Bu bölüm erkeklerin ağzından. Sırayla. :)
----------
(Semih'in Anlatımıyla)Demirhan gil eve gitti ve biz-Azra,ben, Çakır, Esila- onlar dinlensin diye oradan bir kafeye geçtik. Esila izinli olmasına rağmen çok önemli bir hastasından aldığı telefonla hemen kalkınca Çakır'da onu bırakmak için gitmişti.
"Yine kaldık ha başbaşa," dedim gülerek. Sonra elini elimin arasına aldım. Gece olmuştu ama kafe daha açıktı. İstanbul Boğazı tüm güzelliği ile bu kafenin manzarası olmuştu. Her geldiğimde dalıp giderdim. Aynısı şu an Azra'ya da olmuştu.
"Hey," diye seslendim yavaşça. Yerinden sıçradı.
"Hıh?" dedi.
"Dalıp gitmişsin," dedim.
"Biraz öyle oldu," dedi.
"Yaptığımız tatlıları da yiyemedik, tatlı mı yesek?" dedim ve güldük. Azra kafasını salladı. "Hatta ben acıktım. Pizza mı yesek?" dedim gülerken.
"Ben de," deyip güldü.Elimle garsonu çağırdım. Pizza siparişimizi verdik.
"Ardından tatlı yiyelim, kafe kapanmazsa tabii," dedim.
"Burası geç kapanıyor, unuttun mu?" dedi.
"Unuttum," dedim.
"Hatırladın o zaman," dedi ve güldük. Ellerimle ellerini seviyordum. Bu her zaman yaptığım bir şeydi ama aldığım beştaş elime değince güldüm.
"Beğendin demi?" dedim.
"Önemli olan güzel olup olmaması değil. Önemli olan sevdiğim adamdan olması. Ama merak etme beğendim, çok güzel," dedi. Birbirimize bakıp küçük bir tebessüm ettik.
"Pizzalar geldi," dedi neşeli ses.
"Sağol," dedim ve garsonun eline para sıkıştırdım. Hak ediyordu.
"Gerek yoktu abi," dedi karşımdaki oğlan.
"Önemli değil, hak ediyorsun koçum, hadi işine," deyip güldüm. O da güldü ve "Afiyet olsun," deyip gitti.
Ağzıma kocaman bir lokma aldım. Her türlü açtım ben. Anlamıyorum bu açlık nereden geliyor be kardeşim? Azra güldü.
"Yarın işin var mı?" dediğinde kafamı olumsuzca salladım.
"Annem yine seni çağırıyor," dediğinde ilk gittiğimdeki heyecandan yapmış olduğum rezillik aklıma geldi. Terliği ters giymiştim ve bunu asla fark etmemiştim. Taa ki babası terliklerime bakıp gülene kadar. Kendimi fazla kasmıştım. Oysa ben böyle biri değildim ki neden böyle olmuştu? Yemek yerken bunları düşünürseniz nolur boğazınıza kaçar arkadaşlar ve aynısı şu an bana da oldu. Öksürmeye başladım. Azra güldü. İş ciddiydi oysa. Nefes alamadım. Elimle boğazımı tuttum. Azra'ya anlatmaya çalıştım. Lan ölüyorum kadın yardım etsene!
"Semih!" dedi telaşla. Artık nefesim iyice daraldı ve anında Azra geldi ve hızlıca öksürmemi istedi. Lan böyle ölmek istemiyorum ama ben. Bir pizza soluk borumu tıkadığı için mi öleceğim? Allah'ım daha havalı şeyler yok muydu? İç sesim yine mala bağlamışken Azra sırtıma vurdu. Ardından işe yaramadığı için arkadan bana sarıldı. Bir elinin başparmağını midemin üstüne gelecek şekilde yumruk yaptı ve diğer elini ise kavradı. Yumruk yaptığı eli, içe ve yukarı olacak şekilde 5-6 kez kuvvetli bir şekilde kendine doğru çekti ve gerçekten hayatımı kurtardı. Soluk borumdaki kocaman lokma önüme düştü. Azra onu peçeteyle aldı ve çöpe attı. Çok kişi yoktu zaten ama hepsi Azra'yı alkışladı. Kız zaten doktor lan. Derin bir nefes aldım. Çok şükür nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIN EN DEĞERLİ HEDİYESİ
Teen Fiction"Bu gece yanımda olsan Yüzüne gonca kondursam Küçücük avuçlarında Sana masallar anlatsam O gece benimle kalsan Sabırsız hayaller kursan Görmeye mevsim saydığın Maviyi bana anlatsan" Biraz durdu ve gözlerimden akan yaşları sildi. Ona uzun uzun baktım...