıyorum. Sinirlenmemeye özen gösteriyordum. Kai sınıfımızın yakışıklı serserisiydi. Geldiğim günden beri benimle asla normal yollarla konuşmamıştı. Ya kağıt fırlatırdı ya saçımı çekerdi. Onun çocuksu olduğunu düşünüyordum. Ama yine de uzun boyu ve geniş omuzlarıyla asla bir çocuk olmadığını bana hatırlatıyordu. Yüzünde çukur açan gamzeleriyle gülünce de içimde bir şeyler erimiyor desem yalan olurdu. Ama yine de şu aşk denen şeyin ne olduğunu asla burada bulamayacak gibiydim.
''İdare eder senden?''
'' İyilik be güzellik... Akşam karaokeye gidiyoruz gelir misin?''

Evet, Kai ile üç yıldır aynı sınıfta okuyorduk ama bu beni ilk kez dışarıya çağırışıydı. Şöyle bir durum vardı ki karaokeden de Kai'nin arkadaşlarından da haz etmiyordum.
''Bilmem.''
Kai sıkıntıyla iç geçirdi ve belli belirsiz gözlerini devirdi.

''Telefonunu ver.'' Dedi yerinden kalkıp sıramın başına dikildi.
Bir şey demeden ona uzattım.
Hızlıca kendi numarasını girdi ve bana geri uzattı.
''Son ders buralar da olmayabilirim. Çıkışta beni ara seni almaya geleyim.''
'' Kai.''

Tam şikayet edecektim ki Kai'nin kahverengi delici gözleriyle buluştu gözlerim. Ağzıyla tek bir kelime söylememişti belki ama gelmem konusunda gözleriyle ısrarcıydı.
''Sessizliğini söz olarak kabul ediyorum.''

Pes ediyorum sonunda ve içeriye giren İngilizce hocasını sıkıntıyla inceliyorum. Gözleri öyle küçüktü ki acaba beni görebiliyor mu diye merak ediyorum. Demode takım elbisesi de her an üstünden düşecekmiş gibiydi.

-Sizi bir arkadaşınızla tanıştıracağım... Demesiyle birlikte içeriye sarışın, sıska, uzun boylu bir çocuk girdi.

Çocuk hayattan öyle bezmişti ki görüntüsü hem merak uyandırıyordu hem de korkutuyordu.
Saçlarının sapsarı olması da ayrı bir durumdu. Onu dikkatlice süzdüm.Bembeyaz bir teni vardı. Kolları bedenine göre uzun gibiydi. Boynu upuzundu ayrıca. Okul pantolonu belinden düşecek gibiydi. Gömleği pantolonun üstüne çıkmış ve üstten birkaç düğmesi açıktı. Sarı saçları kendisine yaraşır bir şekilde sağa sola dağılmıştı. Yataktan kalktığı gibi geldiğine yemin edebilirdim. Ama buna rağmen tuhaf bir sıcaklığı vardı. Ve gözleri bir ceylanınki gibi ışıl ışıldı. Kimdi bu çocuk? Onu incelerken bir ara göz göze geliyoruz. Öyle geriliyorum ki omuzlarımı kastığımı hissediyorum.

KONTROL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin