Sadece biz vardık. Neyi, nasıl yaptığımızın bir önemi yoktu. Elini tutup yanına yaklaştım. Sanırım durduktan sonra elini bırakmamı bekliyordu ama ani bir cesaretle ellerimizi kenetledim ve diğer elimle belinden tutup onu kendime yapıştırdım. Gülümsemesi artmıştı. Sonra dudağını ısırıp kirpiğine değen bir tutam saçı kafasını oynatarak geriye itti. Elini de gevşekçe omzuma koydu. Bense dudaklarında kalmıştım. Sonra suyun içinde çok hafif sallanarak dans etmeye başladık. Küçük bir gülümsemeyle bakışlarımı gözlerine çevirdim. "Kalbini hissediyorum." dedi fısıltıyla. "Ben seninkini hissetmiyorum." dedim ve bedenlerimizi bu sefer tamamen birbirine yasladım. Kalbini sağ tarafımda çok hafif hissettiğimde gülümsemem artmıştı. "Şimdi hissediyorum." İç geçirip hâlâ devam eden dansımızın arasında eğilip yüzümü boynuna gömdüm. O anda kalabilmek için belki her şeyimi verebilirdim. "Ne güzel atıyor," dedim fısıltıyla. /23.11.2018