Her erkek birgün bu tuzlu kahveyi içecek

10.5K 825 138
                                    


Bu bölümü sevgili HAZALLYAZARR ve Canan_karagoz hediye etmek istiyorum 🤗

Zaten kalabalık bir aileye ve akraba çevresine sahip olunca takı merasimi uzadıkça uzayordu; yüzümdeki gülümseme de sanki dudaklarımın yanlarına mandalla tutturmuşlar gibiydi. İki saat nedir ya, tam iki saattir takı merasimin bitmesini bekliyoruz...

Asil'le Yıldırım'ın bileğime taktığı pırlanta bilekliklerle derin nefesler almak zorunda kalmıştım.  Turan'ın taktığı broşla da neredeyse nefessiz kalıyordum. Tamam bizim de durumumuz iyiydi ama bugüne kadar kimseye pırlanta bileklik takmamıştık, annem yakın akrabalara alırdı misler gibi bileziğini götürüp takardı... Üzerimde taşıdığım küçük servetle kendimi gelin odasına attığımda anneme takıları teslim ederken, gözün gibi bak demekten kendimi alamadım...

Takılardan kurtulduktan sonra oynayanların arasına geri döndüğümüzde, bide seviyom dedi ile başladık parmak şıklatmaya... Oynamaktan yorgun düşen bedenimi sandalyeye bıraktığımda, gözüm dayımla elinde kaşıklarla oyun oynayan yiğidime kaydı ve dokunmalara doyamadığım geniş omuzlarına, kalın beline, seviştiğimizde bacaklarımı doladığım kalçalarına bakarken edepsiz düşüncelerim yüzünde yanaklarıma kan hücum etti.

"Ay ne güzel oynadım tüm kurtlarım döküldü vallahi," diyen Gülsüm'le daldığım düşüncelerden kurtuldum. "Benim de oynamaktan ayaklarımın altı şişmiş. Bence biz spaya yanlış zamanda gittik, aslında spaya bizim yarın gitmemiz gerekiyordu."

"Haklısın," diyen Gülsüm gözlerini ayırmadan bir yere bakıyordu. Onu takip edip baktığı yere baktığımda, lavaboların olduğu tarafta Cüneyt Yeşim'in kolundan tutmuş kenara çekiyordu. Cüneyt sinirli eğilip kıza bağırınca kızın yüzünün buruşması bir oldu. Cüneyt tek ayağının üstünde sekmeye başlayınca Gülsüm'le birlikte kıkırdadık. Cüneyt sinirle elini saçlarından geçirirken Yeşim Cüneyt'e bir şeyler söyledi ve yanından salınarak geçip gitti. Cüneyt kızın arkasından dalgın gözlerle bakıp kaldı.

Gülsüm, "umarım çok mutlu olur" diye iyi  dileklerde bulunurken o'nun iyi dileklerine inşallah diyerek ben de eşlik ettim.

Nişan bittikten sonra hepimiz yorulmuş ve acıkmıştık. Vedat bizi lokantada yemeğe davet etmişti ama annem, "ben bir sürü yemek yaptım oğlum eve gidelim" diye itiraz etti. "Kalabalığız Birsen teyzeciğim eve sığmayız ama istersen şöyle yapabiliriz, senin yemekleri benim dükkanda servis edelim, ne dersin?" Annemle Nedret teyze birbirine bakıp gülümseyince Vedat Bey damadımıza bir puan daha yazdık, adam bu işi biliyor arkadaş, Uğur'u yanına çırak olarak alır mısın diye sorsam mı acaba?...

Hepimiz toplanıp Değirmen'e geçerken dayımla abilerim bizim eve yemekleri almaya gitti. Restorana girdiğimizde karşılıklı dizilmiş masalara yönlendirildik. Büyükler birlikte sohbetler eşliğinde  hepimizi görecekleri ortadaki yerlerini aldılar. Uğur yanıma oturunca başımı omzuna koydum. Açılan omzuma şalımı tekrar kapatan Uğur'a minnettardım şalımı omuzlarıma kapatacak kadar bile halim kalmamıştı.

Yorgunluktan gözlerim kapanmak için dirensede sessizce çaprazımda oturan Cüneyt'i ve yanındaki Yıldırım'la Yeşim'i izledim. Cüneyt sürekli  Yeşim'e takılıyor Yeşim'de altta kalmayıp ona laf yetiştiriyordu, onların laf dalaşını çoğunlukla herkes gibi ben de tebessüm ederek seyrettim. Garsonlar yemekleri servis etmeye başlayınca abim karşımıza oturdu ve Tuana'yı kucağına aldı. Abim Tuana'yı gıdıklamaya başlayınca Tuana küçük elleri ile babasının yüzünü ellerini arasına aldı ve "babacığım yapma çok gıdıklanıyorum ben" diyen Tuana'ya bakarken iç çektim. Bir gün Uğur'la bizim kızımız böyle olur muydu acaba?

Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin