Bu bölümü siyahmavii0 adlı okuyucuma bana dövme fikrini verdiği için hediye etmek istiyorum🤗
İyi okumalar, umarım bölümü beğenirsiniz...
Cüneyt kapıdayım diye Gülsüm'ü arayınca, Gülsüm yanağımdan öptü, onun titreyen elini tuttum ve "kendine dürüst ol Gülsüm, eğer kendine dürüst olmayı başarırsan göreceksin her şey daha kolay olacak."
Yanımdan ayrılmadan önce,"teşekkür ederim," diyen Gülsüm akmak için bekleyen gözyaşlarına inat gülümsedi. Gülsüm'ün arkasından bakarken inşallah doğru kararı verir diye dualar ettim...
Karşımda bana gülen gözleriyle bakan Zeki Bey'e kaldık yine başbaşa diye iç geçirdim. Elimi çenemin altına koyup, 'sizinle uzun süredir konuşmadık beyefendiciğim ama sizinle evde benim odamda dertleşmek istiyorum, neden biliyor musunuz? Sizinle konuşurken kendimi tutamayıp sesli konuşmaya başlıyorum, yanımdan geçenler konuştuğum hâlde yanımda kimseyi göremeyince beni deli zannetmeye başlıyorlar. Benim hâlime dayanamayıp kahakaha atanları gördü bu gözler. Benim hallerime gülen gözlerle bakan Zeki Bey akşamı sabırsızlıkla bekliyorum dedikten sonra dışarıya yöneldi... Hani bazen olur ya, sebepsiz yere nabzınız yükselir, içinizi bilmediğiniz bir heyecan dalgası sarar, ama neden olduğunu bilmezsiniz sebepsiz yere heyecanlanır etrafa bakınırsınız. İçimde adlandıramağım bir hisle gözlerimi cafe de gezdirdim. İki masa ilerimde oturan genç delikanlı ile genç kıza takıldı gözlerim. İkisinin de yüzlerinde kocaman gülümseme, birbirlerinin gözlerine bakarken gözlerinin içi parlıyordu. Muhtemelen birbirlerinden hoşlanıyor ama arkadaş muhabbeti yapıyorlardı. Genç adam masanın üstündeki kızın elini tutmak için elini kızın elinin yanına getirdi tam kızın elini tutacağı sırada kız telefonundan bir şey göstermek isteyince, genç adamın omuzları çöktü ve yüzünde zoraki gülümsemeyle kızın telefonun ekranına baktı...
Onların hâline gülümserken, gözüm onların yan tarafındaki masaya takıldı. Onlarda durum bambaşka gibi görünüyordu, kadın karşında oturan esmer adama el kol hareketleri ile hararetli bir şeyler anlatıyor, adamsa kadının anlattıklarını dinlemekten çok uzaktı, karşısında konuşan kadından başka her yere bakıyordu. Onlara baktığımı fark eden adamla göz göze geldik, yüzünde gülümseme beliren adamın memnuniyetle dudakları kıvrıldı ve fütursuzca bana göz kırptı. Kaşlarımı çatıp bakışlarımı ondan kaçırdım, işte o anda kafenin girişinde, camel rengi kaşe kabanı, siyah boğazlı kazağı, siyah kot pantolonu ve tüm yakışıklılığı ile bana gözlerini kırpmadan bakan gökyüzümü gördüm.
Bana doğru attığı her adımda, içimdeki kelebekler kozalarından yeni çıkmış gibi sevinçle kanat çırptı, nefes alış verişlerimse sıklaşmaya, nabzım daha hızlı atmaya başladı, titrek bir nefes alıp, onun bana gelişini izledim. Onu her gördüğümde böyle etkilenmek benim zavallı kalbim ve aklım zarardı; eğer onu gördüğümde kalbim böyle hızlı atmaya devam ederse ben kırk yaşımı bile göremezdim.
"Sevgilim..."
Ah bir söz bile insanı nefessiz bırakıp kalp atışını durdurur mu? Benim gökyüzümün her sevgi sözcüğü beni böyle nefessiz bırakmayı başarıyordu işte.
Uğur eğilip dudağımın kıyısına buse kondurunca nefesim bir kez daha kesildi, kulağıma "nefes al" diyen Uğur'un benim halimden memnun olduğunu belli edercesine dudakları kıvrıldı; dudaklarımı ıslatıp iç geçirdim. "Ne zaman geldin?" Diye sordum boğuk çıkan sesimle. "Cüneyt'le birlikte geldim." Derken benim sesimin yankısı gibiydi sesi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raslantı'nın Böylesi (Tamamlandı)
Romance"Bağırmasana be kadın kulağımın zarını patlattın!" Deyince kan beynime sıçradı! Sinirle gözlerimi açtım ve beni tutan kollara baktım "Sen de önüne bakarak yürüsene be adam! Senin yüzünden ikinci defa yeri boyluyordum" dedim. Ama onunla gözlerimiz bu...