Dayımın öfkeli sesini işiten Uğur'la Yılmaz abi kıkırdamaya başlayınca teyzem Yılmaz diye kızmaya çalıştı ama dudaklarından firar etmek için uğraşan gülümsemesini gizlemekte o da zorluk çekiyordu, içeriden dayımın lann, Songül lan, diye homurdandığını duyunca o da dayanamayıp sesli bir şekilde gülmeye başladı.Uğur banyo kapısına bir bakış attı ve "her ne kadar burada kalıp Soner'in yüz ifadesini görmek istesem de Nazan'a yazık, daha fazla mahcup olmasın kız hadi güzelim biz gidelim" diye beni dışarıya doğru yönlendirdi. O elimi tutup beni çekiştirince göğsümde ki sızı yine kendini hissetirmişti.
Salondan çıktığımızda yüzüme çarpan soğuk hava içimi ürpertti, benim titrediğimi hisseden Uğur kabanının önünü açtı ve beni kolunun altına alıp sıkıca sarıldı. Ona sokulup, kalın beline kolumu doladım, yağan kar'ın altında eve doğru yürürken sevdiğim adamın kollarının arasında olmak gibisi yokmuş... Uğur'ların kapısının önüne geldiğimizde, kapıyı açan Uğur Handan teyzelerin kapısına kısa bir bakış attıktan sonra, kolumdan tutup beni içeriye doğru çekti.
Kolumdan çekilince göğsümde hissettiğim acı yüzünden inledim. Uğur, ne oldu, diye panikle soruyor, yüzüme endişeli gözlerle bakıyordu. Yok birşey, diye geçiştirmeye çalıştım ama Uğur ne olduğunu öğrenmek için ısrar edince söylemek zorunda kaldım.
"Şey, bugün şey yaptırdım da, o yüzden biraz acıyor" dedim."Ne yaptırdın?!"
"Dövme yaptırdım..."
Yüzüme şüpheyle bakıp, "o dövmeyi bir kadın yaptığını umarak hata yapıyorum değil mi?"
Kaşlarımı kaldırıp, "cinsiyetçi olduğunu bilmiyordum!"
"Ne alakası var bunun cinsiyetçilikle, karizmatik, her yeri dövmeli yakışıklı bir herifin karıma dokunmasını istemememin cinsiyetçilikle ne alası var."
İşaret parmağımla çenemi kaşıdım ve düşünürmüş gibi yaptım.
"Ahmet abinin karizmatik olduğu doğru, eh yakışıklı da sayılır gideri de yok değil hani, ama benim pek tipim değil sanki. Ben daha çok saçları olan, mavi gözlü ve burnunun üzerinde çilleri olan yakışıklı dan hoşlanıyorum gibi."
"İlerleyen zamanlarda saçlarıma iyi baksam fena olmaz, malûm saçlı halimi seviyormuşsun ya!"
"Sana inanamıyorum Uğur ya, o kadar güzel söz söyledim sen sadece saç kısmına mı takıldın?"
"Benim işim bu ayrıntıya takılmak. Ayrıca bana sormadan dövme yaptırmış olmanda beni kırdı. Yani senden 'Uğurcuğum ortak kullanım alanı olan koluma dövme yaptırmayı düşünüyorum sen ne dersin,' demeni beklerdim."
"Şaka!"
"Gayet ciddiyim güzelim, kendini afettirmek için ne yapmayı düşünüyorsun?"
Yanına yaklaşıp ayak uçlarımda yükseldim ve kollarımı boynuna doladım. Dudağına dudağımı sürttüm ve "seni öpsem affeder misin beni?"
Bana gözlerini devirdi ve küçümseyen bir yüz ifadesi ile "öpücük! Hadi ama Meleğim ben ilkokul öğrencisi miyim, bir öpücüğe kanayın? Ufkunu genişlet biraz daha geniş daha kapsamlı düşün." Derken elini kalçalarımın yanına koyup beni kendine çekti.
Alt dudağımı ısırıp, "dövmeleri ilk gören ve açan kişi olma şerefini sana versem de mi olmaz?"
"Sen bugün beni öldürmeye mi niyetlisin be kadın, dövmeler derken! Kaç taneden bahsediyorsun?"
"Çok değil Uğurcuğum toplamda üç tane küçük böcük yaptırdım."
"Böcük, ne böcüğü" diye yüzünü buruşturan Uğur'un haline kıkırdadım ve bildiğin böcük işte, diye omuzlarımı silktim. Benim rahat tavırlarım onu biraz şaşırsada oyununa ayak uydurdu."Hım, bakabilir miyim senin şu böcüklerine," derken dudaklarımın üstüne tüy gibi öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)
Romance"Bağırmasana be kadın kulağımın zarını patlattın!" Deyince kan beynime sıçradı! Sinirle gözlerimi açtım ve beni tutan kollara baktım "Sen de önüne bakarak yürüsene be adam! Senin yüzünden ikinci defa yeri boyluyordum" dedim. Ama onunla gözlerimiz bu...