Ben gözlerimi kırpıştırıp ona şaşkınlıkla bakarken, o derin birkaç nefes aldı ve elini saçlarının arasından kaydırdı.
"Ben en iyisi odama gideyim, yoksa bu işin sonu iyi olmayacak" diye ağzının içinde homurdandı ve bir odaya bir bana bakıp aramıza açtığı bir adım mesafeyi kapattı. Ani bir hareketle belimden tutup beni kendine çekti. "Ama gitmeden önce bunu yapmam lazım" derken, başını eğip dudaklarıma küçük bir buse daha kondurdu.
Dudaklarımı öpmeyi bıraktı ama bu defa da dudaklarımın üstünde konuştu. "Eğer sen gitme dersen seni hiç üzmem ama biliyor musun?" Deyip sırıttı. "Ya Uğur," dedim nazlı bir ses tonuyla. "Valla bak, bir köşede kedi gibi yatar seni de hiç rahatsız etmem"
Onun tutuşundan kurtuldum ve gözlerine baktım, "iyi geceler Uğur, bence bu gecelik şansını daha fazla zorlama istersen" dedim tek kaşımı kaldırarak.
Dudağının sağ tarafı kıvrıldı ve konuşurken kaşlarını yukarı aşağı oynattı, "şansımı denediğim için bana kızamazsın değil mi?" Onun bu sevimli hâline kıkırdadım, "ben seninle ne yapacağım?" Dedim.
"Tamam biliyorum bana deliler gibi aşıksın ama benimle ne yapacağın hakkında yine de sana çok güzel birkaç önerim olabilir. Mesela beni daha çok sevip şımarta bilirsin. İnan bana bundan hiç şikayetçi olmam, bir diğer önerim de bu gece kollarımda böyle melekler gibi uyur beni Dünya'nın en mutlu adamı yapabilirsin."
Her söylediği kelimede kaşlarım hayretle biraz daha yukarıya kalktı. Aramıza açtığım bir adımlık masafeyi yine o kapattı ve karşımda dikilip bana tepeden baktı.
"Ben seni düşündüğüm için söylüyorum Meleğim, olur da korkulu bir rüya filan görürsen, seni koruyacak cesur, iyi yürekli, yakışık, karizmatik bir komisere ihtiyaç duyabilirsin diye söylüyorum. Yoksa başka bir niyetim yok"
Uğur diye kıkırdadım, beni içine sokmak istercesine kendine çekti. "Bu gece kokunu içime çekerek uyumam için izin ver Meleğim" derken sesi kısık çıkmıştı, burnunu boynuma sürtüp kulağımın altını öptü, sıcak nefesini boynumda hissedince, kasıklarım da bir hareketlenme oldu.
Uğur, dedim fısıltı gibi bir sesle, hım diye boynumda konuşunca bacaklarımı birbirine sürtmemek için ellerimi yanlarımda yumruk yaptım. Başımı yukarıya kaldırıp, alt dudağımı dudaklarının arasına esir aldı. Eli belimden aşağıya kaymaya başlayınca, odamda bizim öpüşme seslerimizi bastıran bir ses duyuldu. Israrla çalan telefonumda annemin melodisi dur durak bilmeden çalmaya devam ettiği için istemeyerek de olsa Uğur benden uzaklaştı. Ekrana baktığımda annem yine görüntülü arıyordu.
"Annem arıyor."
Uğur kendini yatağın üzerine attı ve elini başının altına alıp sağ tarafına döndü. "Annemin telefonunu aç o zaman Meleğim sen de, çok bekletme onu sonra sinirli oluyor biliyorsun"
Onun bu lakayıt hallerine bir gün alışabilecek miydim acaba? Onun söylediği "annem" sözünü duymamazlıktan geldim, aceleyle çantamdan telefonu aldım ve oturma odasına geçtim. Köşe koltuğun yatak odasına bakan tarafına oturup telefonu öyle açtım.
"Efendim anne"
Annemin üzerinde mavi kalın askılı geceliği, başında da benim mavi bandanam vardı. Bandananın üzerine de göz bandı takmıştı, onu böyle görmek gözüme değişik geldiği için gülümsedim.
"Geldin mi otele, sen başka yerdeyim değince için rahat etmedi."
"Hani senin uykum vardı anne?"
"Uykum var tabi olmaz olur mu ama sen dışarıdayım değince İçim rahat etmedi," diye arama sebebini açıkladı annem. Annemle konuşmamız sürerken Uğur kollarını başının altına bağladı ve sırt üstü yatmaya başladı. Annem Zeynep deyince hıı dedim dalgınca, "iyi misin kızım dalıp gittin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)
Romance"Bağırmasana be kadın kulağımın zarını patlattın!" Deyince kan beynime sıçradı! Sinirle gözlerimi açtım ve beni tutan kollara baktım "Sen de önüne bakarak yürüsene be adam! Senin yüzünden ikinci defa yeri boyluyordum" dedim. Ama onunla gözlerimiz bu...